Ömür geçiyor
Ünlü Nlp uzmanı bir konferansta dinleyicilere sürekli böyle telkinde bulunuyordu.
-Arkadaşlar hedefiniz olsun yaşam da, planlarınızı iyi yapın ve onların üzerinde çalışarak o hedefe doğru koşun. Bir dinleyici müsaade alarak söze katılır
- Hocam adamın hedefleri vardı ama onları gerçekleştiremeden ölüm yakaladı ne olacak hocam?
- Demek ki adam planlarını eksik yapmış diyor hoca
Bizi bu kadar yıkan neydi sevdiğimizi kaybedince?
Biz çok mu sahiplendik emaneti, emanetleri. Ne can bize ait ne mal ne mülk, hepsi O’na ait, öyleyse bizde ki bu hırslar bu tamahlar neden? Hiç ölmeyecek gibi daldık dünyaya gidiyoruz. Sadece yarının değil yarınların hesabını yapar olduk. Oysa yediğimiz lokmanın boğazımızdan aşağı ineceği meçhul. Dünyalık sevdalara tutulduk, onlar uğruna kendimizi heba ettik, sonra dünyadayken onları kaybedince isyana düşer olduk.
Ben, biz, yaratıcıyı, Rasulullah’ı (sav) çok seviyoruz hep öyle diyoruz ama seven sevdiğinin dediğini yapmaz mı? Bir sevgili edindik dünya da onun için uykularımızı böldük, gece gündüz o’nu düşündük, normalde sevmediğimiz şeyleri sırf o sevgilide var diye sevdik. O’nun hatası kusuru gözümüze gelmez oldu, her yerde baktığımız yerde onu gördük onu düşündük. Kalbimize perde çektik başka şeylere hakikatlere kör olduk. Beşeri bir sevgi için bu hallere düşen bizler İlahi sevgi için bu hale düştük mü?
Hani biz çok seviyorduk yaratcıyı, O’nun habibini. Beşeri sevgilere, eşyaya olan sevgiye ayırdığımız vaktin ne kadarını ayırdık O’nu sevmeye, O’nun emirlerini yerine getirmeye. Dünyalık sevgiler için böldüğümüz uykunun ne kadarını namaz için böldük? Her yerde baktığımız ayna da bile gördüğümüz beşeri sevdanın ne kadarını tefekkür için harcadık, O Resul ki son nefesinde ümmetim ümmetim dedi, bizi o kadar düşündü, biz ona laik ümmet olabildik mi? O’nun sünnetlerini ifa edebiliyor muyuz?
Sevmek sadece dille olmuyor. Yaşamaya ihtiyaç var hayatına sokmaya kalbine sokmaya ihtiyaç var. Beşeri sevdalar olacak, bir annenin evladına olan sevgisi, bir eşe bir yaratılmışa sevgi olacak olmalı da, sevgisiz yaşam olmaz. Ama yaratılış gayesini unutmadan, emanet bilincinde olarak çok sahiplenmeden sevmeli.
Ne diyor Mevlana/Rumi “Ey gönül eğer sen ölüme düğün gecesi diyemiyorsan sevgili dünya da etmişsin demektir”
Biraz düşünmek, tefekkür etmek gerek. Fazla dünyaya kapılmadan, iş işten geçmeden kendimize gelmek gerek. Yapacağımız yararlı işleri, iyilikleri yarına bırakmadan, yaşlılığa bırakmadan bu gün yapmak gerek, yarın meçhul ola ki yarın ben sen olmayabilirim, her şey gençlikte güzel, gençlikte makbul. Yaşlanınca gücümüz kalmayabilir. Sonbahar misali yaprak yaprak dökülüyoruz dünyadan.
"Özenle yarına sakladığınız
Bir sarı lira gibi ömrümüz;
Vakti gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki,
Tedavülden kalkmış. (alıntı)
Tedavülden kalkmadan ömrümüz zamanında değerlendirebilmek ümidiyle sevgiyle kalın.
YORUMLAR
Yazı güzel bir konuyu işlemiş.
Ölümü beklemek gerek evet... Ama kendini ölümsüz hissederek. Dünyada sonraki nesillerin rahatı için... Ama asla başkalarının haklarına tecavüz etmeden...
"Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyana, yarın ölecekmiş gibi ahiretine çalış..."
Tebrikler...
Selamlar...