- 658 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kısmetten Kastın...
Bazen düşünüyorum. Yıllar geçmiş lisemin üzerinden. Bakıyorum şu anda ki durumuma. Lisedeki zamanlarımda düşündüğümden çok uzaktayım. Anlatsam bile anlatılamayacak kadar çok şey yaşamanın haricinde, anlatmayı başarsam bile inanılmayacak şeyler yaşadığım için uzağım. Gerçekten kaybedilemeyecek kadar zaman kaybettim… Ama bugün üzülüyor muyum? Hayır…
En ufak bir üzgünlüğüm, pişmanlığım yok. Eskiden ezilirdim yalan yok. Benden önce bile gelenler üstüm oldular diye. Ama artık ezilmiyorum bile. Ezemezler bile. Çünkü anladım ki, şan, şöhret,ünvan… Bunlar koca bir balonmuş. İnsan olabilmekmiş önemli olan. Özgüvenin ne kadar yerlerde bile olsa insan olabilmekmiş önemli olan… Bunu bana bir kişi öğretti ama o bile bunu öğrettiğini bilmedi…
Aylar önce canım çok sıkkın iken ve şüpheler beni boğar iken birisiyle tanıştım. Çevremdekilerin düşüncesi ben olmuşken, ben kendi düşüncelerimi düşünemez olmuşken… Kendi sesimi duyamaz olmuşken. Karanlık ve kirli aynamda yüzümü göremez olmuşken… O çıktı geldi. Aynamı temizledi. Temizledi derken öyle tertemiz etmedi. Üzerinde hayal meyal yansımamı görecek kadar aldı tozları aynamın üzerinden. Üfledi tozları. Benim için değildi tozları üflemesi. Kendi doğruları içindi. Meraklıyımdır. Yansımanın üzerine gittikçe yansımamı gördükçe sildim aynamı. Sildikçe daha çok gördüm kendimi. Kendimi gördükçe daha rahat duyar oldum içimdeki sesi. Dış sesler, aksini inkar etseler de içimdeki ses bağırdı. Ben yine de onları dinlememezlik yapmadım. İçimdeki sesin haklı olduğunu görünceye kadar… Anladım ki insan içindeki sese kulak vermeliymiş… Geçte olsa anladım…
Arkamı döndüm. Aynamdan tozları silenin ellerine baktım. Toz içindeydi. Kolay değil yılların tozundan aynamda kendimi gösterecek kadar temizleyebilmek. Gözlerine baktım ışıl ışıldı. Ellerine baktım, karanlığımdı. Denizden esen meltem sarmıştı dört bir yanımızı. Silsem bana bulaşırdı. Gözlerine baktım, üfle dedi. “Üfle, karışsın rüzgara, bizden çok uzaklara…” Çıkar mı dedim? “Güven” dedi… Güvenmek uzak bir kelimeydi bana. Üfledim yine de. Olmayan bir duygunun acısı da olmazdı zira. Havalandı ellerinden karanlığım. Rüzgara karıştı… Şimdi dedim… “Şimdi bekleyeceğiz kısmetimizi…” Ben sabırsızımdır neyi, ne kadar bekleyeceğiz diye sordum yine… “Kader ağlarını ördüyse, kısmetimizde olanı,zamanı geleni…”
Zaman geçti. Kader ağlarını ördü, kısmetimizde olan, zamanı gelen gerçekleşti. İşin daha da enteresan yanı olan ümidimi kaybettiğim her duygu ve durumun aslında bu dünya da var olduğunu gösterdi. Peki şimdi ne olacak dedim gözlerinin içine bakarak. Elimi tuttu usulca… Bak dedi…
Baktım…
…..
Güneş denize doğuyordu…
Ve biz denizin ta kendisiydik…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.