- 1877 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
HATIRLA ONİİİİ
Şimdiki neslin kesinlikle tanıdığını sanmıyorum. Ama bizim zamanımızda çok bilindik bir simaydı O. O diyorum ya kim olduğunu ah bir hatırlayabilsem.
Durun biraz beyin jimnastiği yapayım. Adamcağız Hz. İsa’dan bin üç yüz elli sene kadar önce bizim Anadolu’nun bağrında yaşamış bir kral…Anadolu’nun bağrında diyorsam tam olarak bağrında…Çorum, Yozgat civarlarında yaşamış.
Bu herifin adını ne zaman hatırlamaya çalışsam aklıma eski bir reklam gelir.
-Bir bilmecem var çocuklar
+Haydi sor sorrr.
-Çayda kahvaltıda yenir
+Acaba nedir? Nedir? ( Öyle ya zeytin-peynirden tut da sabahın köründe ciğer tavadan, hamsi ızgaraya kadar her bi şey yenir kahvaltıda bu ülkede ...Yani ‘’Acaba nedir diye sormak çok da acayip bir durum değil.)
-Bisküi denince akla…( Bisküi mi? O da ne? Sanırım püskevit demek istedi.)
+Püskevit değil mi?...Tamammm..Şimdi buldum..
-Hemen onun adı gelir.
+Eti, Etiiii,Etiiiii
‘’Hah tamam ya bak şimdi yavaş yavaş netleşmeye başladı her şey..Evet..Bu Anadolu’nun bağrından kopan kral Eti’lerin kralı idi. Daha doğrusu bu krallık bizim zamanımızda Eti Krallığı idi.Sonradan Eti adı beğenilmedi sanırım Hitit olarak değişti. Ya da ne bileyim Etiler ayrı Hititler ayrı krallıklardı…Neyse..Ayrıntıya fazla takılmayalım..Asıl konu o değil zaten.
Bu gün bir Tarih Öğretmeni olan ben özellikle lise yıllarımda Tarih Dersinden çok çektim. O yıllarda Bakırköy Lisesinde -benim ismini hatırladığım- iki tane Tarih öğretmeni vardı: 1- Deli Nimet 2- Deli Saliha…( Her İkisi de Nurlar içinde yatsın ) Nimet Hanım gerek yazılılarda gerekse sözlülerde dört adet soru sorar ve siz kitabı aynen yazarsanız ancak 7, en fazla 8 gibi bir not alabilirdiniz…9 almak için hafız olmanız şarttı..10 u ise babasına bile vermesi mümkün değildi. Ben Nimet Hanım’ın en iyi öğrencilerinden biriydim çünkü hiç bir zaman notlarım 5 ten aşağı düşmediği gibi 6 dan yukarı da çıkmadı. O bakımdan bana isim takmıştı Nimet Hanım ‘’ 5ten şaşma, 6 yı aşma Sami ‘’ diye. Saliha Hanım’a gelince onun herkes için sadece iki notu vardı 4 ve 5…Sene içinde hiç bir Allah’ın kulu 4 ya da 5 ten yukarı not alamazdı ama sene sonunda nasıl olursa olur karnede 7-8-9 hatta 10 bile görmek mümkün olabilirdi. Yani Hocamız notlarımızı okurken hep 4 ya da 5 olarak olurdu…O bakımdan da onun yazılılarımızın sonuçlarını veya sözlü notlarımızı söylemesini beklemezdik.
Öyle şimdiki gibi sözlü notları öğrencinin sınıf içindeki performansına bakılıp verilmezdi..Baya tahtaya kaldırılır lcığımız vıcığımız çıkarılına kadar sözlü olurduk. İşte bu sözlülerden birinde sordu Nimet Hanım:
-Anlat bakalım Hitit Kralı II. Tuthalıya’dan sonra olan olayları.
-Hocam.. II. Tuthalıya’ya Cenab-ı Hakkın emr-i ilahisi vasıl olup kendileri fena aleminden bekâ alemine avdet eyledikten sonra yerine yine Tuthalıya adındaki oğlu geçti ise de kardeşi onu öldürtüp yerine kral oldu. Bu yeni kralımız( Hay Allah..Unuttum adını herifin yahu ) bu toprakların yetiştirdiği nadide şahsiyetlerden biri olup pek çok savaşlar kazanmıştır…Kendisi Mitanni denilen namussuzları, Kaşka denilen edepsizleri, Arzawalar denilen hainleri perişan eylemiş olup daha sonra Ugaritleri egemenliği altına almıştır.
-Adı neydi bu kralın?
-Şeyyy…
-Şeyy diye bir Kral yok...Adı neydi söyle.
-Hocam konuyu tamamlayayım isterseniz . Adı dilimin ucunda söyleyeceğim.
-Tamam..Devam et..Ama kralın adını söylemezsen bu sorudan puan yok ona göre.
-‘’Hay adı batsın e mi’’ ( Bunu içimden söylüyorum tabii ki …)Hocam bu arada Mısır Firavuniçesinin kocası ölür.
-Firavuniçe mi o da ne demek?
-Firavunun karısı…Kralın karısı kraliçe olduğuna göre firavunun karısı firavuniçe olmaz mı?
-Olmaz..Ama devam et bakalım..Daha neler yumurtlayacaksın merak ettim.
-Anlattıklarım yanlış mı hocam?
-Hayır yanlış değil ama yeni kavramlar uyduruyorsun bu arada...Neyse devam et..
-İşte bu firavunun karısı kendisine koca aramaya başlar…Hatta bizim krala ‘’ Büyük oğlunu bana yolla..Baya bi yakışıklı çocuk..Onunla evlenebilirim’’ der…Bizim Kral bu numarayı yutmaz…Bir adamını Mısıra gönderir. ‘’ Bi bak hele bu hatun ciddi mi yoksa bizle kafa mı yapıyo’’ diye öğrenmek için. Ama elçi Mısıra varıncaya kadar hatun bir başkasıyla evlenir..Öyle ya hatun azmış…Aylarca cevap mı bekleyecek elin Hitit kralından…Lakin bizim kral ‘’ vayy..Bana haaa..Sen benim oğlan yerine başkası ile evlenirsin demek ‘’ diyerekten Mısır’a savaş açar. Mısır ülkesini de yener..Lakin bu savaştan hemen sonra o da İnce hastalığa yakalanır ve ölür.
-Atma..İnce hastalığı da nereden çıkarıyorsun..Adam salgın hastalıktan ölmüş.
-Allah rahmet eylesin..Toprağı bol olsun hocam…İyi adammış rahmetli.
-Eeee gelelim bu iyi adam dediğin rahmetlinin adına? Adı neydi?
-Hocam o konuya hiç girmesek?
-Sen bilirsin…Bu sorudan sıfır…
-Hocam durun az hatırlar gibiyim.
-Hemen hatırla o zaman…
‘’Lan Duygu..Gözün kör olsun e mi..Tahtada Yusuf olsa hemen fısıldardın değil mi zilli? Bana da söylesene çaktırmadan.’’ Yok arkadaş. Kız öylece bakıyor…Ele gelince şapır şupur…Anaaaa hatırladım valla…’’Şapır şupur ‘’ deyince aklıma geldi.
-Hatırladım hocam.
-Söyle o zaman.
-Şuppiluliuma…
-Aferin…Şimdi oldu.
Unutmak başa beladır. İnsan yaşlandıkça da maalesef unutkanlık daha da fazla başa bela olur.
Biziim Temel’i İstihbarat elemanı olarak işe başlatmak için başka ülkelerin istihbarat elemanları ile birlikte bir sınava tabi tutmuşlar. Sınavın konusu dayanıklılık.
Önce KGB ajanına gizli bir parola vermişler ve hemen bir başka odaya sokup işkenceye başlamışlar. KGB ajanı iki üç tokat, bir iki yumruktan sonra parolayı ötmüş… Peşinden Mossad ajanını sokmuşlar sınava. O da biraz ateş biraz elektrik şokundan sonra söylemiş parolayı…Daha sonra CIA ajanı aynı teste tabi tutulmuş. O da elektrik, kızgın demir, soğuk su filan derken uzunca bir uğraşıdan sonra parolayı söylemiş…Nihayet sıra bizim Temel’e gelmiş.
Önce hafiften yoklamışlar . Temel ‘’ Pilmeyrum’’ diyor da başka bir şey demiyor…Sopa, elektik, kızgın şiş Filistin askısı,domuz bağı, falaka, ne yapmışlarsa Temel ‘’ Vallahi pilmeyrum’’ diyor, başka bir şey demiyor…Ayak tabanlarının derisini yüzmüşler, tırnaklarını sökmüşler, vücudunda sigaralar söndürmüşler ama nafile ‘’ Temel ısrarla ‘’ Pimeyrum ‘’ demeye devam ediyor.
Sonunda işkenceciler yorulmuş… Kendi aralarında konuşmuşlar…’’ Bu namussuz baya dişli çıktı…Bunu odada tutalım, beş on dakika dinlendikten sonra tekrar işkence edelim…’’ Adamlar odadan çıkmışlar...Tam çay içip dinlenirlerken bakmışlar Temel’in bulunduğu odadan ‘’güm güüümm ‘’ bir ses geliyor…Hemen odaya koşmuşlar..Bakmışlar Temel kafasını duvarlara vuruyor:
‘’Hatirla oniiii…Hatirla oniiiii’’
Hani ‘’Basiret bağlanması ‘’ derler ya…İnsanın bazen basireti bağlanır…Çok basit ve çok çok bildiğiniz bir şeyi bir türlü hatırlayamazsınız.
Levent Kırca’nın bir skeci vardı. Onu Asoociated Press Ajansında işe alırlar..Görevi: Gelen telefonlara cevap vermektir. Ancak bir türlü bu kelimeyi söyleyemez…Sonunda kovarlar tabii ki. Evine geldiğinde eşi sorar ‘’ne oldu iş?’’ diye..O da kovulduğunu söyler…Kadın sebebini sorunca da ‘’ Bir türlü Asoşeytıt pres ‘’ diyemedim der…Yani eşinin yanında kelimeyi tam olarak söyler. İşte o hesap geçenlerde bizim kurucumuz ile telefonla konuşuyorum.
-Sami Hocam ne oldu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gitmişsiniz?
-Bizim okulun yönetmeliğini götürdük.
-İyi..Güzel..Başka bir şey?
-Şeyy...Bizden öğretmenlerin şeyini istediler.
-Neyini istediler?
-Ya hani öğretmenleri sey yapıyorduk ya?
-Ney yapıyorduk hocam?
‘’Oğlum Sami hatirla oniii..Hatırla oniiiii…’’ Beyin resmen durdu.
-Hocam öğretmen listesi mi istiyorlar?
-Yok değil.
-Adreslerini, telefon numaralarını mı?
-O da değil.
-T.C Kimlik no larını mı?
‘’Hay Allahım ya… Ulan neydi? Hatirla oniii..Hatırla oniiiii’’ Yok arkadaş resmen durdu kafa. Marş basmıyor...Vurdurmak lazım.
Neyse… Sevgi Hanım yetişti imdada…Usulca ‘’ Atamalarını ‘’ dedi. Oh be yahu…
-Ya öğretmenleri atacakmışız.
-Anlamadım… Öğretmenleri atacakmış mıyız? Niye atalım kardeşim öğretmenlerimizi...Okula öğretmen bulana kadar canımız çıktı zaten...Bir kusurları, bir eksiklikleri mi varmış?
-Pardon ya sizi de telaşlandırdım…Öğretmenleri bir yere atmıyoruz...Atamalarını yapacakmışız.
-Hay Allah iyiliğini versin hocam…Ben de ne sandım..Tamam tamam..Yaparız. Başka bir sorun var mı?
-Yok çok şükür…
-İyi o zaman size iyi çalışmalar.
-Çok teşekkür ederim… ( Hay Allah’ım…Neydi bu adamın adı yahuuuuu ? )
Yok...Durdu yine...Kessen hatırlayamayacağım.
-İyi akşamlar Sami Bey.
-İyi akşamlar Beyefendi.
Yukarıdaki Resim mi? -Şuppiluliuma… Tarih Öğretmeni olduktan sonraki ilk yıllarımda öğrencilere ‘’Tahtaya adını tam olarak yazana sözlü notu 10 vereceğim ‘’ dediğim halde bu güne kadar tam ve doğru olarak yazabilen çıkmadı…Ben de dahil tabii ki. 1980 den sonra kaldırıldı bu isimler ve konular zaten..Şimdi çok kısa bir tanıtım yapıyoruz o kadar.
YORUMLAR
sizin tarih öğretmeni olduğunuza inanamıyorum..
tanıdığım tüm tarihçiler gayet burnu havada ciddi şeylerdi..
neyse sizin farkınızda bu zaten..
hocam güldürdünüz beni.
allahta sizi güldürsün..
,şahane mizah hayal gücünüz var..
selamlar..
sami biberoğulları
Tarih öğretmeni olduğuma babam bile inanmadı yıllarca...Rahmetliye Edebiyat Fakültesinden bir tarih öğretmeni çıkabileceğini ancak emekliliğme yakın anlatabildim..Beni herkese Edebiyat Öğretmeni olarak tanıtırdı. O da haklıydı adlında Edebiyat Fakültesinde tarih bölümünün ne işi var değil mi?
Bir diğer husus da az bir puan meselesi...Sadece 2,5 puanım daha olsaydı Tarih yerine edebiyat öğretmeni oluyordum. Velhasılı edebiyatçı olmak hep içimde bir ukde olarak kaldı...Şimdi burada işte bu ukdeyi eritmeye çalışıyorum biraz.
Bu arada...Sizi uzun bir aradan sonra tekrar sayfamda görmekten son derece mutlu oldum..Umarım iyisinizdir..Umarım bu ayrı kalış sağlık sorunları gibi sorunlar yüzünden değildir.
Selam ve sevgilerimle.
SEVİLAY DİLBER
bu uzun süre zarfında bende yaşamın bu yüzünü seyrettim..
sizlerle olmak beni mutlu ediyor..
sevgilerimle..
Yüzümde gülümsemeyle bazen de yüksek sesle gülerek okudum ,teşekkür ederim Hocam: )
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
'' şuppiluliuma '' hocam artık kopyanında tadı kalmamış. Bizim zamanımızda küçücük kağıtlara yazarken ister istemez ezberliyorduk. Kopya hazırlıyalım derken öğreniyorduk aslında. Yazılıya girdiğimizde soruları görünce kopyalara bakmaya bile ihtiyaç duymazdık. Ama şimdi öğlemi bas tuşlara kopyala al götür istediğin yere yapıştır, olmuyor ki... ama nasıl hafızaya yer edecek. Bu arada yaşınızda çıktı ortaya bana derken sizde açık verdiniz:)))) gerçi bizler yine şanslıyız. Şu bilgisayar ve ceptelefonları sayesinde gençlerde hafıza hiç yok. O yüzden yaşlılık değil tembellik oluyor.
Her zaman ki tadında baharatı iyi ayarlanmış öğretici, sıkmayan ve güldüren iyi pişmiş bir yemekti. Doyduk sayenizde. Çok teşekkürler. Saygılarımla...
seher_yeli tarafından 10/1/2012 3:27:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Kopyaya gelince: Deli Nimet'ten kopya çekmek ha?? Geçin efendim bir kalem..Ecelenize mi susadınız.?
Selam ve sevgiler.
sami biberoğulları
Benim beyin artık organlara sinyal gönderemiyor anlaşılan..Özellikle de göz ile olan bağlantıyı koparmış...
Son üç yorumuna hiç cevap yazmamışım. Ben kendimi affetmiyorum . Umarım sen affedersin.
Selam ve candan sevgiler.
inci*
Mazeretiniz çok geçerli.:)))
Hürmetler öğretmenim.
:)))) Hocam belli ki siz de resmi tarihin cebri bilgilendirmelerinin kurbanı olmuşsunuz. Adeta Kastamonu bastonu gibi halkımıza dayatılan resmi tarih yanlışlarla ve tevillerle dolu malesef.Bizzat şahit olduğum olaylar var bu konuda açıklasam yer yerinden oynar.Fakat ben , memleketin gidişatından içimde yeşeren umut filizlerini soldurmamak için açıklamayacak, böğruma saplanan bu hakikat hançerinin acısını ve eziyetini bizzat çekerek memleketimin felahı için susacağım.
Bir tek konuda düzeltme yapmak istiyorum.
Yukarıda,sayfanın başında bizlere gülümseyerek bakan muhteremin asıl kimliğini açıklamak ve meleketimin kaostan çıkmasına bir nebze olsun faydalı olmak arzusuyla yanıp tutuşmaktayım.
Yukarıda iri kara gözleriyle gülümseyerek gözlerimizin içine bakan muhterem,herkesçe tanınan ve sözleri kulaklarımıza küpe,dizeleri türkülerimize ilham, yaşamı tecrübe ve akıl dolu hikayelerle dopdolu olan ve Karadenizin dalgaları gibi bizi coşturan "TEMELİHUMMANBANİA" dır.
Ve bu fotoğraf merhum eşi " Fathimenegessi" tarafınfan kendisini komşusu "Nunuş" ile aldattığı zannıyla uykuda picamasının (alt) içerisine kızgın yağ döktükten hemen sonra çekilmiştir.
Resmi tarihimiz bu bilgileri Ankarada Kocatepede bulunan yeraltı karargahında gizlemektedir.
Ve bu adam o günden beri bu halde yardıma muhtaçtır.Bu arada yardım yapmak isteyen arkadaşlarımız Euro için vereceğim hesap numerasına para yatıkayabilirler.
Sonra ben iyilik yapmadım demesinler ...
Hocam Tarih ince bi konudur ve ne demiş Meşekkirettin Haybazamsana " Olmaya tarihi nisanü cüş teküz, anlamaz zemanei tarihten her oküz"
Bize düşünsel kapıuların ardındaki sesleri dinleten hocama saygılarım ile...
erolabi tarafından 10/1/2012 9:02:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Senelerdir tarih tecavüzcüsünü aramaktaydım...Meğer tam burnumun dibindeymiş...
Ben de diyorum yav bu tarih ne diye tekerrür edip duruyor...Neden olacak.. Bizim Koskoca Şippi ( Yav başlayacam şimdi ha...Yine yazamadım ib..nin adını ) Temel olursa tarih daha çoook tekerrür eder.
Selam ve sevgiler can dost...Uzun bir aradan sonra seni tekrar sayfamda görmek güzeldi.
erolabi
daha elimdeki ayağımdaki yaralar morluklar iyileşmden başladım çalışmaya..
saygı ile..
erolabi
daha elimdeki ayağımdaki yaralar morluklar iyileşmden başladım çalışmaya..
saygı ile..
sami biberoğulları
Okul Müdürü olduk ya maalesef bağlandık kaldık okula..Artık değil yazı yazmak yazılanları okumaya bile vaktim olmuyor..Ama yakında bu geçiş dönemini atlatıp rahata ereceğiz inşallah.
Selam ve saygılarımla.
AYSE 09
saygımlasınız
:))) çok hoştu yaa.Sağolun saygıdeğer hocam.Ben de resmi bir zamanlar ediyle büdü vardı ona benzettim alakasız oldu biliyorum farkındayım ama işte öyle :)) garip bir ismi varmış.Ne çok şey öğrendim böylesi güzel, espiretüel ve hikayevari uslupla kaleme aldığınız yazınızdan.
Sağolun.Çok sağolun.Selam ve en derin hürmetlerimle.
sami biberoğulları
Siz hatırlatınca baktım evet gerçekten de benziyor edi ile büdüye bizim kral ( adını yazamadım yine )
Bir nebze tebessüm oluşturabildiysek yüzlerde ne mutlu.
Selam ve sevgiler.
hocam okullar açıldı siz sayfadan uzaklaştı sizi yeniden görmek çok hoştu özlemişiz yazılarınızı tebessüm ederek heyecanla okudum çok çok güzel anlatmışsınız şuppulilumi size kolay gelsin hayatın zorluklarını hep aşabilmeniz dileklerimle saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Güzel dileklerin için çok sağ ol var ol.
Selam ve sevgilerimle.
Sami hocam , okullar açıldı, doğal olarak yamak için çok fazla zamanınız yok diye tahmin ediyorum.
Yazılarınızı özlemiştik, görünce hemen okudum, gülümseten satırları.
Tebrikler selam ve saygılar.
sami biberoğulları
Ben de sizleri çok özlüyorum. İlk fırsatta siteyi daha sık ziyaret edeceğim..Şu geçiş dönemini atlatalım hayırlısıyla.
Selam ve sevgilerimle.
Hani ‘’Basiret bağlanması ‘’ derler ya…İnsanın bazen basireti bağlanır…Çok basit ve çok çok bildiğiniz bir şeyi bir türlü hatırlayamazsınız........
.bendede çok olur hocam.....yaradan verdiğini alıyor yavaş yavaş...keşke böyle konular yerine bizim özbe öz tarihimizi öğretselerdi.... abartısız doğru olarak...yine onikiden vurdun hocam sağol varol ....saygılar sevgiler
sami biberoğulları
Bu saçmalıklar değişti ama değişmeyen tek şey ezbere dayalı eğitim olarak kaldı. O konunun da üzerinde durmak gerekiyor..Duruldu da..Ancak bu sefer de işin dozunu kaçırdılar. Şimdi de hazırcı bir eğitim başladı...Ya düşünsene internet kafelerin hemen hepsinin duvarlarında aynı ilan var: ''Performans ödevleri yapılır.'' İyi de bu ödevler öğrenciye mi veriliyor yoksa internet kafe işletmecisine mi?
Selam ve sevgiler can abim.
sami biberoğulları
İnşallah işlerim giserek azalacak ve inşallah daha sık uğrayacağım siteye...
Bu arada yıllardır veremediğim 10 demek sana nasipmiş..Helal olsun...
Selam ve sevgilerimle.
Hem güzel bilgiler vardı tazelendik, hemde anılar, fıkralar ile, çok güzel di.Biliyormusunuz bende Tarihten çok çektim !!!
Kutlarım, saygımla.
sami biberoğulları
Bir gün sırf meraktan orta okul Milli Tarih ders kitabında bir sayfalık bir anlatımda kaç tane yabancı isim geçiyor diye saymaya başladım...Bakın sadece Attila'nın Batı Roma seferi ile ilgili olan bu konuda geçen isimler
1-Attila 2- Aetius 3- Valentin 4- Honoria 5- Galya 6- Katalon Ovası
( benim bile aklıma gelenler bunlar ) O gün saydığımda tam on beş şahıs ve yer ismi vardı...Mesela: Öğretiriz çocuklara I. Dünya Savaşında çarpıştığımız ceğheleri...Bunlardan biri de Galiçya cephesidir..Öğrenci ezberler kuru kuru..Ama hiç bir Allah'ın kulu bilmez Galiçya neresidir. Biz bu savaşı nerede yaptık..Çünkü ne ders kitaplarında ne de mevcut haritalarda Galiçya diye bir yer yoktur haritada...Öylece ezberler geçeriz.
İşte bu yüzden zordur tarih...Maalesef...
Selam ve sevgilerimle.
Sayın Müdürüm
O kralın adını hatırlarım ama söylemem için 40 yılgeçmesi gerekir. Sizi tekrar aramızda görmek güzel. Ne güzel yazınızı yazdınız birde ben yazabilsem ben herşeyi unuttum yazmayı bile kafam durdu sanki oysa sizin gibi yaşlıda değilim ama :))
neyse
Selam ve sevgiler
handan akbaş
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
sami biberoğulları
Zaman zaman insanların kafası durur. Bunun yaşlılıkla çok fazla ilgisi yok. Bu arada bana da dokundurmuşsun yaşlı diye ki özrün kabahatinden büyük. Bunu bir tarafa not ettim. Hesaabı sorulacaktır.
Selam ve sevgilerimle.