- 2034 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
İŞTE GELDİM GİDİYORUM 21
İŞTE GELDİM GİDİYORUM
Bölüm 21
Arkadaşı biraz bocaladı. Delikanlı ısrarla bakınca konuştu…
-Hiç kimse…
Sırıtır gibi gülüyordu hem de.
-Neden beni çağırdın ya? Önemliydi toplantı.
-Bak! Biz hepimiz kardeşiz. Oradaki arkadaşlar istedi seni çağırmamı. Geçen yıl zorla geçtin sınıfı. Bu yıl sen geride kal. Orda kalanlar da geri duracak. Yeni arkadaşlar yönetsin biraz…
-Bu hiç bir arkadaşlığa dostluğa sığmaz! Bunu bana söyleyebilirdiniz adam gibi!
Bu sözleri söyleyip uzaklaştı hızla. Okula gidip, deniz kıyısına indi. Maviliklere baktı. Yaşamak güzeldi. Mavi güzeldi. Hayat güzeldi. Mavilerin ufuktaki kesişimi çok daha güzeldi. Yaklaşık üç saat gezdi kumsalda. Kendi hayatı için önemli kararlar aldı.
Üç saat kadar sonra, o beş kişi geldiler yanına. Ellerinde bir yazılı kâğıt vardı. Okulun yeni yönetimi yazılıydı. Okudu delikanlı. Kendisini onur başkanı yapmışlardı. Döndü baktı arkadaşlarına. Güldü. Elindeki kâğıtta kendisi ile ilgili bölümü çizerek sildi. Kısa konuştu…
-Hayırlı olsun!
Herkes boynuna sarıldı. “Bu senin içindi” dediler. Aslında delikanlı da biliyordu. Hepsi candan dost idi. Ancak yine de zoruna gitmişti. Demek ki siyaset böyle bir şeydi. Hırs kaplıyordu insanı.
………………….
O yıl arada bir derneğe gidiyor, arada bir okuldaki toplantılara katılıyordu. Kendisini ısrarla çağırsalar da gitmiyordu. İşin garibi dersleri de çok iyiydi. Öğretmenler bile şaşırmışlardı. Kız arkadaşıyla bir münakaşa sonucu küsmüşlerdi yarıyıl tatili başlarken ve yılsonu gelmek üzereydi, hala küslerdi. En çok da bu sıkıntı veriyordu delikanlıya.
Yıl boyunca okulda ve şehirde birçok kavgalar olmuştu. Neyse ki hiç birinde ağır sonuçlar yoktu. Artık okul bitiyordu.
Havalar iyice ısınmıştı. O yıllarda mezun olmak için yılsonu sınavlarına katılmak lazımdı. Bu arada girdiği yüksekokul sınavını kazanmıştı ve okul idaresi de kendisine tebliğ etmişti bunu. Kazasız mezun olursa eylül sonunda gidip kaydını yaptıracaktı yüksek okula.
Ders yılı bitmiş, sınavlar başlamıştı. Beden Eğitimi dersi ona çok uzaktı. Bir türlü iyi olmamıştı araları. O gece sınav için kasa ve minder çalışması yapıp, o dersten de geçmek istedi. Çünkü çok istiyordu yüksekokulu. Arkadaşlarıyla minderde taklalar atmaya başladılar. Geceydi. Delikanlı birden ters düştü ve belinin acısıyla haykırdı. Arkadaşları hemen yanına geldiler, masaj yaptılar beline. O gece sıcağı sıcağına rahat uyudu. Sabahki yazılı sınava acılar içinde girdi. Ama Beden Eğitimi sınavına girecek hali yoktu. Hastaneye sevk kâğıdı aldı. Doktoru kendisine beş gün istirahat verdi. Bu demekti ki dört sınava giremeyecek. Raporu değiştirtmeyi de düşünemedi ve dört desten bütünlemeye kaldı. Diğerlerinin tamamında başarılıydı.
Kız arkadaşı doğrudan mezun olmuştu. Sınavlar biter bitmez, vedalaşmadan memleketine gitti.
Birden tüm ülkede bazı dernekler kapatılmaya başlandı. Kendisinin üyesi olduğu dernek de kapatılmıştı. Buna çok üzülüyordu. Memleketinde, o derneğin yerine başka bir dernek kurma hazırlığı başlamıştı bile. Kendisi de bu kuruluşta yer alacakken zamanı yetişmedi ve bütünleme sınavları geldiği için okula gitmek zorunda kaldı.
Artık kız arkadaşıyla görüşemiyordu. O mezundu ve okula gelmiyordu. Diğer candan arkadaşları okuldaydı. Sınavlar artık başlıyordu. Beden Eğitimi en korktuğu sınavdı.
Ertesi gün spor salonunda kasa ve minderler geldiğinde delikanlı içinden derin bir “Eyvahhh!” dedi. Yapamayacağı belliydi. Önündeki on beş kadar öğrenci başarıyla yaptı; sıra kendisindeydi. Ürkerek gidiyordu mindere. Biraz hızlandı; ama ayakları titriyordu. Tam mindere iki adım kalmıştı ki, hocanın gür sesi duyuldu.
-Minderi teğet geç!
Yanından yürüdü minderin ve içinden “Bittim ben!” dedi. Sıra kasa hareketlerindeydi. Yine herkes yaptı. Sıra delikanlıdayken tam koşmaya başladı; hocanın sesi duyuldu:
-Kasayı da teğet geç!
“Artık her şey bitti.” dedi içinden. Teğet geçerek yerine gitti. Sırada sporla ilgili nazari bilgiler vardı. Hoca herkese üçer soru soruyordu. Sıra delikanlıya geldi ve hoca sordu:
-Hemen en iyi bildiğin soruyu kendine sor benim yerime ve cevapla!
Düşündü delikanlı. En zor soru bu olmalıydı. Ne soracağını şaşırdı. Ve buldu bir tane soru…
-Münih Olimpiyatı’nda madalya alan sporcumuz kimdir hocam?
-Bana mı soruyorsun sen? Kendine soracaksın. Peki! Kimdir hemen söyle…
-Vehbi Akdağ…
-Hangi madalyayı aldı?
-Altın…
-Git başımdannnnn! Gittttt! Değerin altındı, düştün gümüşe… Gümüş almışken altın dedin.
Delikanlı umutsuzca gidip giyindi. Kafası yerde yürüyordu.
Ertesi günkü sınavı başarıyla verdi. Birkaç gün aradan sonra, üçüncü sınava hazırlanmak için, sakin olur diye dersliğe gitti. Epeyce çalıştı, ışığı kapatıp aşağı iniyordu. Loştu koridor. Merdivenden inerken ayakları takıldı ve yuvarlandı. Bir süre öyle kaldı. Zaten kimse yoktu etrafta. Canı çok yanıyordu.
Ayak sesi duydu kısa bir süre sonra. Yaklaştığında, okulun bekçisi olduğunu gördü. Seslendi.
-Abi bir yardım etsene.
Bekçi geldi, zorla ayağa kaldırdı. Ayaklarına basabiliyordu. Ama sağ bileği hareket edemiyordu.
-Of yaaaa offff! Yarın sınav var!
(Yirmi birinci bölümün sonu)
YORUMLAR
Turgay COŞKUN
Saygılar...
Turgay COŞKUN
Saygılar...
Okul yıllarıma gittim bir anda. Öğretmenlerle olan ilişkilerimizi sorguladım kendimce. Sevdiğim öğretmenlerin derslerinde notlarım iyiydi. Diğerleri ise hep zayıf. Allah'tan azdılar. Bütünlemeye kalmak ta ayrı bir zevkliydi hocam...
Nedir bu şanssızlık böyle. Nazar mı değiyor yoksa sakarmı bizim kahramanımız?:)))))
Ya da aklı sevdiği o kızda galiba. Tüm sorumlu o bence...:))))
Emeğinize, yüreğinize sağlık. Saygılarımla...
Turgay COŞKUN
Yok... :)))))) Bu kez kızda suç yok... Şanssızlık belki...
Değerli yorumunuz için çok teşekkürler...
Saygılar...
Son iki bölüm, derslerinde ve yaşamında hızlı gelişmelerle devam ediyor.Okul hayırlısıyla bitecek derken yine aksilikler yakasını bırakmıyor.
Okul yılları...Hepimizin en heyecanlı ve delişmen çağları, kaleminizden canlandı yine gözlerimizde, tebrikler paylaşıma teşekkürler.
Selam ve saygılarımla...
Turgay COŞKUN
Teşekkürler değerli yoruma...
Saygılar...
Turgay COŞKUN
İlginize çok çok teşekkürler...
Selamlar...
beşinci bölümden başlayıp okuyamadığım 6.bölümden son bölümüne kadar heyecan ve merakla okudum...takipteyim..selamlar..
Turgay COŞKUN
Teşekkürler... Onur verdiniz...
Selamlar...
İlk defa bir öykünde bu kadar üstüste umut dolu ifadeler gördüm abi...Üzerine basıla basıla..
"Maviliklere baktı. Yaşamak güzeldi. Mavi güzeldi. Hayat güzeldi. Mavilerin ufuktaki kesişimi çok daha güzeldi. " Pekiştirme var burada ve ardından güzel haberler geliyor. İyi düşün,iyi olsun mesajı var gibiydi...
Ben de beden derslerini hiç sevmezdim nedense..Hatta o minder ve kasa,off off..Hiç yapamadım derste,mucize bu ya bir tek sınavda yapabişmiştim:))
Bekliyoruz daha da güzel haberler:))
Turgay COŞKUN
Beden Eğitimini hiç sorma :) Mucize olarak geçti :)
İnşallah güzel haberler olur...
Teşekkürler değerli yoruma...
Selamlar.. :)
Bu seferde aksilikler bırakmadı genç adamı.. Siyaset , okul, arkadaş üçgeninde ne güzel bir hikaye.. Heyecanla bekliyorum diğer bölümü.. acaba kız arkadaşıyla tekrar bir araya gelebileceklermi..
Bekleyip göreceğiz bakalım.. Kolay gelsin Suskun bey.. Başarılar.. Saygılarımla..
Turgay COŞKUN
Tekrar hareketlenecek bölümler...
Teşekkürler güzel yoruma Dilek HAnım...
Saygılar...
Herkes gider Mersine ben gidiyorum tersine:)yine sondan başladım
Ben kimseleri es geçmem mutlak okur yorum yaparım
lakin laptopum sorunlu kendi şiirlerime yorum yapanlara bile
tşk edemiyorum gönder kısmı görünmediğinden) Sizin yazdıklarınızıda merak ediyorumda
çok geç kaldım sırasıyla okuyamadığımdan biriktiler
bu hikayede gülümsedim nedense hep kimbilir dönülmeyecek çocukluk
gençlik yıllarını anımsattığınızdandır öğrencilerde kendimizi bulmuşuktur
sporda takla atışta vs yanlız bu gence üzüldüm çok dikkatsiz mi desem
benim gibi çok tezcanlımıdır ne yada nazar mı var hep bir yerlerini sakatlıyor
öğretmene sorduğu soruyada yanlış cevap vermiş üstelik:)bakalım onu neler
bekliyor yeni bölümünüzde, akım başlattınız sayfada herkesler artık sıralamalı yazıyor
şiir ve yazılarını numaralandırıyorlar
selamlarımla
Turgay COŞKUN
Delikanlının hayat macerası tıpkı diğer insanlar gibi. Misafir olduğu dünyada yaşamış öylesine. Yaşadığı hayattan kesitlerle de okuyanlara kıssadan hisseler sunuyor...
Teşekkürler güzel yoruma...
Selamlar...
Bence arkadaşları delikanlının lehine iş yapmışlar. Aksi durumda okulu bitirmesi mümkün değildi. Tabii bir de tehditler vardı. Belki de ölecekti.
Beden Eğitimi öğretmeni belli ki delikanlının ahlaki değerlerini çok sevmiş. O nedenle ona imtiyaz tanımış.
Yine merak ettiren bir bölüm sonu oldu. iki sınav var ve o çalışmayan sağ bilekle ne olacak bakalım...
Tebriklerimi ve sevgilerimi bırakıyorum
Turgay COŞKUN
Beden Eğitimi öğretmeni belli ki aslında seviyormuş.
Teşekkür ediyorum güzel yoruma :))))))
Sevgiler, selamlar...
Bu öykünüz öylesine sıcak, öylesine bizlerden ve güzel ki...
Nostaljik bir serüven.
Unuttuğumuz ama herdaim özlemini çektiğimiz öğrencilik yıllarına götüren.
İyi ki yazıyorsunuz dedirten muhteşem bir eser.
Sıcak ifadesiyle ve sevecenliğiyle uzman kalemin peşinde sürüklüyüyor okuru da...
Tefrika halinde oluşu da ayrı bir güzellik...
Okurun merakını kamçılayarak ve heyecanla...
Turgay COŞKUN
Siz gibi bir değerli kalem tarafından beğeni benim için onurdur.
Saygılar...