- 830 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CEYHAN VE ORHAN KEMAL
CEYHAN VE ORHAN KEMAL
Ceyhan Düldül Dağının Çınar kokularını, Maraş’ın çam dallarının şiirini harman eden bir ırmağın adını ortaklaşa kullanan bir Çukurova kentidir. Derin ve büyülüdür. Demir Köprüden bir kere geçen, ırmağın suyunda yüzen, pamuk işçilerinin çadırlarında çay içen bir olasılıkla o işçilerle çadırda yatma şansını yakalayan artık Ceyhanlı olma tadını koklamıştır. Ceyhan Irmağında yüzdü iseniz; o anda birikmiş dertlerinizi bir yerlerde yitirdiğinizi hissedersiniz. Sağa sola bakınırsınız ama dertleriniz yoktur. Orada acı da çekersiniz, Ceyhan’da çektiğiniz acılar yıllar içinde bala döner.
İnsanları barışçı ve dost yüzlüdürler. İlk bakışta ruhunuzu okurlar ve sizle ömür boyu dostluk kurarlar. Toprakları bereketlidir. Yapacağınız ticari, işçilik faaliyetleri destekle karşılaşılır. Az çalışmayla doyarsınız, para da artırırsınız. 1950’den sonra ‘’Küçük Amerika olma sevdası bu şehri kumar, pavyon, mafya gibi kötü alışkanlıklara sokmuşsa da; bunlar geçici seller gibi kısa ömürlü olmuştur. İşte Ceyhan kısaca budur ve Orhan Kemal’de budur. Büyük yazar Ceyhan kokar, onu Irmağa bakarken yakamozlarda, yoksul evlerinin menevişlerinde, nazlı bulutlarda, görkemli bulutlarda görebilirsiniz. Orhan Kemal’i okurken Ceyhan’ı okursunuz, Ceyhan’ı seyrederken Orhan Kemal’i seyredersiniz. Ceyhan var oldukça büyük yazar asla ölmez her sokakta sizle dolaşır, sizle âşık olur.
Roman okuduğu için; beş yıl ceza alıp cezaevine düşmüştür. Ortaokul mezunu annesi Azime Hanım seviyeli ve kültürlü bir insandır. Suriye’ye gidip bulaşıkçılık yapmıştır. Ama yurduna sevdası sürekli yükselmiştir. O bir Ceyhan’lıdır. Çin’de kitaplarının basılmasının nedeni de Ceyhanlı yani yerel özellikleri nedeniyle olmuştur. Bir Çinli onu Ceyhanlı olduğu için okuyacaktır.
Son dönem yayıncılar ve sözde kültür adamları yerelliğin önemini görmezler. Yaşar Kemal’i, Orhan Kemal’i Çukurova’nın bereketli topraklarından cımbızla söküp temizlerler. Yerelin evrenselliğini yanlış okurlar, içerisi boşaltılmış bir evrensellik oluştururlar.
Onların büyüklüğü Çukurova topraklarının kokusunu taşımalarından gelmektedir.
‘’Yayınevlerine bir kitabımı yayınlatır mıyım?’’ Düşüyle yola çıkan oldukça düzeysiz
Yazarlar bu büyük adları kullanarak onların yerelliğini gündemden çıkarmaları ‘’neredeyse Çukurova’da edebiyat olmaz, şiir olmaz, öykü olmaz. ‘’düzlemine oturmuştur. Kitap inceleme nasıl olur bilmeyen, hangi özelliklere hangi not verilir bilmeyen kitap inceleme dosyası hazırlamamış kimi jüri üyelerinin ‘’ben bir ayda kırk kitabı okudum, adil sonuçlar çıkardım diyip’’ yırtınmaları çok acıklı ve gülünçtür. Gerçek edebiyatın, ilerici edebiyatın ve sorumlu yazarların bu konuda duyarlı tutumları ortalığı enkaza çevirmiş bu boş insanları; gündemden çıkarması gereklidir.
Orhan Kemal adına halkın kesesinden önemli paralar harcayan belediyelerinde bu olguyu değerlendirmeleri şarttır. Ceyhan’a, Çukurova’ya bu bölgenin yerel dokusuna bağlantısı olamayan dosyaların; yalnızca yayınevlerinin estetik değerlerine bağımlı oluşu göz önüne alınırsa Çukurova aldatılmaktadır. Kültür adına görevli ve görevsiz edebi kişiliklerin Çukurova’nın Dünya tarihinde antik, mitolojik verimliliğini gözden kaçırmaları haksızlık olacaktır.
Çukurova’da yapılan etkinliklerin bölgenin, tarihi, coğrafi, sosyal dokusuyla örtüşmesi şarttır. Yoksa etkinlikler ‘’curcuna’’ olarak sokak aralarında unutulur gider. Buralardaki yarışmaların jüri üyelerinin; yerel derneklerden, emekli edebiyat görevlilerinden yetkin kişilerden oluşturulması; ödüllere olan genel güvensizliğin yok edilmesi açısından tarihi bir görevdir.
MUSTAFA SÖYLEMEZ 16.09.2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.