Hakiki sevgi, herkesin bahsettiği, fakat pek az kimsenin gördüğü hayaletlere benzer. -- anatole franse
NAZCA
NAZCA

AYAK DİVÂNI

Yorum

AYAK DİVÂNI

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1124

Okunma

AYAK DİVÂNI

AYAK DİVÂNI

“Geçmiş zaman olur ki…” ile başlayan hüsranla karışık mazi hasretleri çöker ya bazen insanların içine. En kallâvisinden bir “nerede o eski günler” efkârı çekilir bir nefeste… İşte o günlerden birinde, evvelki zamanların içinde yaşanan ve soğuk tarih kitaplarının göstermeyi pek sevmediği sevimli çehreler vardır; geçmiş olup da aslında pek geçemediğimiz hatıralar denizinde.
Hikâye, evvel zamanın içinde fakat kalbur samanda saklı olmayan aynıyla gerçek bir yaşam parçası.
Sene 1540 ve mekân İstanbul
Devrin padişahı Kanuni Sultan Süleyman, devlet geleneğini devam ettirerek her Perşembe yaptığı gibi yine “Ayak Divanı”na çıktı. Kanunun gerektirdiği gibi, sarayın önüne tahtını kurdu ve “her kimin bir derdi varsa buraya toplansın” diye tellal çığırttı. O gün, sultanın huzuruna kim gelirse gelsin sorunu halledilecek ve oradan mutlu ayrılacaktı. Sıra sıra gelen insanların kimi komşusundan, kimi kocasından, kimi de devlet memurların yaptığı haksızlıklardan şikâyet etti. Kim haklıysa hakkı verildi, kim yanlışsa bedeli ödetildi.
Akşama kadar bu böyle sürerken yaşlı bir kadın da elinde bastonu, sırtında kamburu tahtın yanına geldi. Yüzünü görebilecek kadar dikilemediği için, başı önünde bağırarak anlatmaya başladı:
“Ey üç kıtanın sultanı! Ben yalnız bir ihtiyarım. Kendi kendime evceğizimde yaşarım. Evlâtlarıma ölünce bırakayım da beni hayırla yâd etsinler diye biriktirdiklerimden gayrısı yoktu elimde ki, dün geceden beri onlar da kalmadı. Bir hırsız girdi evime, ben uyurken. Sandığımdaki altınımı, boynumdaki gerdanlığımı, kolumdaki bileziğimi, yastığımdaki paramı, neyim var neyim yoksa hepsini almış gitmiş. Varsa eğer adalet bu memlekette, isterim canımın yongasını geri”
Sultan Süleyman kendini tutamadı ve gülümseyerek şöyle dedi:
“Ey bre nine! Ne sandığın kalmış, ne yastığın. Ne kolunda bilezik ne de boynunda incilerin. Bu nasıl bir uykudur ki, hırsız bunları yaparken hiç uyanmadın?”
Kadın belini zorlayarak biraz daha dikildi ve yedi iklim padişahının yüzüne şu cevabı çarptı:
“Biz seni uyanık zannettiğimiz için bu kadar rahat uyuyorduk Sultan’ım!”
Sultan bu cevabı daha çok beğendi ve kadının ne zararı varsa hepsini kendi cebinden karşıladı.
Bu bir masal değil, kayıtlı bir gerçektir. Bugüne bakınca “keşke gerçek olmasaydı” diyerek, kaybettiklerimize üzülmemek ise mümkün değildir.

NAZ

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ayak divânı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ayak divânı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AYAK DİVÂNI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
16.1.2013 23:16:56
çok doğru ve çok güzel bir paylaşım sevgimlesin nazcığım
gulnagme
gulnagme, @gulnagme
5.10.2012 15:23:30
Bu hikayeyi duymuştum hep.
Güzel bir toparlamayla daha güzel olmuş ve yer ettiriyor beyinlere.

Tebriklerimle sevgilerimi, selamlarımı bırakıyorum...
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN, @turgay-coskun
5.10.2012 15:21:06
Bilindik olsa da, böylesi yazıya dökülmeyen güzel bir gerçek.
Keşke yönetenlerimiz okusa da hatırlasa bu bildikleri gerçeği.

Tebrik ediyorum güzel yazıyı...

Saygılar...
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
5.10.2012 11:33:41

çok güzel bir anektoddu

beğeni ile okudum

paylaşıma teşekkürler, tebrikler




© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.