- 394 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
FIRINLAR
Nefesimize dar gelirdi bedenimiz, tren raylarındaki vagonumuzdaki yorgunluk.Soluksuz bir yolda, gündüzün kapalı kutularda saklandığı geceler, hapsolurken gözlerimizde…Yol uzardı duyulurken rayların sesindeki tiz sesler içimize düşerdi titremeli sesler…
Gövdemiz sallanırdı her kıvrımına yaklaştığımız raylarda.Tünellerin eski is kokularını burnumuzla çekerken tenimizde kalırdı kara trenlerin kömür kokusu.
Erzaksız, kırıntısız az nefesle seyrederken seferindeki yolculuk..Bir fotoğrafla bir çocuklar vardı kucaklarda yaşlılar köşelerde diz üstü dua ederken yürüdü trenler.
…
Az ötede ısınmak için yakıldı ateşler.Patatesler fırına verilirken, biraz kısık bırakıldı gaz ateşleri.
Savunmasız çırılçıplak, düşük yapan bir annenin rahminden düşecek üryan bedenler gibi çırılçıplak soyunan yetişkin bedenler sıralandı kar yağarken bir ülkede…Cehennem öncesi bir telaşın hazırlığında savaşın barut kokusundaki uzak bir ülkede…Fırınlar sıcaktı insanlar atılmadan önce içerisine….
Kemiğin külleri savruldu bir atmosferde…Kar yağarken sokaklara geride kalanlar saklandı çöp kovalarının altına yada lağımların son nefes kalan odalarına…Bir dünya savaştı işte bir yüzyılın insanlığı fırına sürülürken…
Uzaktan bir kızıldere(i)li söyledi… “İnsanı ancak insan öldürür.Aslan bile doyduğundan fazla öldürmezken,soluk benizliler zevk için tüketecek kendi neslini..”
Grip salya sümük burun akıntısı hastayım işte ıvır zıvır geçecek şeyler ...uyumadan önce iki satırlık sözler boş kalmasın nesir hakkım :) hadi bana geçmiş olsun :-)