- 1760 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Kara Ellerin Hazmedemediği Mutluluk...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kara Ellerin Hazmedemediği Mutluluk
Elimdeki ikinci resimdi hayatıma çizdiğim. Sayfanın en üstünden başlıyordum, ellerimin boyası bulaşıp bozmasın istiyordum. Maviler, sarılar ve beyazlar vardı gökyüzünde. Bembeyazdı kuşlarım, kanatlanıp özgürlüğe uçuyorlardı daima. Tam sol köşeden, zirvesi karlarla kaplı dağların arasından doğardı sapsarı güneşim; masmavi gökyüzünden parlardı. Mavi beyaz pamuk görünümünde bulutlarım vardı öbek öbek…
Ruhumla şekil verirdim her birine. Bembeyaz yeleleriyle dörtnala koşan, arada bir şahlanan bir at olurdu. Ya da bir masum çocuk sureti belirirdi gözleri umutla dünyaya bakan. Gökyüzünün maviliklerinde yaşatırdım denizlerin denizkızını. Apak bir kalp olurdu henüz kirletilmemiş. Şöyle bir bakardım ressam gözüyle; mutluluğu, özgürlüğü çizmiştim işte. Eserinden memnun bir ressam edasıyla, sayfanın ortasına geçerdim…
Dalları alabildiğine gökyüzüne uzanan, sıra sıra yemyeşil, her tür ağaçlardan ormanım; önünde yeşilin ve kahverenginin tonlarında tarlalarım ve nadasa bırakılmış toprağım vardı. Saman rengi başaklarım direnir esen yellere tüm gücüyle; ama yine de eğilirdi. Gündöndü sarmış yolun kenarını, güneşe hasret yüzünü dönmüş emiyor kana kana. Emdikçe kuruyor, boynunu büküyor, yenik düşüyor sevdasına. Mısır püskülleri sarmış toprağını. Uzamak istedikçe ağırlığına yenilen saplardı. Üç dört kadın, erkek işçiler çalışıyor bin bir emekle. Korkuluğun en korkuncunu yerleştiriyorum tam ortasına; bozmak isteyenler korkup el uzatmasınlar diye…
Bacası gri dumanlar tüten, çatısı kiremit kaplı, beyaz çerçevelerinde kırmızı perdeleri, cam önünde ve bahçesinde ortancalar, akşamsefası, fesleğen, rengârenk karanfiller ve güller… Saksılarında veya toprağında, gözlere sunulan şölende, taşlardan döşeli yoluyla, içini hiç göremediğim, mutlulukla dolsun istediğim, küçücük evimin tokmaklı kapısı kapalı. Hemen yanı başında bir köy çeşmesi var. Suyu berrak, buz gibi; oluk oluk akıyor. Bakraçlarla su taşıyan Türkmen kızları ise çeşme başında; türkülerimiz dillerinde, neşeleri yerinde. Tatmin olunca gözlerim bittiğine, geçerdim sayfanın sonuna…
İki tarafı meyve ağaçlı, içi şekilli taşlarla dolu, yuvası bildikleri yerde, iç rahatlığıyla rengârenk balıkların yüzdüğü, dağların arasından gelen, nereye aktığı belli olmayan uçsuz bucaksız bir dere. Bir kaç ördek ve kuğu salınıyor nazlı nazlı maviliğinde. Bir çoban sırtını dayadığı çınarın gölgesinde azığını açmış, lavaş ekmeğinin içinde, sapsarı tereyağı ve çökelekli dürümün tadı ağzında, yayık ayranını içerken sürüsünü otlatıyor. Birkaç adım ötede her an tetikte karabaş. Uzanmış boylu boyunca gözleri sürüde.
İçlerinde karagözüm de dâhil, kuzular dağılmış bu güzelliğe. Üç yapraklı yoncalar, sarı beyaz papatyalar, kıpkırmızı gelincikler, evelek, köstebek yuvaları ve kuşburnu ağaçlarının arasında geziniyorlar keyifle meleyerek. Serçeler serpiştiriyorum seslerini duyarak. Derenin akışı eşlik ediyor onlara ahenkle. Can alıcı, umudun, özgürlüğün ve mutluluğun dans ettiği renkler var. Aradığım her şey işte bu resimde…
Hayatımın resminin bittiğine emin olup mutlu bir şekilde son fırçayı vurmam gerek sağ köşeye…
Tam imzamı atacakken, ilk resmimde olduğu gibi, karanlıklardan kara bir el uzanıyor zalimce. Yapacağını yapıyor karalıyor resmimi yine…
Bir daha resim çizmek mi? Ellerim kırılsın ki; tövbe...
08.10.2012______________Seher_Yeli
YORUMLAR
Çok güzel bir yazı. Geceye renk katıyor gerçekten. O kara eli çoktan görmezden geldim ben.
Tebrikler.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Canımcım:)))
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Canım gelinciğim, ne güzel yazmışsın böyle, dün neden kaçırdım. Yazılara şu sıralar girmediğimden olsa gerek..
Çocukken ben de böyle resimler yapardım, keşke bir tanesi olsun kalsaydı.Çocukların dünyası,
en güzel yaşanası yer oluyor, onu bozmaya çalışanlar ise büyüdüğünü sanan küçük büyükler,
ya karalıyor, ya da yırtıp atıyorlar. Beni me yazarken başıma geldi. tabii ilk zamanlarda. Annem
yazdığım küçük bir öyküyü yırtmıştı. Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşatıyor insanda.Bir zaman
kırgınlıktan sonra annemden gizleyerek ve gizli yazdım. Ama destekleselerdi, daha farklı olurdu.
Güvenle ve destek alarak yazmak, harika olurdu.
Tebrikler canım, çok güzeldi yazın,
sevgimle..
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Bizim zamanımızda anket defteri vardı belki bilirsin. 100 yakın sorular hazırlar, artist resimleri yapıştırır arkadaşlarmızın o soruları cevaplaması için veriridik. Yeni evliydim görümcem okumak için almıştı. Kayınpederim görmüş bu ne deyip sobaya atıp yakmış. Öğrendiğimde günlerce ağladım. Aklıma geldikçe hala gözlerim doluyor. Bizim zamanımız daha yasaklıydı. Büyüklerimiz hoş görülü değildi ne yazık ki.
:(((
Çok teşekkür ederim. Kucak dolusu sevgilerimle...
Belkide insan o kara el sayesinde mutluluğu, sabrı öğreniyor. O bozdukça dünyamızı biz yeniden kalkıyoruz onarmaya başlıyoruz, düşüyoruz kalkıyoruz , bu hal devam ede ede olgunlaşıyoruz. Çünkü hayat tecrübesi denen şeye sahibiz artık. Tüm hayallerle masum duygularla bir dünya kurduk ta ki o gelene kadar . Bir geldi yaktı, yıktı dağıttı, geçti gitti. Gitti ama bazen gölgesi yetti dağılmaya.
Ve o kara el sayesinde belkide, hamken pişmek, pişerken , yanmak olur. Hayatı öğrettiği için teşekkür borçlu bile olabiliriz ona..
Güzel bir yazıydı, tebrikler..
Zümra Zen tarafından 10/9/2012 8:56:49 AM zamanında düzenlenmiştir.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Hayallerinizde ona da yer vermeyin...Niyet hayır akibet hayır...
Güzel anlatımdı...
tebriklerimle...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Düşleyerek çizdiğiniz gönül resminize bayıldım... okurken müziğin verdiği huzurda cabası..öyle bir yer varsa ki mutlaka vardır .. orada yaşamak ve yaşlanmak isterdim.. kirli ellerin olmadığı, doğanın , barışın ve huzurun dünyası bir yer..Emeklerinize sağlık zevkle okudum .. selam ve sevgilerimle..
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Viraaaa......:)))
efendim hep bir bir yaşadım yazdıklarınızı nede güzel resmetmişsiniz yadıklarınızı resimde olmasalar bilekutlarım bu güzel çalışmanızı saygılarımla selamlar
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
sen,ANA..ANA---doLu--mda yurdumun topragi koyu mahaLLesi semti koy kent sehir sehir iLçe iL..
sen,ozunu yerini sesini sarki turku etmis bestesi emek makami insanLikta resm edip geLensin biL..
sen,kaLeminLe itirafLarini ARTI yurek sesinLe renkLendirmis tad vermis naks etmis/sin tabLo/na..
ne de guzeL isLemis/sin ya hù ressam çirakLigi da eLimde gitti opuLesi OL eLLerinizin sayesinde unutma biL
ki elL boyLesi eLLer oLduktan sonra raziyim issiz kaLmama hani besik beLerim benDenizde artik
yas bi yastaN sonra torunLar ha geLdi ha geLecek ...
yasami resm eden KaLeminize ses veren yureginize sonsuz saygi seLàmLaRim gonuLde..
Metin Demirkaya tarafından 10/8/2012 5:46:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Güzel duygularla bezenmiş çok çok güzel bir yazı. Resim, müzik, yazıdaki içerik; hepsi bir bütün sanki.
Mutluluk dediğimiz şey aslında bu kadar kolay ve bu kadar basit işte. İnsanlar böylesi küçük şeylerle de mutlu olurlar da; o kara eller bırakmazlar ki böyle bir tabloyu.
Çok derinlerde, çok anlam dolu düşünceleri beraberinde getirdi yazınız...
Kutlarım...
Saygılar...