10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2045
Okunma
Bir Oğlum Oldu…
Annem, benden iki yaş küçük erkek kardeşimi doğurduktan on iki yıl sonra, yeniden hamile kaldığında çok sevinmiştim. Bir kız kardeşim olsun istiyordum. Kendilerine ait sebeplerle, bu bebeğin doğup doğmamasına karar verme aşamasında, benim değişmeyen kararım doğmasıydı. Bebeği aldıracaklar diye günlerce ağlamış ve yalvarmıştım onlara. Sonunda benim isteğim yerine gelmiş, bir tane daha erkek kardeş sahibi olmuştum. O kadar kız olsun istememe karşılık bebek erkekti; ama çok güzeldi. Her şeyiyle ben ilgilenirdim evlenene kadar onun…
Evlenip hamile kaldığımda, eşimin ailesi erkek çocuk isterken, ben kız olsun istiyordum. Bu sefer dileğim yerine gelmişti; bir kızım vardı artık. İkinci hamileliğimde yine herkes erkek derken, ben kız diyordum. Çünkü hep bir kız kardeş özlemi içinde büyümüştüm. Hiç kız kardeşim ya da ablam olmamıştı; ama iki kızım vardı artık. Onları büyütürken bu özlemimi giderebilirdim. Allah gönlüme göre vermişti çok şükür.
Altı yıl sonra tekrar hamile kaldığımda, benim de istediğim bir erkek çocuktu artık. Adı bile hazırdı yüreğimde. Ne yazık ki sağlık sorunları yaşarken hamile kalmıştım ve her gün röntgene girmiştim. Araştırma yapılarak tanı konmaya çalışıyordu rahatsızlığıma. Doktorlar bu riski göze alamayacaklarını söyleyerek, hamileliyi sonlandırmaları gerektiğine karar verdiler. Sonuçta, bebeğim yoktu artık ve üstelik erkekti.
Benim oğlum yoktu artık…
O aralar, psikolojik sorunlar da yaşadım beraberinde. Bir cana kıymış olmayı, hele o canın kendi canımdan olmasını bir türlü kabullenememiştim. Rüyalarıma girer, benimle konuşur ve teselli ederdi küçücük haliyle. Fazla uzun süremeden kendimi toparlayabilmiştim; ailemin, eşimin ve çocuklarımın yardımıyla. Sonrasında da “Kısmet değilmiş!” dedim.
“Allah’ımın bir bildiği vardır.” diyerek kendimi teselli ettim.
Bütün bu anlattıklarıma karşılık, benden çok uzak bir şehirde oğlum var benim. Yok yok! Sakın! Düşündüğünüz şey çok yanlış. Bakın, bir de günaha girdiniz. Kocamın gayrimeşru bir oğlu falan değil kendisi. Ne fesat düşüncelisiniz ya! Gerçi sizler de haklısınız. Şu önyargı yok mu önyargı… Tüm suç onun. Ben de ilk okuyan olsaydım, aynı günaha bende girecektim.
Nasıl bir erkek çocuğu sahibi olduğumu da anlatayım şimdi.
Bu yılın şubatının dokuzunda canım arkadaşım Gam_Seli’nin sayfasında, KİMSESİZ TİNERCİ adlı bir şiirini dinledim. İlk defa duyduğum bir sesti. O ses ki; yüreğime işlemiş, ruhumu sarıp sarmalamıştı. Çok beğenmiştim. Gam_ Seli’ne ulaşmak o gün için imkânsızdı. Ben ise sabırsız, tez canlı biri olarak, yazdığım bir şiirimi o sesten dinlemek istiyordum.
Nasıl ulaşabilirim diye kara kara düşünüyordum. Tabi ki ulaşma yolu vardı; ama bir bayan olarak korkularım da vardı. Korkularıma çareler üreterek, tüm cesaretimi toplayarak şiirime ses olmasını rica ettiğim bir mesaj yazdım. İçim içime sığmıyordu. Olumlu ya da olumsuz bir cevap da gelmiyordu. Uzun bir süre sonra, pişmanlıklar ve keşkeler arasında boğuşurken, bir zahmet cevap verebildi. Şiiri istemişti.
Şubatın on altısında, Halaya Durmuştu Yakamozlar şiirimi, hayran kaldığım nefesten dinleme şerefine nail olmuştum sonunda. Yanılmamıştım, şiirim onun nefesinde bambaşkaydı artık. Oğlumla tanışmamada vesile olmuştu aynı zamanda. Çünkü ilerleyen zamanlarda, kendisini tanıdıktan sonra, manevi oğlum olarak kabul etmiştim. Hele ki sanal ortamda bu kadar efendi, saygılı, kültürlü ve ne yaptığını bilen, kişilikli birinin olması mucizeydi benim için. O günden itibaren, şiir adına, bana her konuda yardımcı olup yardımlarını hiç esirgememiştir. Bilgisayar ve net ortamları hakkında da bilgilendirip yol göstermiştir.
Eğer doğsaydı, oğlumun adını Deniz koyacaktım. Kısmet olmadı. Olmadı ama Allah bana adı Deniz olan bir evlat bağışladı. İyi ki onu tanımışım, iyi ki oğlum demişim. Ailesine, böyle bir evlat yetiştirdikleri için çok, ama çok teşekkür ediyorum. Kendisiyle, şimdi olduğu gibi, ileriki hayatında da; davranışıyla, kişiliğiyle, yapacaklarıyla onur ve gurur duyacağım bir genç çocuk olarak, oğlum olduğu için Deniz’ime de çok teşekkür ediyorum.
Seni doğurup yetiştiren ailene sonsuz sevgilerimi yolluyorum buradan. Ablana da ayrıca kucak dolusu sevgiler ve öpücükler gönderiyorum. Seni çok seviyorum Mavisecki (Deniz Pınar) canımcım.
Şımarmazsın biliyorum; ama sen yine de şımarma e mi?
Çünkü fazlasıyla hak ediyorsun ve biliyorum ki bu yazdıklarım sana az bile…
Sevgilerimle…
12.10.2012________________Seher_Yeli