- 2042 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
yanmak ve doğmak
Sahibi olduğumu düşündüğüm her hayal sırt çevirirdi gülümsememe. Sanki imkansızı kabullenmişim gibi ağaçlar gizli fısıltılarını yollamaktan vazgeçtiler. Yıdızlar kayboldu gecenin içinde. İnanmadığım dilekler dilemenin bir anlamı kalmadığını söylediler yağmurlarla. Ve sonra bulutlar... bulutlar hüznümün bekçiliğinden sıkılmışçasına kapladılar göğü. Hatalarımın dizginlerinin ellerim arasıda olmayışına kızıyorlardı sanki. Fakat hiç bir zaman efendisi olmayı istemedim hayattan. Belki tereddütler ektim tarlalara. Ama yine de hasatım güllerden oldu. Dikenlerine aşık oldum güllerin.
Bülbülü tesseli ettim benim tereddüme aşıklığına hüzünlenirken. Hüzne gelmişken sıra hiç bir zaman davet etmedim onu. Umutlarımın yanında sığınacak bir yer buluverdi çünkü. Şimdi şu sıralar beni terkeden her yağmur damlasına besteler yapsam da yeni bir başlangıcın bir gün tereddütlerim arasında filizleneceğini biliyorum. Çünkü güller daima süprizlerle doludur. çünkü ne zaman yaşadığımı unutmak gafletine düşşem bir mucize misali önümde biterler. Ve kokuları yeniden yağmur damlalarını sürükler gözlerime. Bulutlar hüznümü kaplar. İçimde nefesler ateş olur. Bir kavruluşu hissederim varlığım içinde. Ve anlarım ki küllerimi rüzgarla savurmak için henüz erkendir. Bana lufedilen yeniden doğuştur.