- 727 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
POSTACI
Korkunç bir sesti duyduğum...Gözlerimi açınca afalladım hala yatak odamızda oluşuma.Rüyadan rüyaya atlayarak uyuyan ben,hemen kendime gelemedim.Ne zamandır uyuyordum,saat kaç olmuştu ?Duyduğum sesin kapının zili olduğuna kanaat getirerek yataktan kalkıp kapıya yöneldim ama artık çok geçti belli ki alt kattaki meraklı komşum çoktan açmış olmalıydı apartman kapısını.Çünkü apartmanın içinden konuşmalar geliyordu.Apartmana giren kişininse bir kat çıkması pek de zamana alacak bir iş değildi...
Hızlıca yatak odasına giderek üstüme bir şeyler geçirmeyi düşünerek yatak odasına geçtim.Kapının arkasındaki hırkamı yeni elime almıştım ki evin kapısı, sanki önünde alacaklı varmışçasına çalmaya başladı.Elimdeki hırkayı geçirerek sırtıma kapıya yaklaşıp "kim o?"diye seslendim."Postacııı" diye sinirli bir ses duydum ama altımdaki şortla açmak istemedim kapıyı."Bir dakika bekleyiiin" diyerek yatak odasına yönelmiştim ki kapı tekrar vuruldu tok toook! La havle çekerek kapının arkasına geçerek açtım kapıyı.Sinirli postacı eşime bir gönderi olduğunu ,imzasının gerekli olduğunu söyledi.Ben de,eşimin evde olmadığını ,mümkünse benim alabileceğimi,söyledim.Sinirli sinirli dövecekmiş gibi baktı yüzüme...İsteksizce uzattı zarfı elime,imzalayabilmek için kapıyı kapatmak zorunda kaldım,ola ki imzalarken kapı açılır da postacı o yataktan fırlamış halimi görür diye düşünerek.Tekrar aynı tok tok sesi,tekrar kapıyı araladım.Sinirli postacı "hanfendiii,olmaz öyle madem müsait değilseniz üstünüze bir şey alın da doğru düzgün açın şu kapıyı "dedi.Ben de altta kalmadım tabiki ,sanki beklediniz de ,dedim ...Bir kez daha kapıyı kapattım ,altıma bir etek geçirerek açtım kapıyı...Hala sinirli sinirli bakıyordu postacı,imzalamam gereken yerleri gösterdi,ben imzalarken bir yandan hala homurdanıyordu"zaten aşağıdan zili çalınca da açmadınız kapıyı "diye...Derin bir nefes alıp imzaladığım kağıdı uzattım,iyi günler dileyerek kapıyı kapattım.
Hala gördüğüm rüyaların etkisinde olan ben postacı gittikten sonra postacı şokunu bir süre atamadım....Sinirli postacı sabah sabah bir rüyadan çıkmış gibiydi benim için.Epeyce söylendim postacının arkasından "müneccim miyim ben ya,nerden bileyim geleceğini,çatladın mı bir dakika bekleyebilsen nolur sanki ..."gibilerinden.Sonra belki de bu orta yaşın üstündeki postacı da değişen dünyaya ayak uyduramayanlardandır,diye düşündüm .Zamanında ne de önemli bir öğeydi insanlar için.Tek iletişim kaynağı olarak görülürdü postacılar.
Bak postacı geliyor
Selam veriyor
Herkes ona bakıyor
Merak ediyor
Çok teşekkür ederim
Postacı sana
Pek sevinçli haberler
Getirdin bana...
Öğrendiğimiz ilk şarkılardandı.Ne de mutlu olurduk söylerken bu şarkıyı.Kendimi postacıdan güzel haberler alan,sevinçten havalara uçan biri olarak hayal ederdim.Sonraları gençlik yıllarımızda Ümit Besen’in Posta Kutusu şarkısını dinledik bin bir hüzün içinde...
Yazarım demiştin giderken bana
Bende bu sözüne inandım kandım
Kaç sabah uyandım bin bir ümitle
Mektupların her gün gelecek sandım,
diyerek ümitlenir,
Bir mektubun bile gelmedi yazık
Postacı yolumu unuttu artık
Nasılsa lüzumu kalmadı artık
Posta kutusunu sokağa attım
Senin de aşkını kalbimden attım,
diyerek veda ederdik içimizdeki sevgiliye...Oysa şimdi öyle miydi,teknoloji herşeyi olduğu gibi postacının da yerini değiştirdi hayatımızda.Yolu gözlenen mektuplar değil de mailler,e-kartlar oluverdi.Hal böyle olunca bir zamanlar yolu gözlenen postacıya kapılar bile açılmaz oldu.Adamcağız nasıl sinirlenmesin canıım?
SEÇ - 05.10.2012
YORUMLAR
POSTACI
Bir mektup getir postacı bana.
Her kelimesi,yarin eli deysin.
Her satırında bana desin..
Zarfını da öpsün versin.
Bir mektupta ben yazayım.
Kurtdan, kuştan selamlarımı,
Her cümle ona desin..
Zarfı kapatayım, götürü verirsin
Tebrik ederim saygılarımla.
sakayik0684
Saygılarımla...