Bazı gelinlere, kaynanası ne yapsa yaranamaz.

Bir tanıdığın gelini,
-Yüzünü görmem bile sinir olmama yetiyor, iyiliği, yardımı da kendinin olsun diye kaynanasını evine bile istemiyor.

Bazen de tam tersi olur, melek gibi gelin bir türlü yaranamaz .

Türk toplumu olarak ataerkil aile yapısına sahip geniş ailelerde büyüdü, anne babalarımız.

Gelinler, torunlar büyük evler, birkaç haneyi barındıran eski konaklar, benim yapılarına her zaman hayran olduğum tarihi evlerimiz .

Evin büyüğü kayınvalide otorite kurmak için sert davranıyor olabilir.

Birkaç oğul gelin torunlar, aile büyüklerinin birlikte yaşadığı geniş aileler, sert Türk aile yapısının, zaman içinde, giderek gaddarlığa varan eziyetleri de beraberinde getirmesi kaçınılmaz oldu.

Otorite derken eziyete varılan hoşgörü eksikliği, gelinlerin yılların ilerlemesiyle aileden küserek kopmalarını getirdi.

Kaynanaların eziyetleri o hale geldi ki, oğullarını evlendirecek olan ailelere ön şart olarak ayrı oturma öne sürülmeye başlandı.

Bizler çekirdek aile yapısının ikinci üçüncü kuşakları olarak ana baba çocuklardan oluşan evlerde yaşadık.

Aslında çözüm çok basit, ama bunu hiç kimse uygulamaya koymuyor.

Gelinken kayınvalidesinin kendisine karşı beğenmediği davranışlarını, kendi gelinine yapmasa, hayat ne kadar kolaylaşır!

Sevgili peygamberimizin güzel bir hadis-i şerifinde buyurduğunu uygularsak, işte çözüm:

‘Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin, emniyette olduğu kişidir’

Aileye katılan geline, el kızı diye önyargılı davranmadan sevgi ve şefkat gösterilir, ona değer verilip, söz hakkı tanınırsa, kaynanalar bir zamanlar kendilerinin de genç olduğunu, acemilikleri olduğunu unutmazlarsa, olumlu bir adım atılmış olur.

Hiç kimse sevgi görüp değer verildiği yerde çıngar çıkarmaz. Yaptığı işlere takdir ve teşekkür edilirse, daha şevkle yardımcı olacağı tecrübelerimle sabittir.

Sevgi saygı olan yerde, sorunlar olsa da halli daha kolay oluyor.

İlk yazımda yazdığımı yineleyeceğim, bu anlattıklarım aklı başında normal insanlar içindir.
Yoksa psikolojisi bozuk, rahatsız olan ve çaçaron tipler yola gelmez.

Oğullarını seven anneler, gelinini sevmek ve değer vermek durumundadır.

Eşini sevdiğini söyleyen ve mutlu olmayı isteyen gelinler de, sevdiğinin yakınlarını hoş tutup, saygı gösterir.

Nasrettin hoca rahmetliyi anmadan geçemeyeceğim:

Rahmetliye sormuşlar, eşinin adı ne, bilmem demiş.

Hocam kaç yıllık eşinin adını bilmez mi insan, geçinmeye gönlü olmazsa bilmez, diyor.

Onun her söylediği bizlere ibret ve nasihattir.

Biz hep sevgi ve saygı verelim, yansıması bizi mutlu edecektir.


1 Ekim 2012