ÇOCUK ŞARKILARI
Merhaba sevgili ablalarım, ağabeylerim…
Bendeniz henüz beş buçuk yaşında, her şeyi herkesten çok daha iyi bilen (!) amcalarımın ısrarıyla okula getirilmiş, bana göre küçük, aileme göre çok küçük, biraz önce bahsi geçen amcalara göre de yeterince büyük bir çocuğum… Okula yeni başladığım için öğretmenimin gözündeki yaş ölçütümü ise henüz bilmemekteyim.
Geçen gün doktor amcalara götürdüler beni, onu kızdıracak ne yaptım bilmiyorum ama on saniye tek ayak üzerinde durdurdu beni, hiç düşmeden durdum ama annem bu başarıma pek de memnun olmuş gibi görünmüyordu… Bazı şeyler yapmamı söyledi doktor amca, kimisini yapabildim, kimisini yapamadım… Bu çocuğa ne yazık ki “yeterince gelişmemiş” raporu veremem dedi doktor amca; söylerken kendisi üzgündü, duyunca annemle babam da üzüldü… Şaşırdım…
“Utanmasalar, sandalyede otururken ayakları yere değdi diye evlendirmeye kalkacaklar çocuğu” dedi babam eve dönerken. Daha çok şaşırdım… Ya ben yeterince büyümeden boyum uzayıverirse ve ayaklarım yere değerse oturduğum sandalyede, ne yaparım o zaman ben… Ayaklarımı aşağıya sarkıtmam ben de, olmazsa sandalyeye de oturmam hiç. Üüüü, evlenmek istemiyorum ki ben, oyun oynamak istiyorum sadece…
“Oyun oynaması gereken çocuğun okulda ne işi var” dedi sonra annem kızgınlıkla… Üüüü, oyun oynayamayacak mıyım yani artık ama ben oyun oynamayı çok seviyorum. Bu amcalar benden ne istiyorlar acaba, ne yaptım ki ben onlara…
Öyle böyle, kavga dövüş, başladım ben okula, bugün sadece müzik dersi yapacağız dedi öğretmenimiz ve sizlere en çok bilinen çocuk şarkılarını dinleteceğim diye ekledi. O kadar da kötü değilmiş aslında, ne güzel şarkı dinleyeceğiz işte, hem ben çok severim ki çocuk şarkılarını dinlemeyi… Başlıyoruz…Horozumu kaçırdılar
Damdan dama aşırdılar
Suyuna da pilav pişirdiler
Geh bili bili bili bili
Üüüü, gelme gelme bili bili, gelirsen neler yapacaklarmış sana… Üüüü, anneeee, koş yetiş, bak ne yapıyorlar zavallı bir horoza, üüüü…Bir küçücük aslancık varmış
Kırlarda koko koşar oynarmış
Annesi onu çok severmiş
Babası onu çok severmiş
Sen benim caca canımsın dermiş
Ohh ohh, bu şarkı güzelmiş bak, en azından aslancığın suyuna pilav pişirmediler… Devam ediyor şarkı…Aslan baba harpte vurulmuş
Küçük aslan köyden kovulmuş
Üüüü, aslancığın babası vuruldu, üüüü, aslancık köyden kovuldu, üüüüüüüü… Neyse ki bitti bu şarkı da, diğeri başladı…Kedi camdan atladı
Apandisti patladı
Bunu gören fareler
Dans etmeye başladı
Anneeeee, tut kediyi tut, camdan atladı kedicik, üüüü, öldü anne kedicik, üüüü… Biri bitiyor diğeri başlıyor şarkıların… Ben daha bir hayvancığın üzüntüsünü atlatamadan diğer bir hayvancığın başı belaya giriyor…Kırmızı balık gölde
Kıvrıla kıvrıla yüzüyor
Balıkçı Hasan geliyor
Oltasını atıyor
Kırmızı balık dinle
Sakın yemi yeme
Balıkçı seni tutacak
Sepetine atacak
Kırmızı balık kaç kaç!!
Kaç kırmızı balık kaç, bari sen ölme, sakın da yemi yeme, ah o Hasan’ı bir bulsam, saçlarını yolsam, seni elinden alıp, denize geri salsam…Dağlar ardında
Bir orman varmış
Orda bütün hayvanlar
Mutlu yaşarmış
Bir adam gelmiş
Çok da zalimmiş
Kesmiş bir bir ormanı
Vurmuş hayvanları
Ben hayvanları tek tek kurtarmaya çalışırken bir adam gelip vurdu ormandaki bütün hayvanları… Üüüü… Ağlamaktan burnum kocaman oldu… Öğretmene söylesem, çalmasa bu şarkıları, öldürmese hayvanları… Üüüü…Nuri attı iki taş
Hem cam kırdı hem de baş
Yaramazı tutarlar
Merdivenden atarlar
Tıngır mıngır düşerken
Arkasından bakarlar.
Ayyy, niye attılar Nuri’yi merdivenden aşağıya. Yaramazlık yaparsak öğretmen de bizi merdivenlerden aşağıya mı atacak acaba… Üüüü, anneeee, annemi istiyorum ben, üüüü…Yağ satarım bal satarım
Ustam ölmüş ben satarım
Hayvanlar öldü, Nuri düştü sakatlandı, usta da öldü, eeee biz niye yağ bal satıyoruz şimdi… Bu öğretmen de deli mi ne… Yağ satmanın, bal satmanın sırası mı şimdi? Bitmiyor şarkılar bitmiyor… Ne şarkılar bitiyor ne de zil çalıyor… Burnum durmadan büyüyor…Damdan düştü bir kurbağa
Titretti kuyruğunu
Bunu gören jandarma
aldı götürdü onu
Mezarını kazdılar
Üstüne şöyle yazdılar:
“Damdan düştü bir kurbağa
titretti kuyruğunu”
Hıh, kurbağa da düştü öldü. Nasıl bir yer burası böyle, herkes ölüyor. Üüüü, ben ölmek istemiyorum. Oyun oynamak istiyorum ben, eve gitmek istiyorum, annemi istiyorum, üüü…Annem pilav pişirmiş
İçine sıçan düşürmüş
Bu sıçanı ne yapmalı
Pencereden atmalı
Iyyy, tamam vazgeçtim, istemiyorum annemi… Ne yaptın anne sen ya, ne işi var sıçanın pilavın içinde… Bööö, hayatta pilav yemem ben bir daha… Pazardan patates alırsın, pişirirsin, onu yeriz…Pazara gidelim, bir tavuk alalım
Pazara gidip, bir tavuk alıp n’apalım?
Happırı huppur happırı huppur yiyelim…
Tavuk değil, tavuk değil… Patates… Tavuk nerden çıktı şimdi ya… Suyuna pilav pişirdiğimiz horozun arkadaşı mı acaba bu tavuk… Kaç tavuk kaç… Bari sen kurtar canını…Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi,
Fareden korktu kedi, kedi pirrr uçuverdi…
Üüüü, anneeeeee… Nasıl bir yer burası böyle, aslanlar miyavlıyor, kediler uçuyor, fareler kedi kovalıyor… Üüüü, annemi istiyorum ben, okula gelmek istemiyorum bir daha, üüü…
***
Çocukcağız kavram kargaşası yaşayıp kafayı dağa taşa vurmasın da ne yapsın?
***
Not: Düşünüyorum da, acaba yazar abla benim ağzımdan konuşarak ve sanki yazının asıl konusu çocuklara uygun olmayan çocuk şarkılarıymış gibi göstererek yetkililere bir gönderme mi yapıyor bu yazısıyla…
***
Yazar Notu: Şişşttt… Zamane yazı karakterleri işte, dillerinin kemikleri yok ;)
Pelin…
Eylül/2012
YORUMLAR
çocukların üç yaşından önce kreşe gittğii şu ülkede- ki yüzdesi bu kadar yüksekken.-beş buçuk yaşta okula gidemez diyen bu insanların çocuklarının çogu 2- 3 yaşında kreşe gimektedir. tam gün kreşe gitmekte bu çocuklar.acaba kreş çok mu farklı ilkokul bir eğitiminin şu anki müfredatından .hayır tabii ki.neyse.
renbo tarafından 9/20/2012 2:04:20 AM zamanında düzenlenmiştir.