- 705 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hayattan Kesitler(2)
Yirmili yaşlar aşk için orta yaş bunalımı gibidir. yaşadığın acılar tecrübelendirmiştir seni, çok hata yapmışsındır ama hala devam edesin hata yapmaya. Üniversiteli bir gençsindir, üniversiteli bir gencinaşk yaşamsına inanırsın. Sanki üniversitede aşk yaşamak kural gibidir. Oysa aşk kuralsız olduğunda güzeldir.
Hiç kimseye aşık olmayacağım diye bir söz vermiştim kendime, ne haddimeyse aşka karşı koymak. Aşık oldum bu lafı söyledikten günler sonra. Ben bilmiyordum tabi bunun aşk olduğunu o günlerde. Aşk bazen acı yemek gibi oluoyr acısı sonra çıkıyor. Onu gördüğümde yirmi yaşındaydım oda birkaç yaş küçük. Aşık olunmak için yeterince büyüktüama aşık olmak için çok küçük. Bense kendimi aşk uzmanı sanacak kadar ukala.
Tiyatro kulübünün gediklisi olana ben yeni sezonda yeni insanlarla tanışınca onlara gerçekten yeni muamelesi yapıp kendimi tecrübeli yerine koydum. Nerden bilirdim o yenilerden birinin beni gerçekten eskitip bir paçavraya dönüştüreceğini. Ufak tefek çoğunluğa göre güzel olmayan bir insandı karşımdaki. Hani kırıcı olmamak için güzellik kraliçesi değil ama çok tatlı denilen tipler varya işte onlardan bir tanesi. Tanıştığımız andan itibaren ilginçtir ki o benim çevremde geziniyordu. Belki ilk defa bu kadar cesur irini gördüğümdendi bu durumun ilginçliği. Bu benim alışık olmadığım bir durumdu ve afalladım. Hani ben birinden hoşlandığımda çevresinde pervane olsam daha kolay olurdu sanki. Bilmiyordum bu durumda nasıl davranılacağını. Hoşlanmadığım insanların peşimde dolaşması olmuştu birkaç sefer ama bu sefer ben de hoşlanıyordum.
Ve yapılabilecek en saçma şeyi yaptım. Onu umursamadım, dediklerini dinliyormuş gibi yaptım ama kaale almadım. Geldiğini gördüm görmemiş gibi yaptım. Sorularını duydum ama o beim cevaplarımı hep o gittikten sonra kendime verdim. Sonra birgün konuşmaz, gelmez ve soru sormaz oldu. O gün en başta yapacağımı yapmaya karar verdim ben ona gittim. Ayağına kapanmaya gittim, kapısında yatmaya gittim. Konuştuk dakikalarca belkide daha uzun. dinledi beni benim onu hiç dinlemediğim kadar. Cevap aşamasına gelince dinlediği kadar iyi değildi, benim susarak karşılık verdiğim sorulara o beni kırarak cevap verdi. Düşünüyorumda seneler sonra haklıydı. o haklı olmasa bile ben haketmiştim en azından. O an yalvarmaya gitmiş olan ben ne yaptım peki. Çektim gittim hemde ilk gelen dolmuşa atlayıp, onu yolun ortasında bırakıp gittim. O dolmuş üstümden geçse daha çok ezilmezdim sanırım.
Sormak güzel, sevmek zaten güzel, cevap alınca kırılmakta normal ama sana cevap veriyorsa birisi onu dinlemek en güzeli. Her ne derse desin sana cevap vermişse seni önemsiyor demekki. Cevabına bir cevapla karşılık verip zamanın akışına bırakmak gerekir bazen. Zaman zaten bizim yerimize yapıyor olması gerekeni ve hızla akıp gidiyor. Biz neden hızlandırmaya çalışıyoruz zaten hızına yetişemediğimiz zamanı.
Ekim,2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.