- 1088 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SARMAŞIK
İnsanoğlunun naturasında vardır alıcı olmak.Vermektense;almayı yeğleriz.
İnsan vardır cevher gibi koskoca bir dağ misali.İşlersin öbek öbek.kazmayı her vuruşunda
gözlerine inanamazsın keşfettiğin madeni.Yeni bir buluş,yeni bir çağrışım.Dimağının her bir hücresini yeniden açarsın,yenigüne,geleceğe .Silersin eskiyi,geçmişteki süprüntüyü atarsın çöpe.
Dağ olan gönüldür zaten kendi ekseni üzerinde seyrederken ışıl ışıl yanmaya,yanındakinide elinden geldiğince aydınlatmaya.
senden aldığı örnekle verici olursan ne mutlu sana.Zira katılırsın ulvi kişilerin arasına.
Ulu ağaçlar ormanı vardır,kökleri yedi kat derinliklerde,uç filizleride arşa çıkmış,bir arada yaşarlar.Ne rüzgar,ne yağmur en kötü doğa şartlarında bile hiç birşey olmaz onlara.Tam dibinde ayaklarının ucunda kımıl kımıl sarmaşık dalına,içlerinden biri acır.Yazıktır ona;Güneş’in altın rengini,dallarını sımsıcak sardığını,gün batımında çıkardığı kızıl renginin titrek yitip gittiğini.Huşu içinde seyredip;özlemlerini ertesi sabaha kavuşturmayı bilmez.İzin verir.Sarmaşığa hevesle anlatır yukarıdaki güzellikleri.
Sarmaşık büyük bir hevesle atar kendini asırlık ağacın gövdesine.Sarar ,sarar,sarar.
Ağacın ne odun borusu kalır ,ne soymuk borusu.Öyle bir hale gelir ki ağaç pişman olur neden izin verdiğine.Soluk alıp veremez olur.
Dallarının ucundaki iğnelerinden itibaren başlar sararıp solmaya.Uzaktan bakılığında sadece sarmaşık ağacıdır sanki.Sonundada öyle olur.
Böbürlenir sarmaşık.Gübrenin içinden çıktığını unutur.Diğer ağaçlarada dal atmaya
başlar.Bir şeyin farkında değildir;Ömrünün kısa olduğuna. İlk güzde gazel olur gider...
hulyA