- 430 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
az önce
az önce, az sonra! ikisinin tam ortasındayım şu anda fotoğrafın o an´índa.her bir harfte bir sonrakini düşünmemek, "tasarısız bir hat, bir yüz, siluet" belirlendi ve düşlerde yaşadığını sanıyorum. her daim bir rüya idi o yüz, o bakış. bütün fenomolojiyi yerle bir eden tezdeydi. gerçekliğinde ezildi gözler anlayacağın, yani isimsizce bir karede, yine dilenilen noktadan uzakta kalınmıştı gözler.
Hayatı tanımlayanlar hep yanıldılar... kavramlara takıldılar, günlük zevklere, hayvansal istekli ucube dürtülere teslim oldular. onlarla açıkladılar...güzelliği. o kadar yuvarlak savlarla açıklayamayız, aksi halde her insan nedir ki isminin ağırlığından başka. alıp okursun bir yazı olsa, çiğnersin bir lezzet olsa, yüzersin bir deniz olsa, el açarsın bir tanrıça olsa, çekersin bir azap olsa...seversin bir aşk olsa, itaat edersin bir güç olsa... sadece güzel ise bakarsın... sadece bakarsın tik takların her damlasının hakkını vere vere, iç çeke çeke. dileye dileye değil, "başını eğe eğe". oldu bitti ben çözerim, ben çözerim bu problemi diyerek ortaya çıkan hangi einstein kendini yitirmedi tezinde. hayır! milyon defa itiraz ediyorum. herşey kişinin kendisinden öte güzelliğindedir... en zekiler en estetik düşünce sahipleridir da vinci gibi. dünya bir kişiliktir ve einstein olmaya gerek yoktur.. "Sen varsın..." geriye kalan herkes oyuncu, onların replicleri hazır, onlar sen yokkende sen varkende aynı davranışlarını tekrar edecekler. bu güzele ikinci kez bakamamak en büyük işkencedir ama 3.sü ise en büyük budalalıktır. tekrar edilen ne varsa sevgi, aşk güzellik adına, dikkat ediniz ! kaç kelime ile cümle kurmaktadırlar. kim hezeyana uğramazki bir "bu bakışı anlatırken" bir bak kendine, kendin değilmiş gibi!
hepimiz yarı çapını bilmediğimiz bir çemberin çevresinden öteye gidemiyoruz değil mi? O çember bazen coğrafik, bazende psikolojiktir... Burada estetiğin keskin fırçası bir çizgi çiziyor.. Nasıl bir dünya merak ediyor, her lahzada değişiyor, içimizdeki kişilerin hepsinin saçlarına tepeden bir el değiyor ve "başlar eğiliyor.",
tasarısız ve kaygısız bir yazı. anlaşılamama kaygısının olmadığı kişilerdir kendisini ilk cümlesinden son nok noktasına kadar sokağa salan. her köşesinde bir fotoğraf olan yeşilçam sokakları gibidir zihnin sokakları. yürürken bile takılır gözüne yine o gözler. İlk ilke: insanda insanlık, güzelde mana. ..
bir vahiy gibi gelmiştin.., ne bir nebi ne bir süfyanım. Egoist dünyanın kendi sonunda , olasılılık havuzundan bir paye. bana, ruhuma, cehennemde koca bir malikane. Dilimden, bedenime ceza, ilahi katta :) her kelime! hayatın sırrının alnından vurulduğunu sandı herkes o an , oysa bir lahzadan ötede değilmiş hayat, anlaşıldı. Şarkın su kenarında, bir şarkıydı yalnızca çizilmiş tüm tualler adına, anı olarak kaldı öylece
bilirizki ardından düşler kurulur insanların ve başka bir iştahtır bu. gözlerinin kılcal damarları gizlenir o an, parlar , birheyecan bir tutku, görseler o an ne mutludur ki onu anımsayan...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.