- 999 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREĞİMİZDEN DÜŞENLER…
26 HAZİRAN 2012 tarihinde yazıp yayınladığımız bir yazımız, güncelliğini kaybetmiş mi?
----------0-------
Şehit haberleri arka arkaya birde üstüne düşürülen uçağımız!..Evet, yüreğimizden de bir şeyler düşüp kayboluyor, toprağa karışıyor.Kaybettiklerimizi bir daha elde etmemiz mümkün değil,onları ne analarına nede sevdiklerine, vatana iade mümkün;acaba itibarımızı iade de mi mümkün değildi?!
“Bıçak kemiğe dayandı(Gerçi bu konuda detaylı bir yazı yazmak istiyorum ama!), artık sabrımız kalmadı, yanı başımızda olanları görmezden gelemeyiz.”benzeri sözleri işite geldik, millette kanıksadı ve arkasını düşünmüyor.
Elbette ”itidal” devlet idarelerinde çok önemli.Elbette soğukkanlı olmak devletler arası ilişkilerde oldukça önem arz ediyor.Devlet adamlığı kumaşı her zaman ülke ve millet için artı değer ifade eder.
Yalancı çoban ile kurt’un hikayesini herkes çocukluğunda duymuştur, veya okumuştur.Çoban her canı sıkıldığında köye bağırır;”Kurt var, sürüye kurt saldırdı.”diye ve köyden silahını alan, kazmasını alan kurt’u öldürmek için sürünün yanına koşar ve her seferinde çoban onları kahkahalarla karşılar; insanların umutlarını boşa çıkarır,boş yere yorar.Ancak bir gün kurt gelip gerçekten sürüye saldırır.Çoban avazı çıktığı kadar bağırır “Sürüye kurt saldırdı!” diye ama kimseler sesine kulak verip yanına koşmazlar.
Sayın Başbakan ve himayesindeki bakanları her gün beyanlarında benzer sözleri sarf ediyor ve halkı geriyorlar ancak, bu güne kadar ciddi anlamda bir şey yapılmış değil, kaldı ki, şu puslu ve dumanlı havada yapmakta mümkün değildi ve yapılmamalıydı.Ancak Beşar Esat kendince hamlesini yaptı ve keşif uçağı, eğitim uçağı veya savaş uçağı her ne dersek diyelim vurdu düşürdü hem de uluslar arası hava sahasında!Başbakan’ın yerine bırakıp gittiği Başbakan vekili Dağlıca da şehit olanlar için;”kalabalıktılar, silahları vardı.” Dediği gibi yine eli kolu bağlı bir halde Başbakan’ın gelmesini beklediler, niye? Çünkü ne orduda bir irade kaldı nede idarecilerin kendi başlarına karar verme yetisi var.Her şeyi sayın Başbakan biliyor.
Sizin nerede ise beş misli küçüğünüz mesabesinde bir adam geldi uçağımızı düşürdü ve iki kıymetli pilotumuzu şehit edip gitti.Peki siz ne yaptınız.Herkes kendi kendine itidal ve soğukkanlılık tavsiye etti, ne yapacağını bilmez halde.
Devletler iradesini icraya kadir devlet adamları tarafından idare edilirlerse büyük devlet, hür devlet, bağımsız devlet olurlar,milletleri de hür olur.Devlet adamları korkak, karar verme yetisi olmayan, ayakları titrerken etrafına; “Korku yok,korku yok.” ikazı yapan devlet adamlarının elinde heder olup gider.Devletler arası ilişkilerde mütekabiliyet esastır.Aynıyla mukabele edemezseniz bir süre sonra inandırıcılığınızı kaybedersiniz. Düşmanlarınız da dostlarınızda artık sizin sözünüze itibar etmezler.
Diyelim ki ABD dış işleri bakanı Suriye’yi protesto etti, hakikaten de etti.NATO toplandı Suriye’yi kınadı.Tehdit etti.sizin ne uçağınız yerine gelir, ne ölenleriniz, nede Suriye bu işten argo tabirle tırsar.Yine yapar yine yapar.Çünkü bunlar neticesi olmayan fiillerdir.Eğer NATO uçakları veya silahları uçağı düşüren bataryaları ve çevresinin deki silah sistemlerini tarumar etmezse veya sizin gücünüz buna yetmezse, istediğiniz kadar tumturuklu laflar edin.Topladığınızda sonucu yoktur, sıfırdır.
Suriye bu hareketi ile fiili durum meydana getirmiş, Türkiye de bu oyuna gelmiş ve ne yazık ki kaybetmiştir.Türkiye bundan sonra ne yaparsa yapsın eksik kalacak, yarım kalacak ve güvenilirliğini yitirecektir. Bu işten bir değil iki kere zarar görmüş olacaktır.Mademki Suriye fiili durum meydana getirdi size bir tokat vurdu, sizin diğer yanığınızı uzatmanız gerekmezdi.Tabii olarak Suriye’ye savaş açalım ve savaşa girelim dediğimiz yoktur.Ancak Türkiye’de bu olayın hemen arkasından bir fiili durum meydana getirip kendisi ile oyun olmayacağını göstermeli idi.Sonrada oturur konuşurduk!
Ama mahallede tehdide uğrayan çocuk misali, ağabeylerinizden yardım istemeye koşarsanız, ağabeyleriniz ki; göreceğiz size bol bol;”Aman kavga etmeyin,kardeş kardeş oynayın” kabilinden nasihatler vereceklerdir.
Devlet adamları, gerek en tepede olanlar ve gerekse temsil edenler karar verecek yetki ve kabiliyette olmalı ve bu tür fiili durumlarda ani kararlar verebilmeli ve iradeyi icra edebilmelidirler.
Koskoca Osmanlının bakiyesi dün kendisinden koparılan ve torunu mesabesindeki evlatlarından,onların birilerinden yüz bularak sopa yerler ve sizin bölgesel bir güç olmadığınız kanaatini de ortalığa döküverirler.Sizde kendinizi ispat edebilmek için çırpınırsınız ama nafile.
Yanlış politikaların neticeleri de yanlış olur.Mesnedi batıl olan sorunun neticesi de batıldır ve yanlıştır.Eğer kaliteli bir elbise isterseniz kaliteli bir kumaşınız olması gerekir.Bölgenizde büyük devlet olmanız için devlet kumaşı olan devlet adamlarınız olması gerekir.Taşeron politikalarla büyük devlet olunmaz.
Bu ülke en zayıf zamanlarında Kıbrıs’a ABD’ye rağmen çıkartma yapmış ve iradesini icra etmiştir.Meydana getirilen fiili durum hala tartışıyor ama istemediğimiz sürece de bizi kimse Kıbrıs’tan bu güne kadar çıkaramadı, atamadı; Rumların AB’ye girmesine rağmen.Çünkü haklıydık.
Suriye’deki bu fiili durum yöneticilerimiz tarafından milletin vicdanlarına nasıl izah edilir bilmiyorum.Ancak, bu ürün yanlış politikaların ürünüdür ve onun hesabını birileri millete ve tarihe verecektir.
Bizden söylemesi…
Mustafa Göktekin
YORUMLAR
BİZLERİN DİRAYETSİZ POLİTİKALARI MUHATABIMIZ OLAN SURİYE'Yİ DE HATAYA SEVK EDİYOR.VE İKİ KARDEŞ DEVLET ARASINDA İSTİKBALE HESAPLAŞMA OLACAK SORUNLAR YUMAĞI OLUŞTURUYOR.EĞER BİZ BATI İLE BİRLİKTE OLUP ONLARIN YAĞMALAMA, BÖLÜŞME POLİTİKALARINA DESTEKÇİ OLARAK BÖLGE DEVLETLERİNİN VE MİLLETLERİNİN GÜVENİLİRLİĞİNİ KAYBETMESEYDİK BELKİ D İSYANCILAR VE ESAT KUVVETLERİ BU KADAR FACİALARA YOL AÇMAYACAKLARDI.BU YAZIDAKİ DEĞİNİLEN HUSUSLAR İLGİLENEBİLECEK İLGİLİLERİNE FAYDALI OLACAKTIR.ÇÜNKÜ SAMİMİYETLE VE PROBLEM TEŞHİSİ İÇİN KALEME ALINMIŞ.BUNUN İÇİN KENDİLERİNDEN ALLAH RAZI OLSUN DİYORUM.