- 823 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Garip
İnsanlık bazen insanın kendi başına da dert olurmuş. Memuriyetten emekli olmuş adamın biri, bir gün bir iş için gittiği bir başka memlekette gezerken bilerek ya da her nedense istemeden bir kavgaya karışır. Kendisiyle kavga edenler tarafından bu öyle bir dövülür ki, adam başına yediği darbelerden dolayı geçmişini unutur, hastaneye götürler üzerinde kimlik çıkmayan adamı baştan savma muayene ve dedavi edip gönderirler . Bu adam kim olduğunu, nereden geldiğini artık bir daha hatırlayamaz hale gelir.
Adam aslında bir memur emeklisidir. Ve memleketinde bıraktığı ev kadını eşinin ve iki çocuğun babasıdır.
Fakat kim olduğunu nereden geldiğini hatırlayamayınca, bir daha geriye evine dönemez gittiği yerden.
O günden sonra garip, garip dolaşır durur.
Parası biter ama o adam geçmişini unuttuğu için kendisinin de kim olduğunu bilmediği için onun bunun verdiği yemeklerle ekmek parasıyla yaşamaya başlar memleketinden uzak bu şehirde.
Sokaklar onun evi olur, saç sakal birbirine karışır. Herkes bunun bir garip olduğunu düşünmeye başlar.
Evinde bıraktığı eşi ve çocukları ise, merak içinde babalarını ararlar ama bir türlü bulamazlar.
Babaları için sağa sola eşe dosta haber salarlar sağa sola haber salarlar ve polise bildirirler yine de bulunmaz.
Eşi ve polis, bunun ölüp ölmediğini ya da sağ olup olmadığını anlamak için, emekli sandığından araştırma yaparak maaşının herhangi bir yerden çekilip çekilmediğine bakarlar.
Fakat bu garip kayıp emekli adamın parasını bile hiçbir yerden çekmediği maaş aldığı bankadan geri geldiği söylenir.
Bu defa herkes onun ölmüş olabileceğine inanır. Ya da bunun bazı aile sorunları yüzünden yurt dışına kaçmış olabileceğine karar verilir. Pasaport çıkışları kontrol edilir ondan da bir haber çıkmayınca bilinmeyen bir yerde öldüğüne ya da öldürüldüğüne kesin gözüyle bakarlar.
Aradan tam yedi koca yıl geçer. Bu yedi yıl içinde memleketinde iki çocukla kalan eşi geçinebilmek için onun bunun işinde çalışarak çocuklarını okutur ve iş meslek sahibi yapar. Ve yavaş, yavaş tam babalarını unutmaya başlarken kendilerine polisten bir haber ulaşır.
Bunlara başka bir şehirde bir sokağın köşesinde tanınmaz halde kimliksiz saçı sakalı uzamış kim olduğu bilinmeyen bir adamın cesedi olduğu, gelip bir bakmaları söylenir.
Meraklanan memleketlerindeki babalarının kaybetmiş bu aile ve onun yetişmeye başlamış iki oğlu, anneleri ile beraber kalkar giderler polisin kendilerine bildirdikleri yere varıp, hastane morkunda bulunan sahipsiz cesede bakarlar.
Bunlar burada ne görseler dersiniz, karşılarındaki ölen saçı sakalı uzamış olan perişan haldeki bu adam kendi babalarından başkası değildir.
Yedi yıl sonra, onu sokakta bir gece ölmüş halde bulanlar onun garip yaşamını ailesine anlatırlar hatta biraz da neden aramadınız der gibi onlara kızarlar sitem ederler.
Ailesi babalarının orada iken yaşadığı gerçeği halktan öğrenirler ama vakit çok onlar için çoktan geçmiştir.
Bunlar garip bir şekilde ölmüş olan babalarını buradaki morktan alırlar götürürler ve memleketlerindeki mezarlığa defin ederler.
Oysa bu garip denen emekli parası pulu olan bankada parası olan bu adam, tam yedi yıl başka bir şehrin izbe sokaklarında onun bunun yardımıyla yaşamış sokaklarda yatmıştır. Bir o kadar onun ailesi de yokluk ve fakirlik içinde yedi yılı geçirmişlerdir.
Bu kadın ve aile şimdi onun emekli sandığında yedi yıl boyunca çekilmemiş birikmiş parası ve maaşı ile geçinmektedir.
Ne garip değil mi? Deli gibi, gezindiğim yerlerde
Çoluk çocuk, bana garip dediler,
Pis sevdalı, biri oldum dillerde,
Nere gitsem, uzakta dur dediler.
Bana, garip dediler ve ezdiler,
Taştan taşa çarpıp, başım ezdiler,
Para ekmek verdiler ve sövdüler,
De onlar bana kimsin demediler.
Garibin yuvası, sokak arası,
Ekmek yemek alsa, olmaz parası,
Yakmaya kalkışsa, yanmaz çırası,
Hep garip olanı, ezer geçerler.
Kızarlar söverler garip denene,
Tekmeyi vururlar, yolda düşene,
Kimse güldü demez, ona gülene,
Garibi durmadan ezer geçerler.
Garipsen olmazsın, insanın hası,
Sen her zaman olursun, baş belası,
Yurdundur evindir, sokak arası,
Sana böyle bakar, böyle görürler.
A.Yüksel Şanlı er
24 Eylül 2012
Antalya
YORUMLAR
böyle bir alın yazısına ne denirkiii...kader.......aglıyarak okudum....2 tarafa da büyük ve acı kayıp olmuş.....mevlam bahtı karalı kardeşimizin mekanını cennet eylesin ailesinede sabır versin...olacakla.ölecege çare bulunmuyor.....güzel paylaşımdı...gül diyarından selamlar.