- 1085 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Allah'a Yakın Olma Çabası
Allah’a yakınlaşmak, insanın gün içinde yaptığı her işi O’nu düşünerek ve O’nun rızasının en çoğunu gözeterek yapması, Allah sevgisinin ve Allah korkusunun kısacası imanının artması anlamındadır. Samimi insan bu konuda sınır tanımaz. Rabbimiz kendisine verdiği sayısız nimete nasıl bir sınır koymuyorsa, o da Allah’a yakınlaşmada kendisine bir sınır koymaz. Kaldı ki ahirette alacağı karşılık da, O’na yakınlığı ölçüsünde olacaktır. Kişi içten ve samimi gayretiyle bu konuda çaba gösterir.
Çabalarının sonucunda Allah’a yakınlaşan bir insanın, Allah aşkı, bağlılığı ve coşkusu daha da artar, her adımını Allah’ın hoşnut olup olmayacağını düşünerek atar, Allah’tan daha fazla sakınır. Kişi Allah’a yakınlaştıkça bu sayılan özellikler de artmaya devam eder.
İnsan salih amelde bulunurken yaptığı işi yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu gözeterek yaptığını aklında tutmalı, buna içten niyet etmelidir. Böyle bir amel, salih ameldir ve kişinin Allah’a olan yakınlığını artırır. İnsanın imanı bu salih amelle güçlenir ve "...Güzel söz O’na yükselir, salih amel de onu yükseltir..."(Fatır Suresi, 10) ayetiyle ifade edildiği gibi Allah’a varır.
Kur’an’da pek çok ayette inananlara yalnızca Allah’tan korkmaları gerektiği buyrulur. Korkup sakınanlar Rabbimizi sıfatlarıyla tanıyan ve O’nun kudretini gereğince takdir edebilenlerdir. Onlar Allah’ın rızasını ve sevgisini kaybetmekten korkar ve bu sebeple hayatları boyunca ciddi çaba içinde olurlar.
Müminlerin dostu olan, onlara hayır yolları açan ve onları başarılı kılan Rabbimiz, insanları Kendisi’ne yakınlaşmak için yollar aramaya çağırır. Bu nedenle bir insanın hayatının en büyük hedefi Allah’ın bu çağrısına uyarak çaba göstermek ve insanlar arasında Allah’a en yakın kul olmaya çalışmaktır. Kuran’da geçen kıssalarda, peygamberler bu konuda müminlere örnek olarak gösterilirler. Çünkü bu kutlu insanlar Allah’a çok yakın, Allah’tan çok sakınan, korkan ve Allah’ı çok seven, üstün ahlaklı samimi insanlardır.
Bu örneklerden biri, "Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun Bizim Katımızda gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır." (Sad Suresi, 25) ayetiyle bildirilen, Hz. Davud’un Rabbimize olan yakınlığıdır. Her mümin samimiyetle Allah’tan korkup sakınarak, Kuran’ın hükümlerini titizlikle uygulayarak ve yaşamını Allah’ın hoşnutluğu üzerine kurarak peygamberler gibi Allah’a yakın olmayı umabilir. Bu, çok uzun zaman alacak ve insanı zorlayacak bir konu değildir. İnsan samimi olarak niyet edip ve içten dua ettiğinde –Allah’ın dilemesiyle- Rabbine saniyeler içinde de yakınlaşabilir. Çünkü Yüce Allah insanlara şahdamarından da yakındır ve dualara icabet edendir.
Allah ile kurulan kesintisiz ve derin bağlantı insanın daha üstün ahlaki özellikler kazanmasına yol açar. Kişinin Allah’a olan saygı, sevgi ve teslimiyetini, imanını, şevkini, sabrını, tevekkülünü artırır. Artırdığı her özellik, onu Allah’ın hoşnutluğuna, rahmetine ve cennetine yaklaştırır ve bu inanan insana büyük bir haz verir.
Kuran’daki “hayırlarda yarışınız" buyruğu gereğince çaba içinde olmalı insan. Bu rahmani yarışta aşılan her vadi, kulu Rabbine daha da yaklaştırır;
Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah’ın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır. (Tevbe Suresi, 121)
Uzaklarda değil Rabbimiz, içimizde. Bize bizden yakın. Bu yüzden yalnız O’na sığınmalı, yalnız O’na kulluk yapmalı ve yalnız O’ndan yardım dilemeli.
Fuat Türker