- 714 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
O
Kaç gündür yüzü gülmüyordu. Yüzündeki hüzün her geçen gün belirginleşiyor, çizgilerinde derinleşiyordu. Kim bilir hangi karanlık denizlerde yol alıyor, yönünü kaybetmiş ,pusulasını şaşırmış gemiler gibi karayı göremiyor, her geçen gün umutsuzluğu artıyordu. Kanadı kırık kuşlar gibiydi.Yuva-sından uzakta yalnız ve ürkek.
Kalabalık içinde tek başına, arkadaşlar içinde yapayalnızdı .Onu ilk gördüğümde hiç bir şey anlamamıştım.Zamanla tavır ve davranışlarındaki küçük farklılıklar bana bazı şeyleri anlatmaya yetmişti. Herkes parmak kaldırıp ,konuşmak ,düşüncelerini anlatmak isterken o hep susmayı,suskun kalmayı yeğlemişti. Çok nadir onunla göz göze gelebiliyor ,gözlerinin rengini görebiliyordum. O eşsiz güzellikteki bir çift göz , birçok şeyi sırtlayıp taşıyor ,kapılarını dış çevreye neredeyse tamamen kapatıyordu.
O sınıfa girdiğim ikinci ya da üçüncü dersten sonra yanında oturan arkadaşından onun kaynaştırma öğrencisi olduğunu öğrenmiştim. Ondan sonra öğrencime bakış açım biraz daha farklı olmuştu. Elimden geldiğice ona yardım etmeye kararlıydım. Kaynaştırma öğrenciler hakkında çok şey bildiğim söylenemezdi. Bu konuda kendimi yeterli görmüyordum. Okuduğum birkaç eserle böyle öğrencilere nasıl daha yararlı olunabileceği hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştım.
Duvar tarafında en arka sırada oturmayı yeğlemişti. Yanında oturduğu kız arkadaşına bir miktar açılabildiğini çok sonra öğrenecektim. Zaten başka bir arkadaşı da olmamıştı üç yıl boyunca. İki yıl sınıfta sesini bile duyamamıştık.Onu , son yıl konuşturma başarısını elde etmiştik. Biraz inatla üzerine gide gide.
Birinci yılın ikinci yarısında onların sınıf öğretmeni olmuştum. İlk işim sınıf oturma düzenini değiştirmek olmuştu. Derse az katılan ya da hiç katılmak istemeyen öğrencileri özellikle önlere oturtarak. Bunun yararlı olabileceğini düşünüyordum. Sınıflarda dersler hep öne çıkan, daha atak öğrencilerle işleniyor , diğer öğrenciler adeta unutuluyordu.Bu tabi ki doğru değildi.Tüm öğrencilerin derse katılımını önemsiyor,gereğini yapmaya çalışıyordum.Birkaç öğrencim buna tepki gösterdi.Görmezden geldim. O da pek istemedi önlerde oturmayı. Sınıfın en arkasında oturmak belki sığınılacak bir limandı onun için. Sonra alışılmış bir durumun değiştirilmesinin verdiği rahatsızlık.
Zaman ilacı değil miydi her şeyin ? Zamanla bir şeylerin değişebileceği ,birkaç yararlı adım atabileceğime inancım hiç eksilmemişti. Sürekli ilgilendim onunla ,konuşmaya çalıştım.Benimle konuşmasını, ona yardımcı olmak istediğimi anlamasını istedim. Bu hiç kolay değildi. Sabır isteyen, emek isteyen bir işti. Emek verdikçe çok zor bile olsa yol alabileceğimi ,ümitsizliğe yer olmadığını düşünüyordum. Bu ilkemi her gün daha da sevdim.”Mermeri delenin damlaların devamlılığı değil miydi? Öyleyse geri adım yoktu.
İkinci yılın ikinci döneminde bir gün koridorda koluma dokundu .Döndüm , evet o idi.Bana bir şeyler anlatmak istiyordu.Koridorun sonuna doğru yürüdük onunla. Orada öğrenci yoktu,daha rahat konuşabilirdik.
“Nasılsın .” dedim.
“İyiyim.” dedi.
Sustu. Gözlerime baktı. Dudakları titredi önce. Elindeki kağıtları uzattı bana.
“İstediğiniz ödevi yaptım.” dedi.
Az önce onun sınıfında dersim vardı.
“Neden sınıfta vermedin.” Dedim.
Sustu.Sonra,
“Şimdi getidim işte.” dedi . “r” leri yutarak.
Kendisine teşekkür ederek ödevini aldım.Yanımdan hızla uzaklaştı.Onda n Atatürk albümü yapmasını istemiştim. Öğretmenler odasında albümü inceledim.Beklediğimden de güzel bir albüm yapmıştı.Yer yer açıklayıcı notlar da ekleyerek albümü her yönüyle tamamlayan bir çalışma haline getirmişti.Haliyle yüksek bir puan hakkıydı.
Ertesi gün onun sınıfına girdiğimde gözleri bendeydi. Çalışmasını elime aldım.Ödevini beğenip beğenmediğimi çok merak ettiğini düşünerek yanına gittim.Sınıfa dönerek arkadaşınızı yaptığı bu çalışmadan dolayı kutluyorum. Kendisine en yüksek notu verdiğimi söyledim. Sevincinden uçacak gibiydi.Gözlerinin içi gülüyordu. Ayağa kalkarak :
“Öğetmenim teşekkü edeiim.” dedi.
Öğrenciler, onun sesini ilk defa duymanın verdiği şaşkınlık ve memnuniyetle birbirlerine baktılar.Belki biraz geç olmuştu ama en sonunda öğrencimizi sınıfta konuşturmayı başarmıştık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.