GÖNÜL ŞEHRİ İSTİLADA
Gözleri dolanıyordu gözlerde. Ama bulamıyordu, bir türlü ruhunu diriltecek olan gözü.
Hayallerde dolaşan bir gerçek gibiydi. Kimse farkında bile değildi. Arıyordu; durmadan. Arama ihtiyacı duymayan sözlerde.
Oysa gözlerde başlardı aşk…
Gözden göze; sonra sözden söze ve gönülden gönüle akardı…
Sonunda gözlerden yüreğe bir teslimiyet inerdi.
Beyaz bayrağı ne zaman sallanır da teslim olunur bilinmez. Gecelerde uykular kaçmaya başlar. Göz arar sevdiğini.
Ah onun gözleri. Toplardı ordularını şehri esir almak için.
Yürek teslimdi zaten, savaşmaya niyeti yoktu.
Aşk, ordularıyla şehri ele geçirmişti.
Hakimi artık mâşuktu.
O mâşuk ki bir hareketiyle şehri bayram yerine çevirir; ya da bir hareketiyle talan eder, cellatlara verirdi.
Ama şimdi…
Askerleri kaçmış bir komutan gibi yalnızdı bu şehirdi. Maşuk, teslim almıştı şehri.
Bir telaş vardı bugün…
Hazırlıklar yapılıyordu…
Sevgili gitmeye karar vermişti.
Yapılan hazırlıklarda bunun işaretiydi. Bir daha dönülmeyecek bir seferdi bu.
Maşuk kahkahalar içerisinde bırak şehir, yansın, yıkık dökük kalsın der giderken. Başka şehirler, başka gönüller beni bekler.
Mecnun bile içmemiştir böylesi zehri. Sahipsizliktir senin cezan, bu cezayı çekmen gerek.
Ordusunu hazırlayıp gitmek üzere iken sevgili;
“seni ne öldürdüm, ne güldürdüm” fermanını bıraktı.
YORUMLAR
Karşılıksız sevgiyi ne güzel anlatıyorsunuz.Karşılıksız da olsa sevgilinin sevgisi Aşık'ın Maşuk'una olan teslimiyetçilği bu kadar güzel ancak anlatılabilirdi...Teşekkür ederim Sinemizde açılan,kabuk bağlamış yarama tercüman oldunuz.
Yeni,güzel yazılarınızdan bizleri mahrum bırakmayın.Sağlıcakla kalınız.