Yürüsen Daha İyiydi
Oturduğum bina şehrin en yüksek bölgesinde, dağın yamacında bir sitededir. Buraya uzun ve dik bir yokuşla çıkılır. Daha doğrusu dağa doğru tırmanılır. Ulaşım araçları sitenin aşağılarından ve yolun kolay kısmından dönüp geçerler. Bu yüzden ulaşım konusunda insanlarda bir yardımlaşma vardır. Yokuş yukarı çıkan veya inen yaya insanları genelde oradan araba ile geçenler durup alırlar, bazen de yayalar kendileri arabalara otostop çekerler.
Ben de zaman zaman araba ile siteye çıkarken sıcakta yokuş yukarı zorlayan insanları gördüğümde durup alırım. (İnenlere pek karışmam da) Geçenlerde yine arabayla eve yukarı çıkıyordum ki yolda pazardan dönen bir çift görüp durdum. Adam, yaşlıdan biraz genç, orta boydan az kısa ve şişmancadan biraz zayıftı. Kehribar renkli bıyıkları ve rusları andıran bir tipi vardı. Kadıncağız tesettürlü kendi halindeydi.
“Yukarı kadar götüreyim”, dedim. Adam arabaya biner binmez başladı sorguya:
- İsminiz ne?
-…………….
-Soyadın?
-……………..
- Ne iş yapıyorsun?
Benim ise yüz metrelik yolda hiç de muhabbete girme niyetim yoktu. Sektirme cevaplar vermeye çalışıyordum:
- Memurum.
Adam ısrarla üzerime gelmeye devam ediyordu:
- Nerde?
-Milli Eğitimde.
-Öğretmen misin?
-Evet, öğretmenim.
-Hangi okulda?
Artık hiç kaçışı yoktu, akraba çıkacaktık mecbur:
-Sekseninci Yıl’da.
Bu arada onların benim güzergahımdan farklı tarafta oturduğunu öğrenince:
“ Bu zerzevatlarla yolda yolakta perişan olmayın, eve kadar bırakayım”, dedim. Demese miydim acaba? Zira adamın bundan sonraki muhabbeti canımı sıkacaktı. Ayıp olmasın diye :
“Siz ne işle meşgulsünüz?” demiş bulundum. Adam Milli Eğitimde bir şube müdürlüğünde memurmuş… Yok efenim, geçenlerde şube müdürü burada oturan öğretmenlerin isimlerini söylemişmiş de ismim ona tanıdık gelmişmiş. Yav kardeşim benim nerde oturduğumu milli eğitim müdürü ya da şube müdürü nerden bilsin. Kendini üst düzey yönetici hissettirme çabası, cahillik bu olsa gerek. Ve de kendini evine kadar getirmemi bu hissiyata bağlıyormuş gibi bir zanna kapılmam, ben de hafif bir pişmanlık seğirmesi yaptı.
Kırk yılda bir, birini arabaya aldık, adam ukalanın teki çıktı iyi mi. Behey adam seni insan olduğun için, insanlık için aldım. Yazın sıcağında, karı-koca ellerinizdeki pazar poşetleri ile yokuş yukarı ziyan olmanıza yüreğim elvermedi. Kendini olmadığın biri gibi satmak için perişan olacağına yürüsen daha iyiydi.