Başarıyı hedef alın mükemmel olmayı değil. yanlış yapma hakkınızdan vazgeçmeyin; vazgeçerseniz yeni şeyler öğrenme ve gelişme olanağınızı kaybedersiniz. unutmayın; mükemmeliyetçiliğin arkasında korku yatar. insan olduğunuzu hatırlayarak korkularınızı göğü
HÜLYA TÜRK
HÜLYA TÜRK

SUÇLU KİM?

Yorum

SUÇLU KİM?

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1028

Okunma

Okuduğunuz yazı 27.9.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

SUÇLU KİM?


Şok! Şok!
Öğretmen öldü!
Öğretmenini derste bıçaklayıp öldürdü.

İzmir’in Karabağlar ilçesinde bir ortaokulda sekizinci sınıf öğrencisi, derste fen bilgisi öğretmenini bıçaklayarak öldürdü.

Gün geçmiyor ki gazetelerde bu tür haberlere rastlamayalım. Her gün cinayet, her gün şehit ve her gün yok yere sokak ortasında öldürülenlerin haberleri. Gelen en son haber eğitimci cinayetiydi.

Öğretmenleri tehdit eden, okul müdürüne yumruk sallama cesaretini gösteren öğrencileri, bu toplum ne zaman yetiştirdi ve çocuklarımız bu hale nasıl geldi?
Bir öğrenci elindeki geç gelme yazısını hangi cesaretle öğretmeninin yüzüne fırlatır.
Sorunlu öğrenciler okul yönetimince ya da öğretmenlerince tespit edildiğinde neden psikolojik destek verilmez?

Öğretmen kurtarılamadı…
Peki ya öğrenci kurtarılabildi mi?
Hayır.

Öğretmen bir öfkeye kurban oldu. Onunla birlikte çok hayat mezara girdi, kendi çocukları dışında birçok çocuğun geleceği yok edildi.

Öğrenci hapishaneye gitti. Yargılama sonunda ne olacak şimdiden bilemeyiz. Ceza alacağı kesindir. Onun da hayatı ve özgürlüğü artık demir parmaklıkların ardında. Eline vurulan kelepçe ömrüne vuruldu. Alnında öğretmenini öldüren öğrenci gibi bir lekeyle yaşayacak, büyüyüp tecrübelendikçe bunun vicdan azabını duyacak yaşadığı sürece.

“Öğretmenlik nedir? Sorusuna verilecek cevaplar içinde hiçbir cevap öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ve gelecek nesiller için önemini tek başına anlatmaya yetmez. Öğretmen anadır, babadır, öğretmen eserine paha biçilemeyecek kadar değerli bir madendir. En önemlisi öğretmen, kendi hayatından vazgeçiştir.

Öğrenci daha ana kuzusu iken okul sıralarında tanışıyor öğretmeni ile. Okumayı yazmayı, toplamayı çıkarmayı, arkadaşlığı, dostluğu kısacası hayatı öğreniyor öğretmeninin ellerinde. Onunla yoğruluyor hayatı. Kendi geleceği ile birlikte ülkesinin geleceği için neler yapması gerektiğini de öğreniyor.

Öğrenci, ailesinden aldığı terbiye ile öğretmeninin verdiği derslerle sosyal hayatın kirlerinden, kirlenmiş insanlardan, kirli ruhlardan arınıyor okul yıllarında. Tabi ne kadarını alıyorsa…

Nasıl ki öğretmenler karşısındakinin çocuk, ya da genç olduğunu bilerek sabırla onları dinliyor ve yorulmadan geleceğe hazırlıyorsa, öğrenci de öğretmenini severek saygıyla yaşatmalı kalbinde.

Öfke, onların geleceğini ve ideallerini yok ediyor.

Türkiye’de çocuklar eğitilirken anne babanın da eğitilmesi gerek. Toplumun bazı kesimlerinde özellikle yaşam koşulları zorluklar içinde geçen ailelerde babalar ekmek parası kazanma peşinde tüm zamanını geçiriyor. Çocuğun okul ihtiyaçlarını yerine getirince sorumluluğunu da yerine getirdiğini düşünüyor. Ekmek parası kazanma dışında başka şeyleri düşünecek zamanı da bulamıyor. Birkaç işte çalışmak zorunda kalıyor. Zamansızlıktan, çocuğunun gelişimini izlemiyor, eksiklerini göremiyor ve belki de sevgisini veremiyor. Saatlerce televizyon karşısında oturan ve diziler seyreden bir annenin çocuğun kıyafetlerini hazırlamayı ve onlara yemek yapmayı sorumluluk zannetmesi de kaçınılmaz oluyor yazık ki… Çocuğunun gelişimini takip eden ve ona sevgisini veren, her şeyiyle ilgilenen anne ve babaları burada tenzih ediyorum. Sorunlu çocuklar, kalıtsal bir rahatsızlık yoksa genellikle ilgisiz ve sevgisiz ailelerden çıkıyor. Ailenin önemi çocuğun gelişiminin her döneminde kendini gösteriyor. Ve çocuk için aile; sevgi ve saygının ilkokulu oluyor.

Öğrenci çocukluktan çıkıp gençliğe adım attığında gençliğinin enerjisini alamadığı terbiye, göremediği sevgisizlikle kötü yollarda harcamaya başlıyor böylelikle.

Toplum olarak çıldırma noktasındayız. Çocuklarımız avuçlarımızın içinden kayıyor, öğretmenlerimiz tedirgin. Toplumun her kesiminde kaygı ve bananecilik baş göstermeye başladı. Anne ve babaların durumlarını gözleyen çocuklar edindikleri minik tecrübelerle hayata hazırlıksız yakalanıyor ve öfke bilincini geliştiriyor. Böylelikle yaşananlar önceden sinyal vermesine rağmen önlem alınmıyor. Çocuğun duyduğu öfke, anne babaya mı? Hayatın zorluklarına mı? Yoksa sisteme mi? Bu sorunun cevabı ne olursa olsun öfkenin patladığı nokta eğitimci üzerindeyse bir kez daha düşünmeli tüm sorumlular. Burada kendimize şu soruyu sorup empati yapmak zorundayız. Suçlu kim?

Anne, baba, öğrenci, öğretmen, toplum, sistem, yasalar, vs…
Hangisi?
Suçlu kim?
Sahi biz nerede yanlış yapıyoruz?

Hülya TÜRK
27.09.2012


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Suçlu kim? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Suçlu kim? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SUÇLU KİM? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ahmet umut
ahmet umut, @ahmetumut
1.11.2012 18:04:52
Nerede doğru yaptık ki...*Köy enstitülerini komünist yatağı diye kapatmadık mı?
Köy imamlarının ekonomik durumlarını öğretmenlerin ilerisine taşımadık mı?.Gelinen noktada medrese eğitimi heveslilerini ödüllendirmedik mi?.

.
....
ATAM

Neler yaptık Atam
Neler bilir misin?
Sadeleştirdiğin dilimizi unuttuk
Kimimiz İngiliz, kimimiz Arap
Avrupalı olduk, Atam Avrupalı.
Okulların dar geldi, Atam dar
Tekke ve Zaviyeleri açtık.
’’Çalışkansın dedin’’
Yorulduk, Atam yorulduk
Milleti dilenci yaptık
Kömür, şeker dağıttık
Sahilleri sattık, Atam sahilleri
Güvenliğimizi sorarsan,
Coni’ye havale ettik
Sınırlarımız tarumar
Çanakkale’den az,
Sakarya’dan çok,
Şehit verdik, Atam şehit
Kurtuluşu masal,
Lozan’ı hezimet saydık
Ali Kemalleri kahraman yaptık
Avrupalı olduk, Atam Avrupalı

...İşte yaptıklarımız....Hassan Sabbahlar yetiştirme yolunu açıyoruz...Bir Alamut Kalemiz yok...Daha ne söyleyeyim......
Salim Demir
Salim Demir, @salimdemir
28.9.2012 12:14:43
Yanlış mı arıyorsunuz?
Yanlışın başı eğitim sisteminde. Siz öğretmenin elinden bütün yaptırımları alırsanız ( Kulağını çekme yok, Zayıf not yok, sınıfta kalma yok) olacağı bu.
İkinci suçlu Veliler. Veli öğretmene hem de çocuğunun yanında. "Benim çocuğuma fiske vuramazsın" dersen olacağı bu.
Ben emekli bir öğretmenim. "okullarda şiddet" konulu bir yazıyı bakankığa bile yazdım. Yeni bakanımız, sanki bana inat çocukların öğretmenini şikayet etme telefon hattı kurmuş. Daha ne bekliyoruz ki...
Nerede Fatıh'in babası, nerede Fatih'in hocası. Biz neslimizden koptuk. Başkalarına özene özene böyle bir duruma düştük. Allah bizi ısalah etsin.

Devirler değişti yargı değişti,
Anlayış felsefe yergi değişti,
Örf adat anane görgü değişti,
Bu aziz milleti Allah korusun.

Yazmış olduğum şiirimden bu dörtlük sanırım her şeyi anlatıyor. Saygılar...

Salim Demir tarafından 9/29/2012 11:39:02 AM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.