- 1015 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Maria - IV.
Kendimi öyle bir kaptırdım ki gözlerine tokadın gelişini göremedim.
"Alışkanlık yaptı galibe tokat sizde..."
Vur kız Maria vur. Oh benim kimi deliye az bile. Ama nerden bileceksin her gece seninle yaşamaktan sana alıştığımı. Ya şeytanın kızı tokadı çaktı ama bir gülüşü vardı " gel hadi sen de çak sıkıyosa gibi "
Tamam dedim yarın gelmeyecek. Korkudan da soramadım. Ardından gidişine baktım sadece. O saçlarını savura savura bir komutan edasıyla yürüyüşüne bakakaldım.
Bu gün resim falan yapmam ben. Doğru eve gittim. Annem ve babam gelmişlerdi. Annem yemeği çoktan hazır etmişti sofra hazır gibiydi.
" Hadi oğlum sofra hazır. Kardeşini de al gel başlayalım. "
Ama ben günde iki tokat yiyince iştah falan hak getire. " Yok anne tokum ben. Sonra acıkırsam yerim."
Odama çıktım. Nasıl bir dalmışım uykuya , yine Maria ve yüzü . Elleri katır elleri olmuş bana bir çakıyor ki ben dağ tepe sürünüyorum. Bağırıyorum ama duyan yok. Ter içinde uyanıyorum. " ulan Maria ben de sana bunun hesabını sormazsam , deli kız , tatlı Mariam.."
Sabah olmasını beklersin de hani bir türlü olmaz , saatler bi uzar bi uzar bitmek bilmez gece... ben gerçi hastalığım nüksettiğinde bu tür geceleri çok yaşıyorum. neyse öyle bir durum bendeki. Ama gün mahkum sabah olmaya. Hayat gibi. Hayat da devam eder sen istemesen de.
Sabah olur olmaz boyalarımı alıp fırladım yola , tepeye vardım , kimse yoktu. " ah be salak bu saatte olur mu zaten burda.. " ...
... " belki de hiç gelmez..."
derken. Karşıda silüeti belirdi. " bari bugün tokadı yemesek..."
" Merhaba ressam..."
aha doğru ya ben kıza adımı bile söylemedim. Sormadı ki de.
" georgio " dedim öylesine. Maria sorduk mu der gibi baktı yüzüme ama gülümsedi.
"Ben hazırım nerde durmamı istersin."
Karşıda bir kaya vardı onu işaret ettim. Nihayet ona doya doya bakacaktım. Resmini çizmeye başladım. Saatlerce konuştuk. Sevdiği sevmediği herşeyi öğrendim , korkularını , onu nelerin mutlu edeceğini. Tabi o da beni konuşturdu. Ben ondan daha çok konuştum ya gerçi. "Aşk işte konuşturuyor" deyip geçtim kendime.
Bu günlerce sürdü. Onun resmi bitmiş bana tarifleriyle anne ve babasını tek tabloda çizmeye başladım. O kadar güzel anlatıyordu ki sanki yanlarındaymış gibi. Bazen ağlamaklı olduğunda ona " huysuz " diye takılıp dikkatini dağıtırdım.
O da bana alışmıştı. O börek , pasta yapar ben de şarap getirirdim. Bir güzel yer içerdik. Son gün müthiş yağmıştı ve biz çocuklar gibi yağmurun altında koşuşturmuştuk. İlk kez ellerini bu kadar rahat tutuyordum.
Aradan birkaç hafta geçti. Biraz üşütmüştüm. Dışarıya çıkamamış ama tabloyla ilgilenmiştim. Ve Mariamı çok özlemiştim. hem de çok.
Resim bitmişti ama ben ona bir ek yapmaya karar verdim.... Bütün gece onunla uğraştım ama değmişti.. Ve Maria ma söyleyecektim aşkımı. yeter artık... !
Hızlı hızlı hazırlanıp tepeye gittim. Saatlece bekledim ama gelen olmadı. Endişelendim. Ama ne yapabilirdim ki. Sonra aklıma evine gitmek geldi. " yok yok georgio olmaz ya amcası kızarsa " .... " saçmalama sadece resmi verip çıkacaksın" dedim.
Ve evlerine doğru yürümeye başladım . Kapıya geldiğimde heyecandan ölmek üzereydim. Kapıyı çaldım ama içimden de " ne olur Maria açsın ne olur Maria açsın " diye de dua ettim ... Küçük ayak sesleri duydum.. " ah işte bu Maria ’ m olmalı " ... kapı açıldı ve .....
Tablo : Elkins Maria
Maria - IV. Yazısına Yorum Yap
"Maria - IV." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
leb-i şima
@leb-isima
Bugün son canım benim :) ve teşekkür ederim çok çok
leb-i şima
@leb-isima
eyvallah can dost.. yarın son kısmı yazıp başka öyküye geçeceğim... bloğuma beklerim bugünkü yazımı okumanı isterim ...
http://faizekisacik.blogspot.com/2012/10/seksapalite-cinneti.html
http://faizekisacik.blogspot.com/2012/10/seksapalite-cinneti.html