Bazen
4 yıl acı tatlı 4 yıl diye düşündü.Nilgün bir devlet dairesinde çalışıyordu. Servisindeki arkadşlarına baktı.Buraya geldiği ilk günleri düşündü.Kendini kabul ettirebilmesi için bayağı bir süre geçmişti.Beni tanımaları uzun sürdü diye gülümsedi.Çoğunluğu çok eski arkadaş idi.Arkadaşlıkları okul yıllarına dayanıyordu.Bugüne kadar aralarına kimseyi kabul etmemişlerdi,bunu daha sonra yine kendilerinden öğrendi,Nilgün.Belliki beni İstanbul’dan gelmiş,kendini beğenmiş biri olarak görüyorlardı,bunu hiç bir zaman açıkça söylemediler ama öyleydi galiba. Nilgün de onların guruplaşmasına ses çıkarmıyor,ilgilenmiyor,yada öyle görünüyordu… Öğlen tatillerinde yalnız kalıyordu ama bu şehri tanımak için tek başına dolaşıyordu.Daireye geldiğinde yine hepsi aynı şekilde ilgilenmiyor gözüküyorlardı ama hakkımda konuştuklarına emindim.diye düşündü Nilgün.Benim sabrımı denemek istiyorlardı belkide çünkü ufak tefek önemsiz işleride yaptırmaya çalışıyorlardı,bende öğrenmek adına sesimi çıkarmadan yapıyordum.Bir süre olayları akışına bıraktı…. İzliyordu Nilgün,şimdilik. Zerrin diğerlerine nazaran daha hassas biriydi.Evli l oğlu vardı. Oğluna adeta tapıyordu.Bunu oğluna devamlı aldığı oyunlardan anlamıştı.O gün yine oğluna çok güzel bir araba almıştı…. Dayanamadım. Çok güzel oğlun çok sevinecek..Zerrin dedim.Gülümsedi.Ama o bile arkadaşlarından çekiniyordu, hissettim. uzaklaştım yanından.Benimle konuştuğu için zor durumda kalmasın diye.Neden bu şekilde davranıyorlardı,bu kadar zormuydu yeni birini aralarına almak. Birgün…Servisteki 2 arkadaşın dışarı çıkması gerekiyordu.Aralarında konuşurlarken duymuştum.Müdür Muavininden izin almadan gidip geleceklerdi.Onlar henüz çıkmıştı ki,Müdür Muavini servise gelmişti.Ve tesadüf bana sormuştu.Giden Arkadaşları.Bir an ne diyeceğimi bilememiştim.Arşivde diye söyleyivermiştim.Çağır o zaman onları bana demişti.Ne yapacaktım şimdi.Mecburen arşive indim.Orada olmadıklarını söyledim.Geldiklerinde bana gelsinler… tamam diyebilmiştim.
Yarım saat sonra arkadaşlar geldiğinde durumu anlatmıştım.Meğer Müdür Muavini onları çıkarken görmüş,bunu arkadaşlardan öğrendim.Onlara kızmıştı,tabii.Sonrada bu olay bizi birleştirdi.Ayrılmaz bir bütün olduk adeta.Aileden ileriydik.Acı,tatlı bir çok olay yaşadık birlikte.Ortak özelliğimiz zor arkadaş seçiyorduk,seçtiğimizdede bırakmıyorduk.Darıldığımız günlerde bile arkadaştık.
Sonra bana ilk yakınlık gösteren Zerrin Arkadaşımızın hastalığı.Yoğun bakımda olduğu dönemlerde,hastane koridorlarında,bekleme salonlarında geçen günlerimiz bizi daha da birbirimize bağladı.O hastanede yattığı dönemde ailesinin en yakın yardımcıları yine bizdik.Sonra o gün,Zerrin Arkadaşımız yenildi,hastalığına.Bırakıp gitmişti bizi,oğlunu eşini bırakıp. Ertesi gün Arkadaşımızı son defa dairenin önüne getireceklerdi, Müdür Muavinimiz,Nilgün haydi Arkadaşını alıp gelelim,dedi. O nu alıp daireye getirişimiz. Sonra bütün Arkadaşlarımızın helalleşmesi….Artık ayakta duracak halimiz kalmamıştı.Ona son kez veda ettik.
Sonra servisimizdeki diğer arkadaşlar,sanki nazara gelmiştik.Hepimizin başına birşeyler geliyordu.En son Neriman’ın eşi bir kazada vefak etmişti.Yeni evliydi.Teselli etmenin imkanı yoktu,Arkadaşımızı.Onunla ilgilendiğimiz dönemde,yine bir arkadaşımız kaza geçirmiş,çocuğuna hastanede sıra ile yine bizler bakmaya başladık derken benim kayınpederimin vefat etmesi.Artık kararımı vermiştim.Kaçıp gidecektim.Başka bir daireye tayin dilekçemi verdim.Öylede yaptım.Kaçtım. Ama kendimden yaşadıklarımdan kaçamamıştı.Arkadaşlık bazen kaçmaktır.Sevdiğin,çok sevdiğin arkadaşların için bir şey yapamıyorsan,bazen kaçmak gerekebilir.Bende öyle yapmıştım.