- 411 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Seyir
Seyir
Topraktan insan yapmanın bir süreç içinde olduğunu biliyoruz. Bu sürecin izahına girmeye gerek yok. Bu süreç toz ve gaz bulutundan oluşan Dünya’dan çok önce başlıyor.
Zirai üretim sürecini kısaltmak için hormon vermek, aşırı gübre kullanımı gibi nedenlerle ürün nasıl orjinal tadı ve değerini kaybediyor. Ayrıca ham meyvayı koparıp kükürt veya başka kimyasallarla olgunlaştırmak pazarlama sürecini kısaltmak için uygulanır.
İnsanın "Adem" aşamasına kadarki serüveni de buna benzer. Adem ilk insan olması yanında "Hedef insan"dır, aynı zamanda. Yani insanlık "Adem"e doğru miraç eder! Adem diye anılan ilk insan aslında son insanın da ta kendisidir. Bu açıdan bakınca hepimiz "Adem" olabilmek için evriliyoruz. Tekamül ediyoruz. Son durak sanılan "Adem" dahi tekamül edecektir.
Topraktan başlayan insanlık serüveninde tekamül aşamaları var ve bu aşamalardan geçmeden olmaz! Benim işaret etmek istediğim bu aşamalardır. İnsanlık tarihi bu aşamaların kalıntılarıyla doludur. Savaş ve kan, kin insanlığın gelişimine hep engel olmuş, oluyor da. İnsanlığın gelişimine engel olan bu olumsuzlukları çıplak olarak incelemek gerek. Şunu demek istiyorum insanlar evrilirken yanlışlar yaptı, yapacak; böylece tekamül edecek. Yaptığı yanlıştan ders alacak. Reset ve tufana gerek olmaksızın hayat serüvenini sürdürecek.
Bu yanlışlar nelerdir?
Bu soruya doğru cevap vermemizi engelleyen üç ana sebep var.
Birisi dinsel öğretiler!
Diğeri ırksal taassup!
Diğeri ideolojik saplantılar!
İnsanlar çözümün kendi seçilmiş ırklarına gelen dinde olduğunu ideolojik olarak savunmaya başladıklarında zaten çözüm yolu otomatikmen kapanıyor. Özellikle Orta Çağ sonrası seçilmiş ırktan olanların, dinsel öğretilerinin ideolojiye dönmesi ile kıyasıya din savaşları yaşanmış. Günümüzde bu savaş eski öğretilerin fosil kalıntıları üzerinden devam etmektedir!
Aydınlanma yaşamış toplumlar dahi kendini tam kurtaramadı bu savaştan. Çoğu bu öğretileri inanarak değil kullanarak hakimiyet sağlama peşinde. Bir örnek vereyim; adamın biri enseye tokat atmaya bayılıyormuş! Çarşıda sütun gibi ensesi olan birine rastlayınca patlatmış tokatı. Mahkemelik olmuşlar adama 10 altın ceza verilmiş. Adam cezayı 20 altın öderken bir tane daha patlatmış garibanın ensesine. Sonra da şöyle demiş; "Sende bu ense, bende bol para varken sen benden daha çok tokat yersin!" Yani her alanda ileri teknoloji kullanan egemen toplumlarda bu güç varken geri toplumlar da ise bu kısır döngü ve geleneksel inanç varken, ileri toplumlar onlara kolay kolay adaletli olmaz! Onların içlerini din, mezhep, ırk ve ideoloji ile karıştırıp tokatlarlar!
Son tahlilde; süreçler yaşanmalı , sürece müdahale etmek süreci tıkar ve boşluklar kalır. Bu boşluklar ise zaman zaman açığa çıkarak toplumu geriye iter. "Merhametten maraz doğar" sözünü yabana atmamak gerek! Dinsel, ırksal, ideolojik yaklaşımlarla kayrılan insanlar toplumda boşluk oluşturur ve bu boşluklar zaman içinde patlamalara zemin hazırlar. Temel sağlam olmalı doğru taş doğru yere konmalı; ayrım, kayrım; dinsel, ideolojik ve ırksal yönden yapılmamalı ki toplum sağlam evrimleşsin. Yoksa çöker ve pusuda bekleyenlere av olur. Ensesine tokadı yer.
Selametle;
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.