Düşünüyordu, asıl isteği şeyi bulmak için.Kafasını kemiren bir sürü abuk sabuk şeyden sonra bu düşünüş hali onu bir hayli yordu.Oturduğu sandalyeden kalktı evin denize bakan penceresinden güneşin doğuşunu beklemeye koyuldu.Sehpanın üstünde duran sigarasına gözü kaydı paketi eline aldı içesi yoktu ama yine de bir tane yaktı.Beş altı nefeste bitirdi çok dertliydi.Misafir gelecekmiş gibi hazırlık yapmadı ama sabah kahvesi elinde bir iki bisküvi atıştırmak için mutfağa kadar gitti.Çekmeceden cezveyi çıkardı iki kaşık kahve bir fincan su koyup kısık ateşte kaynatmaya başladı.Şekersiz içerdi beş senedir şeker kullanmadığı için kahveye şeker koymak aklına bile gelmedi.Çabuk kaynaması için ocağı sonuna kadar açtı ve hızlı hızlı karıştırmaya başladı.Kaçırmak istemiyordu güneşin doğuşunu.Geçen gün halinde bir gariplik hissetmişlerdi arkadaşları ama söylemekten kaçınmış araya başka laflar sokmuştu.En sonun da dayanamamış kıyısından köşesinden biraz anlatmıştı ve güneş doğmadan kalkacağını söylemişti.Nedenini sormadılar zaten kendi hallerinde dünyadan haberi olmayan günü kurtarma peşine düşen aciz insanlardı arkadaşları.Bunları bir sinema filmi gibi aklından geçirirken kahvenin kaynamakta olduğunu fark etti ve dikkatli bir şekilde nazikçe fincana boşalttı.

Devamı Yarın...