Tanrı söylediklerinizi duydu....
Bakın dinleyin diyor du çoçuk ;
Kral çirkin miş , kral çirkin miş sesleri , pazardaki seyyar satıcıların kulağına kadar gitmişti.
kenarda duran yaşlı kadın söylendi kendince , sarayın duvar köşelerinde okunan kitab aşkına !
neler söylüyor böyle , neler söylüyor bu çoçuk....
Rahibeler bizden uzak dursun papazlarada söyleyelim . artık biz çoçukça sözler söylemiyoruz...Sözleri ile şairler çoçuğu övüyordu.
Sert bir ses tonu duyuldu , ürkerken yaşlı şavaşçılar kadınlarda uzak durmaya çalışıyordu , çoçuk sözlerin kimden geldiğine bakınınca karşısında uzun boylu demir boyunduruk takmış , atının üstünde kılıçtaki kan izini silen bir şövalye göründü , yutkun du ve kısık bir sesle şaşkın şaşkın hoşgeldiniz , ülkemin cesur savaşçıları dedi...
Kahkaha sesleri içinde şövalye bak sen şu dilbeza , nelerde biliyor böyle...
Yaklaş bakalım çoçuk !
Çoçuk halkın bakışları içinde şövalyenin atının önüne geldi ve başını öne doğru uzatarak hayatım elinize ağır gelmez kahramanım dedi...
Şövalye ikinci bir kahkahayı attı ve atından indi çoçuğu tutup gözlerine baktı , ehhh yani kahve rengi gözlerinde yalan akıyor , haylaz çoçuk .
Çoçuk sadece duyduğumu söyledim dedi.
Şövalye ya öyle mi bu bir gerçek yani yalan değil , sen hiç kralı gördün mü peki .
Hayır efendim.
Arka sokakta kalabalık bi anda açıldı gelen kişinin yaşlı ve saygın biri olduğu anlaşılıyordu , her gören başını egiyor ve kenara çekiliyordu ,
şövalye çoçuğun başındaki elini çekti ve yere egilerek yaşasınlar efendim dedi..
Sessizce çoçuğa bakarak tebessüm içinde çok şanslısın sözleri ile alay etmişti..görmediğin kralı görüyorsun ...
Beni beğenmeyende kimmiş böyle , çıksın bakalım ortaya dedi..
Çoçuk eliyle yüzünü tuttu Tanrı korusun beni dedi..öne dogru çıktı..
Kral demek sen söyledin tüm bu sözleri öyle mi ?
Çoçuk ben mi dedi kralım..
Kral başkasıda mı var deyince çoçukta , şövalyeye bakarak sessizce tanrı seni de korusun dedi..
Şövalye çoçuğun aklında neler geçtiğini anlamış gibi , şaşkın bakışlarla krala baktı...
Kral evet dinliyorum söyle bakalım kim benim çirkin olduğumu söylemiş dedi.
Çoçuk aman efendimiz ben sadece hikaye anlatıyordum kimse hikayenin diğer kısmını beklemeden olaya karıştılar dedi..
Papaz’lar şahit olsun , Tanrı kutsasın sizi ben hikayemi anlatırken ilk sözümden sonra hayatından bezmiş karşınızdaki yaşlı söyledi sizin çirkin olduğunuzu ...
Yaşlı hemen genç bir silahşör gibi atladı ortaya, haşaa haşaa yalancı ve zeki bir çoçuğa inanmayın efendim ben sadece onun sözünü dilimde tekrarladım ...
Bu çoçuk söylemişti o sözü...
Kral çoçuğun zeki olduğunu anladı ve baban ne iş yapar senin dedin...
Çoçuk babam gün boyu sahte krallar yapar efendim dedi..
Kral nasıl yani birde benim sahte şeklimi yapan bir ailen var öyle mi..
Çoçuk evet efendim var...bunlar hep Tanrının lütfu diye sözlerine son verdi..
Kral nasıl sahtemi yapıyormuş anlat bakalım . yapılan o sahte krallar ne iş yapıyorlar dedi..
Çoçuk ve onlar evet o sahte krallar gün boyu geniş odanın bir köşesinde meryem ana heykeline yakın bir yerde gün geçiyorlar efendim dedi...
Kral başını salladı ve çoçuğun saraya getirilmesi için emir verdi...
çoçuk şövalyeye bakarak söylendi....
Kılıcındaki kan izini iyi sil yakında işe yarıyacak gibi duruyor sözleri ile saraya gitmek için muhafızların aralarından yürümeye başladı...
Dilinde hep annesinin söylediği şarkı vardı ,
Saraylar ve krallar hayalimdir hep benim
Saraylar ve krallar hayalimdir hep benim
Ben kralıma güvenirim...
Sarayın kapıları açıldı ve içeri giren çoçuk ,
Hayretler içinde kral bu şekilde yaşıyorsa kimbilir Tanrı ne şekilde yaşıyordur ..sözlerini şaşkınlıkla söylüyordu...
Tanrılar nasıl yaşıyordur acaba ?
........