Başarısız Bir Kredi Kartma Girişimi
Kampüsten çıktım. B kapısının önünde kaldırıma oturdum, sigaramı da yaktım dolmuş bekliyorum. Bir süre sonra tabi ki beklenen, beklenirken de korkulan oluyor ve bana kredi kartı satmak isteyen o kadınlardan biri, bir örümcek edasıyla, kapsama ‘ağ’ına giren kalorifer böceğine doğru, yani bana doğru sinsice yaklaşmaya başlıyor. Önceleri kafamı başka yöne çeviriyorum. Bu çok bayat bir numara olduğuçün işe yaramıyor. Dişi örümcek avına tam donanımlı ve kararlı bir şekilde ilerliyor. Yüzümü ona dönerek ‘gözünü seveyim gelme. Başka adam mı yok lan koca kampüste ? Başkasına git. Bak şurada ameliyatla sağ eline i-phone ekletmiş, sarı salak bi’ kız var ona git bana gelme’ anlamına gelen bir bakış atıyorum. Tabi ki anlamıyor. Zaten bir kere anlasa da başka birine gitse, tıpış tıpış ben gider alırım o kredi kartını.
Tam bir ofis kadını. Beyaz gömlek, siyah etek ve topuz yapılmış saçlar. Çabalarım nafile. Geliyor oturuyor yanıma. ‘’Biz’’ diyor ‘’Pos makinenize kredi kartı sokmak istiyoruz bundan mütevellitte aradığımız niteliklerde bir keriz olup olmadığınızı öğrenmek için burdayız. Zamanınız var mı ?’’ Tam olarak bunu söylemese de buna benzer lakırdılar lakırdıyor dibimde. Bir de soruyor ki zamanınız var mı ? Lan sanki zamanım olmasa peki deyip gidiyor musun ? Gitmiyorsun. İhtiyacım yok diyorum cart ücreti almıyoruz diyor. Gitmem gerek diyorum curt ücreti almıyoruz diyor. Bir an boş bulunmaya gör ne olduğunu anlamadan şifre girerler bi’ tarafına. Öyle tetikte olmalısın. Hafiften de yıkama yağlama yapıyorlar cümle aralarında ki kıvama gelebilelim. Süreç kabaca böyle işliyor.
Kadın karşımda eğilip bükülüyor, ısrar üzerine ısrar. Sanki kabul edersem hayatta kalacak ve ikinci filmde de oynamayı garantileyecek bir aktris gibi. Muhtaç gibi. Çok kötü oluyorum. Ulan diyorum kabul edeyim de daha fazla acı çekmesin, nasılsa kullanmam kartı ama bi’ yandan da istemiyorum. Üzülüyorum kadının haline. Hani başka bir mekânda olsak ‘’çekip çıkartıcim seni bu kokuşmuş hayattan’’ deyip kavuşturacağım hürriyetine ama olmuyor. Kadın biraz daha ısrar etse sarılıp ağlayacağım. Ne yapayım yapım böyle. Bir anda değişiyor iklimim. Ekmek parası diyorum, geçim derdi diyorum, daha neler neler diyorum.
Kadın yavaştan aradıkları niteliklerde bir keriz olmadığımı anlamaya başlıyor. Tam o sırada da Musa mıdır Nurullah mıdır bir genç yaklaşıyor yanımıza kurtarıcım olarak. Sonradan anlıyorum ki Musa çoktan yem olmuş da sindirilmeye çalışılıyor. Kadın bir anda salıveriyor beni, Musa’yla gidiyor. Musa da yavrum hiçbir şeyin farkında değil gülücükler saçıyor etrafa. Akabinde dolmuşun gelmiş olduğunu görüyorum. Yanına vardığımda çok afedersiniz puşt şoför basıyor gaza. Arkasından bağırıyorum durmuyor. Bir sonraki dolmuşla ferah ferah ve saadet içerisinde ulaşıyorum yuvama. Cüzdan bile taşımıyorum yanımda.
H. Barış Beledin
cellde.tumblr.com