7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2054
Okunma

" Çekiyorum, gülümseyin…"
Ve gülümsersiniz. Şartlı bir tepkidir, komuta uygun düşen…
Sonra…
Sonra, asılır yine suratınız; mutsuzsanız…
Ya da devam eder gülüşünüz; mutluysanız…
Yıllar geçtiğinde üstünden, o karenin, hiç olmadık bir zamanda; yeniden elinize alırsınız, o fotoğrafı.
Düşünürsünüz; neden üzgündüm / neden sevinçliydim? Diye.
Sevincinizin sebebini hatırlamakta zorlanırsınız, genellikle.
Bir çırpıda hatırlarsınız, üzüntünüzü.
Ve birbiri ardına yığılmaya başlar, fotoğraflarınız…
Bebek, siz…
Emekleyen, siz…
Okula başlayan, siz…
Mezun olan, siz…
Evlenen, siz…
Sizin çocuğunuz…
Ne kadar çokturlar.
Ne çok anıdırlar.
Ne çok geçmiştirler.
O gün…
O gün, farkedersiniz ki; tüm hayatınızdırlar.
Kayarken elinizden; tutarsınız, sımsıkı…
Ben, buradaydım; dersiniz.
Gençtim ve yaşadım.
Ve biri, bana değer verdi.
Bu fotoğrafları, çekecek kadar.
O zaman; bir gülümseme yerleşir, dudaklarınıza…
Çekiyorum, gülümse der, hayat…
Belki de ilk kez…
Değerli olduğunuzu hissedersiniz; birileri için, bir zamanlar…
Yorgun bedeniniz düşerken, anılarınızın üstüne…
Vizöre yansıyan, son görüntünüzdür…
Hayat, deklanşöre basmadan önce…
Eser Akpınar
22.09.2012
İzmir