- 1231 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bahar mı Sonbahar mı?
BAHAR MI, SONBAHAR MI?
Dünya üzerindeki varlıkların tamamı baharı yaşamaktan zevk duyarlar. Yılda bir kere tekrarlanan mevsimlerin içindeki bahar hasretle beklenir. Bazen onun müjdesini veren olay ve canlıları bile bahardan dolayı severiz. Çok özlediğimiz kimseleri beklerken veya beklenmelerini isteyenlerin söyledikleri “Baharı bekleyen kumrular gibi” sözü baharı sadece insanların değil herkesin beklediğini göstermektedir.
İşte Allah’ın yarattığı bahar yılda bir kere sırasına göre gelirken insanlar bazen sabırsız davranıp kendi baharlarını oluşturmaya çalışmaktadırlar. Zaten ne oluyorsa o zaman oluyor ve kendi baharını isteyen güçlü devletler veya insanlar bütün insanlığın mevsimini kışa çeviriveriyorlar. Buna rağmen kendi baharlarıyla geçici sürede olsa uçurtmalarını uçuruyorlar. Sonrası mı? Tabii ki bahar rüzgârı kesiliyor uçurtmaları yere çakılıyor.
Dünya düzeninden ilham alarak kendi düzenlerini kurmaya çalışanlar, kendilerini tabiatüstü varlık kabul edenlerdir. Bunlar varlıklarının ne kadar devam edeceğini kendileri bile bilmezler. Fakat düşündükleri tek şey “Bir günlük krallık, krallıktır.”
Dünyaya hâkim güçler her zaman ve yerde kendilerinin arka bahçesi olacak bir memleket veya toprak parçası seçmişlerdir. Bu memlekette kendi düşünceleri doğrultusunda deney yaparlar. Memleketin insanları mı? Elbette onların kobaylarıdır artık.
Bunu tarihin her döneminde gördük ve yaşadık. Sömürgeciliğin çıkışı işte böyle olmuştur. Önceleri kendilerini destekleyen insan ve grupları satın alma maksadıyla gitmişlerdir. Fakat sonra iş biraz daha ileri gidip yer altı ve yer üstü zenginliklerine ve hatta oradaki insanların ruhlarını almaya kadar varmıştır.
Düzen ve sistemlere gelince, kendi memleketlerinde açacakları zararın çok azı karşılığında arka bahçelerinde gösteri, ihtilal ve insan kıyımları yapmaktadırlar. Birde bunun adını “bahar” demektedirler.
Kimin baharı?
Kime bahar?
İşte 1960 yıllarda yaşandığı kesin fakat başarısı tartışılabilen “Prag baharı” ile 2010 yıllarında yaşanan “Arap baharı” nın arasında ne fark var?
Diyeceksiniz ki, hiç alakası yok. Çünkü ideolojiler farklı, yerler farklı, yıllar farklı. Bir kere düzenler aynı, felsefe aynı, düzülenler aynı. Gaye ne?
Kendilerine arka bahçe oluşturma çabası.
Kime ne oldu?
Olan yine güya özgürlük veya hürriyet sevdalılarına oldu. Ama zaten size öyle veya böyle özgürlük ve hürriyet gelmeyecekti ki!
Bunlar bu baharları ortaya çıkarırlarken tabiri yerindeyse “suya sabuna dokunmadan” yapıyorlar. Yani yaptırıyorlar. Ceza elbette çekecekler.
Nasıl mı?
Birçoğunun inanmadığı fakat gerçek olan ahiret gününde. Özellikle Türkiye’de yapmaya çalıştıkları 80 öncesi dönemde öyle değil miydi?
Türkiye’deki maşaları vasıtasıyla bu memleketin evlatlarından bir nesli heba ettiler. Hem de uzaktan film temaşa eder gibi. Maşaları “kraldan çok kralcık kesilerek” kısaca şunları yapıverdiler
-650 bin kişi gözaltına alındı.
- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
- Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
- 7 bin kişi için idam cezası istendi.
-517 kişiye idam cezası verildi.
-Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı).
- 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
- 98 bin 404 kişi "örgüt üyesi olmak" suçundan yargılandı
- 30 bin kişi "sakıncalı" olduğu için işten atıldı.
- 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı..
-300 kişi şüpheli bir şekilde öldü.
-171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi.
-937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı.
- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hekimin işine son verildi.
- 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
-39 ton gazete ve dergi yakıldı.
-Cezaevlerinde toplam 299 kişi hayatını yitirdi.
-14 kişi açlık grevinde öldü.
-16 kişi "kaçarken" vuruldu.
- 95 kişi "çatışmada" öldü.
-73 kişiye "tabii ölüm raporu" verildi.
-43 kişinin "intihar ettiği" bildirildi.
Evet, Bunları yapanların sonbaharı nasıl oldu. Özellikle maşanın yaşayan cenazesini hastanelerde görüyorsunuz.
İşte “Arap Baharı” maşalarından birinin “Büyükelçi”nin sonbaharını yeni izledik. Daha izleyeceklerimizi bilmiyoruz. Hepsi teker teker cezalarını dünyada bile çekmekteler. İnsan bunları görünce ister istemez şunu söylüyor:
-Baharımız güzel olsun ama illa ki sonbaharımız güzel olsun!
Diyeceksiniz ki, bunlar maşalar, maşaları tutanlar ceza çekmeyecekler mi?
Onların cezaları hem dünyada, hem de ahrette çetin olacak. Tabiî ki ahretteki cezalarının cinsini ve şiddetini bilemeyiz fakat dünyada hak ettiklerini yeterince alacaklar.
Biz bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmekle eşdeğer olduğunu biliyoruz. Onun için diyorum ki, biz ne kimsenin uşağı olalım, nede kimseyi uşak olarak kullanalım. Ancak Allah’a kul olup, onun önünde eğilelim.
Muhabbetle!...
osmanlıhaber.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.