- 604 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
kanımı sunuyorum kalbine uğrayan atar damara...
ve ben elimde kara kalemle portrelerini çiziyordum gündüze... dudak izlerim geliyor aklıma, söylediğim şiirlerin renginde... kırılacak onca aynayı düşüme saklıyordum gözlerinde, ve her suretinle bedenime kesikler atıyordum... kan kusuyordum arada ya da sırada sana atan göğüs kafesimin göğünde...
mitolojik bir hikaye dilleniyor dilimde... zeus kesiyor bileklerini aresin, ya da chilout bir müzikle hindu ezgilerini süslüyorum belki de sesimle... ve chopin kalk gidelim sevgilim diyor gözlerimi kapayıp senfonilerini içtikçe iğreti bir şekilde...
ve makbet babasını öldürdüğünde, öldürüyor kendini öyle ya da böyle... ve bir yaz gecesi rüyasında rüyalara dalıyor gözlerim sırıl sıklam İzmir günlerinde...
olmak ya da ol(ma)mak diye başlıyorum sabaha elimde kafamın tası içiyorum kırmızı topuklu ayakkabından kızıl şarabı... ve en korkutucu rüyam oluyor ölüm dudakların olmadıkça kanımda.. yırtıyorum göğüs kafesimi, göğün kafesi doluyor avuçlarınla bağrıma...
dilim dilim konuyorum rakı ve mezenin yanında sofrana...
rakı kokuyorum en çokta...
öpüyorum kadehin olup dudaklarından...
makbet olup babamı,
zeus olup dünyayı,
ve bir yaz gecesi rüyası olup kanımı sunuyorum kalbine uğrayan atar damara...
erkan ulusoy...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.