- 2658 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUHAMMED İSMİ
Muhammed’den muhabbet oldu hasıl,
Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl?
Bir çocuğa bir ad, çocuğun o adın manasını yaşaması veya o ada sahip bir şahsın ahlakıyla ahlaklanması için verilir. Peygamber Efendimizin (sav) mübarek adı "Muhammed," hamd eden anlamına gelir [1] ve Peygamber Efendimizden (sav) başka tam anlamıyla hamd eden de yoktur. Muhammed adındaki bir şahıs eğer bu ada layık olamazsa, vebal altına girecektir. Vebal, bu adi o sahsa verenlerin üzerine de olacaktır. Bu ada sahip bir kişi iyi bir insan olmazsa ve bu yüzden kötü hitaplara maruz kalırsa --meselâ, birisi ona adını kullanarak küfür ederse-- bu, Peygamber Efendimizi (sav) üzecektir, O’nun (sav) manasını incitecektir.
Bu anlayışla atalarımız çocuklarına "Muhammed" lafzını isim olarak vermemişler, yerine önceleri "Mehemmed," sonraları "Mehmet" ismini kullanmışlardır. Bu konuda öylesine titiz davranılmıştır ki "Muhammed" adını, yalnızca O’na (sav) layık olabilecek mertebeye erişmiş din büyükleri, post sahipleri ve alimler kullanmışlardır. Hatta Fatih Sultan Mehmet’in ilk adı "Muhammed" olmasına rağmen, layık olamayacağı korkusuyla Mehmet’e çevrilmiş, Hacı Bayram Veli Hazretleri’nin, Fatih’in İstanbul’u fethedeceğini Fatih’in çocukluğunda söylemesi bile bu kararı değiştirmemiştir. Böyle büyük insanların dışındakiler ise ya "Mehmet" adını ya da Peygamberimizin (sav) Mustafa, Ahmet gibi diğer adlarını kullanmışlardır.
Peygamber Efendimizin (sav) isminin manasına böylesine değer veren zihniyet, askerine da MEHMETÇİK demiştir. Mehmetçik, yani O’na (sav) benzeyen asker... Yani O’nun (sav) ahlakıyla ahlaklanmış asker... Yani O’nun (sav) askeri... Ayni zihniyet, O’nun (sav) sevgili zevcesi Hz. Aişe validemizin (ra) adını, kadınına sembol yapmış, AYŞECİK demiştir.
Bizim kültürümüz sembolcü kültürdür. Atalarımız daha Orta Asya’dayken belirli eşyaları, cisimleri ve şekilleri belirli manalara sembol yapmışlardır. Mesela, "ok" Tanrı’ya bağlılığın, "yay" da bu bağlılığın cihana yayılmasının sembolüydü. Keza davulun, tuğun devlet babında değişik anlamları vardı. İslam’ı kabulden sonra da devam eden bu sembolcü gelenek, Peygamber Efendimize de (sav) bir sembol bulmakta gecikmemiş ve O’na (sav) GÜL sembolünü layık görmüştür. Kültürümüzde gül, Peygamberimizin (sav), Peygamberimize (sav) duyulan muhabbetin sembolüdür. Peygamberimize (sav) bir an muhabbetini kaybeden imanını kaybedeceğinden, yani Peygamberimize (sav) muhabbet duymak ile iman çok yakından alakalı olduğundan,
gül ayni zamanda iman hayatimizin da sembolü sayılır. Gül, Peygamberimizin (sav) sembolü olduğu içindir ki Fatih O’na (sav) olan muhabbetini belirtmek için gül koklar. Onun içindir ki edebiyatımızda sevgililer hep güle benzetilir. Onun içindir ki Necati
Beg söyle der:
Yılda bir kerre menâr-i sâhdan dîdâr gül,
Gösterir nite ki nûr-i Ahmed-i Muhtâr gül.
Gül, Peygamberimizin (sav) sembolü olur da, ad olarak kullanılmaz mı? Bu Gül (sav) sevgisi, "Gül, Gülbahar, Gülbeden, Gülistan, Gülhan, Gülsan, Gülcan, Gülten, Gülriz, Gülnur, Gülenaz, Gülay, Güler, Gülsever, Gülbey, Gülçin, Gülcihan vs." gibi, Peygamberimize (sav) muhabbetimizi ifade eden yüzlerce "gül"lü adi dilimize kazandırmıştır. Ve bu anlayış, Peygamberimizin (sav) sevgili zevcesi Hz. Aişe’nin adini, Peygamberimizin (sav) sembolüyle birleştirmiş AYŞEGÜL yapmıştır. Anadolu’nun bazı
yörelerinde de Gül’e (sav) öncelik verirler, GÜLAYŞE derler vesselam. p
[1] Onk. Dr. Halûk Nurbaki, Gönül Penceresinden Fahr-i Kâinat Efendimiz, Damla Yayınevi. ("Muhammed" ismi,"çok övülmüş, bir çok güzel huylara sahip" anlamına da gelir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.