- 1837 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
İnsan ve Düşler!..
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hayat, renkli bir yelpaze… O karmakarışık renk cümbüşüyle bazen bir yağmur zerresinde, kimi bir çocuk gülüşünde gülümser yüzümüze…
İnsan, özünü benimseyerek yaşayan, sözünü söyleyerek kendini anlatan ve yeri geldiğinde de kişiliğinden ve karakterinden ödün vererek onuru ve gururu sonsuzluğa atabilen bir yaratık…
Hayat ve insan kendi kalıbında şekillenip yüzeysel düşünüşlerin o derin girdaplarında kaybolan bir balık. Kiminin oltasına yakalanacağını hiç düşünemeden o sonsuz düşler coğrafyasında kulaç atan, hangi ağa dolanacağını hesaplayamadan kimi anlık, kimi de günlük yaşayan, özündeki saf maddelerle donatılı bir et, kemik ve hücre yığını…
Kişisel hesaplaşmaların ana teması hırs. İnsan yaşamını idame ettirebilmek için hırsıyla gururunu ve onurunu birleştirdiğinde ortaya harika bir yaşam sentezi çıkabilir. Farklı bir açıdan bakıldığında, yani tersten göz atıldığında hırs ve ihtiras yalan ve asparagas düşlerle birleştirildiğinde de bu tema tehlikeli bir kişilikle birleşivermekte ve bu birliktelikten de sakat yaşamlar doğabilmekte.
Gökyüzünün bütün sonsuzluğunu avuçlayarak, o sonsuzluk silsilesinden yeni düşler yaratarak bir ömrün ressamıyızdır yaşadığımız her an. O resimleri biriktirdikçe kendimizle olan sevişmemiz kusursuzluğa dönüşür, bu paye bizim yaşamımızdaki en büyük sermaye oluverir.
Bu kocaman hanın duvarlarında ne resimler saklıdır oysa. Her gün birbirinin üzerine eklenen, ancak bakmasını ve görmesini bilen gözlerce görülebilen o sırlar panosunda hangimiz ressam olmayı isteriz ve hangimiz post model olmayı başarabiliriz o da farklı bir bakışla sunuma dönüşebilir.
Yaşamla olan birlikteliğimizin ve onu huzura sevk edeceğine inandığımız huzur ve vijdana ibadetimizin en asil tapınmasıdır nefes aldığımızı bilmek. Yaşamak hangi açısından bakarsak bakalım üç boyutlu bir sunu ve bizler yanılgılarla da olsa örmeyi becerebilmeliyiz ruhumuzu.
Her gün şafakla birlikte başlar yaşam oyunu. Gönlümüzdeki kumandayla yön verdiğimiz yaşam araçlarımız, gönlümüz, yüreğimiz, nefsimiz, inancımız ve imanımız hangi zor koşullarda resetlenme ihtiyacı duyacak, bunu bilemeyiz. Gönlümüzdeki o asil enerjiyi düşünüşlerimizle şarj etmeden oyunu oynama şansımız olmaz ve o buruk hicranımızı anlatmaya kalem de, tuşlar da gün gelir yetmez.
İnsan olabilmenin ve bu kalabalık coğrafyada göğsünü gererek dolaşabilmenin en varsıl pozudur erdem ve onur. Karşılıksız vaatlerin, ipe sapa gelmez sözcüklerin ve karşılığı olmayan eylemlerin ulaşabileceği hiçbir nokta, hiçbir mesafesi yoktur.
Yaşamla mayalanan ve harika lezzetlerle taçlanan bu renkli coğrafyada yaşattıklarımızın ve yaşadıklarımızın karşılığı elbette mutluluk olmalıdır. Mutluluğu acıyla harmanlamak, yalanın dolanın sırtını sıvazlamak o düşler sahnesinin ışıklarını kapatmaktan başka hiçbir işe yaramaz ve bizler aktörü ve seyircisi olmayan o bomboş koltuklarda noktasız ve virgülsüz bir sözlükle hiçbir şeyin anlamını bilemeyiz, çözemeyiz.
Ölümle ve yaşamla oynanan oyunların karşılığı ya kaybetmek, ya da kazanmaktır. İnsan kazandığı sandığı durumlarda kayıplarla, kaybettiği sandığı anlarda da kazançlarla avunan ve dövünen bir yaratıktır kısaca. Asırlardır kaybedenin ve kazananın belli olmadığı, malın da, mülkün de aynı anlam ve değeriyle yerinde kaldığı o düş harmanında yüzyıllardır kendi eksenimizde dönüşümüz bundan değil midir sizce de!.
Oyunlarla büyüyen çocukların bir zaman sonra kendini keşfedip hayatla ve hayatıyla oyun oynadığı süreç en tehlikeli süreçtir. Emsalsiz mutlulukların sofrasındakileri kaşıklamak ve o doyumsuz şölenden zevk ve mutluluk alma yerine ne yazık ki insanoğlu hep olmazlığa, zorluğa ve tezatlara kırmıştır yaşam dümenini.
Fırtınayla karıştırır durmaksızın kaynayan kazanını. Dalgayla seviştirir ruhundaki okşanası hazlarını. Fesatlar atar o muhteşem lezzet tenceresine ve attıkça doyumsuzlaşır. Fırtına yön ve renk değiştirir bir zaman sonra, dalga denizlerden çekilir, yağmurlar yüreğinden taşarak sevileri bile bitirir.
Gün olur, devran döner o yaşam duvarında sözünü ettiğimiz renk kuşağındaki renkler söner ve şöyle bir yazıyla yaşam kendini resetler. Game Ower!..
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Ben hayatın iki yüzlü bir madalyondan ibaret olduğunu düşünürüm hep. Hayatın bir yüzü cömert güleçliği diğer bir yüzüyle acımasız tokadıdıyla...
Bu şiirsel deneme, hayatın güzel, etkileyici ve renkli tarafından alınış yazısı elbete insanı düşündüren; düşündürürken de ne kadar şanslı varlıklar olduğumuzun göstergesiydi adeta.
Başarılı, etkileyici bir denemeydi...
Selamlarımla
Selahattin YETGİN
Şiir ve diğer esererinizdeki ustalığınız , inanın ki eserlerinizi benim için benzersiz kılıyor ve okuyan herkes için böyle olduğuna şüphem yok.Sonsuz tebriklerimi sunuyorum.
Saygılar ...