- 1286 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NURAY'IN MEKTUBU
10 ekim 2012
Merhaba Nuray…
Az önce apar topar, nasılda gittin ardına bakmadan. Bende kapıyı üzerine kapadım üstelik. Belli ki aradığım, işte şu an yaşadığım yalnızlıktı sence, değil mi? Biliyorum, bir gün bu mektubu okumak nasip olursa, neden şu an yazdığımı beklide hiç anlayamayacaksın. Ama iyi hislerle düşüneceksin biliyorum. Çünkü seni en iyi ben tanıyorum.
Nasılda birbirinden farklı insanlarız değil mi! Her birimiz ayrı gezegen… Ne kadar zeki olduğumu herkes söylese bile yıkadığım çamaşırların ne zaman kuruyabileceğini düşünecek kadar hassas olamadım ki senin kadar. Aslında ailedeki en zeki kişi olmadığımı biliyorum. Seninde içinde sakladığın sırları hissedebiliyorum. Suskunsun çoğu zaman hayata küskün gibi. Keşke kafana taktığın konulara, bir de benim gözlerimden bakabilsen… Aslında hayat, geçmişin izlerine takılı kalınmayacak kadar kısa… Sana hep söylüyorum değişmen gerektiğini. Bana kızıyorsun farkındayım. Ne kadar suskun olsan bile gözlerinden her şeyi okuyabiliyorum. Uyarılarımı dikkate almadığını gördüğüm için bil ki bende sana kızıyorum. Ve bu yüzden gerilmeyi inan ben de istemiyorum. Zaten gün geçtikçe belki de aile olarak daha asabi oluyoruz. Bana göre bir tek annem kaldı aramızda sağlıklı düşünebilen. Geçen hafta onu aradım.’Anne, ev o kadar karışık ki yetişemiyorum artık hiçbir şeye.’ dedim. ‘Aman. Boş ver kızım.’ dedi. ‘Sen iyi misin? Hasta olacaksın diye çok korkuyorum. Hiç bir şeyi kafana takma.Ben gelince evi toplarım.’ dedi. İşte o an, hastalık kelimesi geçtiğinde her zaman olduğu gibi yine ağabeyimi düşündüm. Ne olursa olsun sustum. Merak etme, onu sakinleştirebileceğini bildiğim tüm güzel cümleleri kurdum. Aslında eminim sende hissediyorsun, her ikisi de her şeyin farkında olduğunu. Ağabeyimin, ona baktığım aylar boyunca hastalığından anneme bahsetmemem konusunda bana verdirdiği söz… Keşke olmasaydı diye düşünüyorum, ara sıra. O zaman belki annemin eteklerinde tüm çığlıklarımı bırakabilirdim. Ama ben hâlâ susmaya devam ediyorum. Ağabeyimin en dar zamanlarında beni gaddar bulmasından daha kötüsü neydi biliyor musun? Annem… ‘Ben her şeyi biliyorum.’ Dedi bir gün. O an kendimden korktum. Belki de bir gece ansızın ağzımdan kaçırıvermiştim her şeyi. Sustum. Daha da konuşamam ki… Ama dert yanabileceğim bir sen kaldın aslında. Belki de bu yüzden hayata karşı olan tüm şiddetimi, gözünün önünde bu kadar net tek sen görüyorsun. ‘Üzgünüm.’ diyeceğim ama sen sanki benden daha mı az üzgünsün? Bil ki bu yüzden sıradan olduğunu bildiğim bu kelimeyi telaffuz bile etmek istemiyorum. Kendi içinde gizleri barındıran suskunluğumuz… İşte tek sıradan olan bu olmalı diyorum kendi kendime. ve ardından düşünüyorum da tüm bu yaşananların sebebi yıllardır korkularımızla suskunlaşan kelimelerimiz değil mi?
Nuray, çok yorgunum. Tüm gün işte çalışıp sonrasında evde ders çalışmak artık beni de zorluyor. Kendimi eskisi kadar iyi hissetmiyorum. Biliyorsun birazdan uyumam gerekiyor. Aslında sabaha karşı uykularım bölünmese gündüzler belki daha kolay geçecek. Yatağa kıvrılıp uyumayı deneyeceğim. Belki bu defa daha kolay giderim rüya âlemine. Kızma bana ne olur. Giderken ardını görebilsen, beni daha iyi anlardın. Öpüyorum yanaklarından. Ne kadar kızmış olsan bile beni sevdiğini biliyorum.
Zeynep