- 602 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
O Ben Miyim?
O Ben Miyim?
"Ben kimim?" şeklinde kendimize sorduğumuzda aklımıza gelen ilk cevaplar eskilerin öğrettiği bilgiler oluyor. Allah’ın kulusun, o toplumdaki inancın ekseninde veya ebeveyne göreceli olarak peygambere tabisin şeklinde! İnsanın evrimsel süreci üzerinden kendini sorgulayan da olacaktır. Bu cevapları duymadan, etkisinde kalmadan ateist bir ortamda İbrahim peygamber gibi kendini, Rabbini sorgulayanda var mıdır? Bilmem.
İletişim araçları insanın diğer insanlarla etkileşmesini daha da kolaylaştırması ezber bilgilerin sorgulanmadan kabulüne de sebep olabilir, oluyor da. İnsanlar "Orta Çağ" bilgileriyle yol bulmaya çalışıyorlar. Frekansı çok olan bilgiler diğerlerinin önüne geçiyor. Bu frekans bilginin doğruluğuyla orantılı olmayabilir. Çok hızlı yayılan bilgiler var ki sonradan önemini kaybediyor. Dünya üzerinde kabul görmüş filozoflar ve dini önderlerin tamamı "Orta Çağ" da yaşamış ve yazdıkları, buldukları, getirdikleri günümüze ışık tutuyor. Hatta insanlar kendi aralarında kıyas yaparken bu filozof, din adamı ve önderleri asla geçemeyeceklerini öngörüyor. Bu öngörü kişinin inancı mıdır, yoksa gerçekten tüm insanlık "Orta Çağ" üzerinden mi yönetiliyor? Allah evrensel planı "Orta Çağ"ı tüm çağlara örnek olarak mı dizayn etti? Orta Çağ gerçekten bu kadar önemli mi? Çünkü öncesine ait bilgiler zaten çok eksik. Sonrası da zaten "Orta Çağ" a endekslenmiş. Bu durmda eski ve yeni güme gidiyor. Şöyle mi anlamalı; eski çağlar, çocukluk; orta, gençlik; son dönem yaşlılık. Bir insanın en verimli çağı orta yaşları gibi düşünülürse şöyle bir sorun çıkar; insanın en tecrübeli çağı 40 üzeri, gençliğinden sonraki yaşlılığa meyil çağıdır. Yani ortalama insan ömrünü 63 yıl alırsak; 21 e kadar çocuk, 42 ye kadar genç, 63 e kadar da yaşlılık olur. Bu durumda 40 ve üzeri en olgun çağ olur. Yani son dönem. Bunları yazmamın nedeni; "Orta Çağ" a takılı kalmayalım da insanlık olarak düşünüp, çalışıp, akledip yeni şeyler üretelim.
İnsanı, başka bir insan üzerinden değerli ya da değersiz kılmak doğru bir davranış mıdır?
Şöyle açıyım; herkes kendi önderini tüm insanlardan üstün ilan ederse ne olur, oluyor? Gayet basit savaş ve mücadele olur, oluyor! Burayı çok açmayacağım, yeterince açık.
Yazımın başlığı "O ben miyim?" e gelelim. Ben kendimi algıladığım, kendi tanımıma göre bir insan mıyım, yoksa birileri beni kendi önderlerine göre mi tanımlayacak? Yani birilerinin önderine benzediğim kadar "İyi" benzemediğim kadar "Kötü" mü olacağım?
Herkes kendini yakın çevresindeki ezber kalıplardan ayrı değerlendirebiliyor mu? Yani kendini "Orta Çağ"da yaşamış olanlarla "insan" olarak aynı görüyor mu? Biri bana asla falanca "Orta Çağ" filozoftan üstün olamazsın dediğinde bende jeton düştü? Neden? Benim eski zaman insanından eksik tarafım mı var? Allah o zamandakileri ayrı mı yarattı? Ya da onlar ayrı mı evrimleşti? O an anladım ki pek çok insanın aklı ezber öğretilere endekslenmiş. Eskileri geçemeyeceğini peşin kabul etmiş. Eskilere ne kadar benzerse o kadar iyi durumda olacağına inanmış! Kendimce "Bu bir felaket" dedim. Evet bunu sadece ben demiyorum, Bediüzzaman Sait Nursi de
"Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı içtimaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebîler, Avrupalılar terakkîde istikbale uçmalarıyla beraber, bizi maddî cihette kurûn-u vustada(Orta Çağ) durduran ve tevlaf eden altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır:
1. Ye’sin (ümitsizliğin) içimizde hayat bulup dirilmesi.
2. Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.
3. Adavete muhabbet.
4. Ehl-i îmanı birbirine bağlayan nûranî rabıtaları bilmemek.
5. Çeşit çeşit sarî hastalıklar gibi intişar eden istibdat.
6. Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek." Şeklinde anlatmış.
Selametle
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.