BÜTÜN YOLLAR SANA ÇIKIYOR
Yüreğimden yollar gidiyor hep sana doğru. Tüm mahcubiyetimle bütün yolları deneyerek sana gelmek istiyorum. Bütün yollar sana doğru uzanmış, tedirginim, yorgunum, utancım var. Yabancıyım.
Kimisi taşlı, engebeli, hatta kırılmış yarısı yok, girsem ayaklarım berelenecek. Tabanlarım yarılacak yürümekten. Tabanlarım kan revan. Sonu gelmeyecek bu yolun biliyorum.
Kimisi çiçekler içinde bahar güneşiyle bezeli, aydınlık, günlük güneşlik. Yemyeşil çayırlar beni kendine çekiyor. İçim aydınlanıyor o yola bakıp, aklım kalıyor. Girsem mi acaba, yolun sonunu bulabilir miyim?
Bazısı var ki hiç geçit vermiyor, kapalı. Karanlık bu yol bir adım ötesini göremiyorum. Sisler içinde. Bir ışık lazım bana, bir kandil. El yordamıyla nereye kadar gidilebilir acaba meraklardayım. Adımımı atarken vazgeçiyorum, korkuyorum.
Yolların birbirine kavuştuğu bir kavşakta durmuş öylece bakıyorum ve hangisine gireceğime karar veremiyorum, hangi yol sana doğru gidiyor kestiremiyorum. Fallar mı baktırmalıyım yüreğimin yapraklarını teker teker koparıp, yoksa gözyaşlarımla mı ıslatmalıyım engelleri aşabilmem için. Bilmiyorum.
Böyle yollara düşmemin sebebi belki gözlerine bıraktığım o sevgiyi güneşten evvel bulabilme isteği, belki de seni yaşamayı, kendimi sende bulmayı bu kadar çok arzulamam. Sevebilme ihtimalini bile sever oldum ben seni yaşamak isterken. Sana gelebilme ihtimali bile yüreğimde çiçekler açtırıyor.
Hz. Mevlana demiş ki o ilahi aşkını yaşarken; “Sana geldim, ben kendimden vazgeçtim. Sen kim o de yeter ki, sen kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim”.
Kendimi sende bulmayı, senin ben olmanı isterken yollarda kaybolmam, kapına varmak için yolları şaşırıp bilemememden. Ve geldiğimde kapını çalmaya cesaretimin olmayışından. Ne kadar gidebiliyorsam o kadar yürüyorum sana doğru, ne kadar bağırıyorsam o kadar anlatıyorum ve anlatılmayanları da duyduğunu biliyorum.
Sana gelmek istiyorum, beni kucaklamanı, derin anlamsızlığımdan kurtarmanı ve içinde saklamanı istiyorum. Gözlerimdeki kırık cam parçalarını temizle cımbız cımbız yüreğimden. Bırak aksın kanlarım temizlesin gözlerimde biriken öfkeyi. Kirpiklerimin ucunda titreşen yaşları ellerinle yok et, izin verme aşağılara akmasına. Yanaklarımdaki kuruyup yol yol olmuş izleri sil. Sarıp sarmala beni, sıcaklığında erisin yüreğimin buzları.
Susadım sevgine, susuzluğumla bir çocuk çaresizliğindeyim. Yıllardır içimde biriktirdiğim ve haykırmak için sakladığım bin bir sevda sözcüklerimle gelmek istiyorum sana. Kapına hangi yollardan geçerek ulaşacağımı bilmiyorum ama mutlaka geleceğim.
Bir elim yüreğimin üzerinde duruyorum, öylece korkarak bakıyorum ufuk çizgisine. Bu sınavdan başarılı çıkacağım umudunu taşıyorum. Ve içimden hep sana doğru sesleniyorum.
Duyuyor musun?
Şükran Demirtaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.