- 933 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk ile İstanbul'u Özlemek
Sonbaharı dinliyorum gözlerim karlı dağları görüyor, başımı çeviriyorum; çepeçevre binalar. Dört bir yanımı sarmış hudutlar. Kaçış yok, lakin tek bir bakış da yok. Tek manzaram maviliğinde kaybolduğum gökyüzü. Onun da bir parçası demek daha doğrusu. Yeryüzü nerede kaldı merak ediyorum bazen, kara kutumdan çıkmazsam hiç göremiyorum çünkü. Penceremden gördüğüm yeryüzü değil, benim dilim kaldırım ve ya kaldırım taşına yeryüzü diyemez.
İlginç yerleri yok buranın, keşfedilecek tarihi yerleri mesela. Şehir bile dört duvar gibi, insanları bile. Hayatta her şeyin ve herkesin aynı olmasını, hatta kendileri gibi olmasını beklediklerini seziyorum bazen üzerime düşen bakışlardan. Buraya özgü hep bir tutuculuk, bir sınırlama yahut bir aşağılama var her şeyin özünde. Haksız olmadığımı biliyorum. Her defasında da aşk ile bir dahi İstanbul’u özlüyorum. İstanbul’u istiyorum. Kaybolayım tarih kokan sokaklarında, yokuşlarında nefes nefese kalayım, ayazı çarpsın yüzüme, deniz kokusunu buram buram çekeyim içime, gez gez bitiremeyeyim koca imparatorlukları barındırmış şehrimi ve her nefes alışımda, güneşin her doğuşunda bir kez daha seveyim âşık olduğum İstanbul’umu…
Yerle gök arasında kalmış insancıklar çarpıyor gözüme. Yürüyorlar ve bazen gülüyorlar. Sokakta nadiren ağlar insanlar, burada da öyle. Ben de alt ve üstten tutulmaya, zorla bir yerlerde durdurulmaya çalışılanlardanım. Yaşadığımız hayatların seçimlerimiz sonucu olduğunu inkâr edemeyiz, sadece alınan kararların sonradan değiştirilebilme seçeneği atlanıldı. İnsanlar bazı şeyleri görmezden gelebiliyorlar ya, ya da başladığı bir şeyi kavramak için küçük oluyor ya öyle bir şey bu da.
Hayatın gerçeklerinin üzerine kocaman bir neyse çekiyorum ve devam ediyorum. Deniz kenarlarının vazgeçilmezi olan martı sesleri, o zaman zaman beğenmediğimiz deniz kokusu, kışın en zor zamanında bile kendinden ödün vermeyen dalgalar, tonton balık tutan amcalar, güzelim vapur sesleri ve daha birçoğu yok buralarda -zaten burada ne var ki Allah aşkına…-. Gözünü sevdiğim sen ne özelsin, ne güzelsin ey sevgili İstanbul… İstanbul’um… Ayrı bir şehirsin azizim, hatta bir dünyasın; apayrı bir dünya. İçinde barındırdıklarına her şeye bedelsin. Zorluklarınla güzelsin; madem sen gülsün, dikenlerinle kabulümüzsün.
Orhan Veli kadar şansım yaver gitmedi bu aralar, gözlerimi her zaman kapalı da tutsam İstanbul’umu dinleyemiyorum... Lakin son kez kapayana kadar, gözlerimi her kapadığımda İstanbul’u dinlemek istiyorum…
Kasım 2011
Ceren YILDIZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.