- 494 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ORDUMUZ
Türkiye coğrafyası başka ülkelerinkine benzemez. Zor bir coğrafyadır.
Cennet-mennet, dünyanın en güzel yerleri söylemi gerçekçi değildir.
Coğrafyamız çetindir. Ama bizim yurdumuzdur, başka da yurt yoktur bize.
Milyar dolarlar sırtlayıp dünyanın neresine giderseniz gidin, orada üveysiniz, ikinci sınıfsınız. Geldiğiniz yerle, orijininizle anılırsınız, yedi göbek zürriyetiniz dahil orada sığınmacısınızdır.
Bize başka yurt yoktur ve en güzeli bizimkidir o yüzden.
Şimdiki egemen batı kapitalizmi ile potansiyel egemen doğu kapitalizmi arasına sıkışmışızdır.
Güçlü Sami milliyetçileri ile güçlü Slav milliyetçileri arasına sıkışmışızdır.
1000 yıllık ümmet imparatorluklarının, binlerce yıllık kavimler beşiğinin kalıntıları üzerinde yurtlanmışızdır.
İnsanların alışkanlıkları, mantaliteleri, inançları, gelişmişlik seviyeleri farklı farklıdır.
Coğrafyamızın doğal zenginlikleri abartıldığının aksine, ortalamanın üstünde değil altındadır.
Kuruluşundan günümüze kadar cumhuriyet hükümetlerinin, siyasetteki en güçlü kozu TSK olmuştur. Mevcut koşullarda böyle olması gerekiyordu ve önümüzdeki senelerde de ordu T.C. hükümetlerinin dış siyasetlerinde en büyük destekçisi olarak kalacaktır. Bunun tersi asla düşünülemez.
Burası Ortadoğu, belinde tabanca olmadan sokağa çıkamazsın. Selam bile vermezler sana.
Barış, özgürlük, demokrasi, uygarlık, hak, huzur düşünceleri hala bölgemizde hazmedilmiş/yerleşmiş değildir. Anlaşılan o ki, daha uzun seneler böyle devam edecektir.
Sınırlar içindeki iç siyaset ile sınırlar dışındaki dış siyaset araç/gereçleri oldukça farklıdır. Dışarıdakinin aksine içerde ekmek ve adalet iki temel gereksinim olarak ağırlığını hissettirir. Din ve yüce sayılan diğer insani değerler, aş ve adalet gereksinimlerinin yanında, yansıtıldığının/göründüğünün aksine, arka planda kalır.
Hipotez değil, net olarak bilinir ki; devletleri yönetenler bilgelik ve devlet adamı meziyetlerine sahip olmalıdırlar.
Nüfusumuzda yönetime getirilecek böyle kişilerin yeterince var olduğu bir gerçektir. Eğer bilge olmayan/devlet adamı nosyonu olmayanlar yönetimde ise bu bir ahlak sorunudur. O da ayrı bir konudur.
Daha uzun yıllar boyunca hükümetlerimiz arkalarında güçlü bir ordu olmadan adım atamayacaklardır. Demek o ki, devletimiz güçlü bir ordusu olmadan bağımsız/ özgür yaşayamaz.
Güçlü ordunun tanımını şöyle yapalım:
Hükümeti önünde, halkı arkasında olan bir ordu güçlü bir ordudur.
Sağlam /yetkin karakterli, bilge komutanların yönettiği ordu güçlü bir ordudur.
Yaşadığımız günlerdeki durumu değerlendirmek için; aynada kendi yüzümüze bakmamız yetecektir.
Görünen köy kılavuz istemez.
*büyükharman*
ORDUMUZ Yazısına Yorum Yap
"ORDUMUZ" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
2 Ekim 2012 Salı 16:47:31
İşte yanlış yol,kutup yıldızına inanarak işi orduya devretmenin sonucu 100 yılımız heba oldu..Darbeler ülkesi.Siz sağlam beyinler yetiştirin ki en son dayanağınız ordu olsun..Bak tarihine...Yeniçeriler dünyayı titrettiler,İstanbul'u inlettiler.ıı Mahmut tarafından topa tutuldular.Bana ordusuna ihtiyaç duymadan aklıyla hükmeden toplumlardan bahset.Zihniyet aynı...Siz sizi kışladan yönetecek istediğinde abaaltından sopa gösterecek ne düğü belirsiz insanların arkasından gidiniz...Ülkemin en güzel yeri Silivri.ülkemin en kötü yeri Yassıada...
büyükharman
@buyukharman
Teşekkürler okuyup değerlendirmenize.
Daha dikkatli üzerinde durup, saptamaları ve temayı yakalamalısınız demek olmaz. Yeterince açık ve basit yazamamışım diyorum ben.
Sizden bir kez daha her kelimesine özen göstererek okumanızı isteme hakkım olsaydı keşke. Düşünce birlikteliğimiz netleşirdi.
Saygılar.
Daha dikkatli üzerinde durup, saptamaları ve temayı yakalamalısınız demek olmaz. Yeterince açık ve basit yazamamışım diyorum ben.
Sizden bir kez daha her kelimesine özen göstererek okumanızı isteme hakkım olsaydı keşke. Düşünce birlikteliğimiz netleşirdi.
Saygılar.