RUHUNLA SEV
Ben dostlarımı ne kalbimle, ne de aklımla severim...
Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim...
O, ne durur... Ne de unutur...
(H.z. Mevlâna)
Size olur mu bilmem ama bana çok oluyor. Hele bu aralar. Güzel ve özlü bir söz okuduğum zaman onun etrafında düşünmeden kendimi alamıyorum. Geçenlerde Mevlâna’nın bu sözünü okudum bir yerlerde ve bütün günüme maloldu , olmaya da devam etmekte. Sevdiğimiz halde veda etmek zorunda kaldığımız ne çok insanlar olmuştur hayatımızda. Benim oldu meselâ. Nice arkadaşlar,dostlar,aşklar….Kimi bizim istediğimiz için gittiler,kimisi de bizi istemedi. Belki şartlar öyle gerektirdi, gitme zamanı gelmişti. Zamanı gelmeyen ve de hiç gelmesini istemeyeceğimiz ,bizim onayımızı almayan,onay almayı bir tarafa bırakın,haber bile vermeden yaşanan ayrılıklar da olmuştur. Bu dünyadaki en büyük muamma diyorum ben bu ayrılık çeşidine,bazılarıysa ona ölüm diyor. Ötelere gitmek, yeniden doğuş, yeni başlangıç v.s. Adı ne olursa olsun kelimelerle oynayıp,yumuşatmaya çalışmak ölümün anlamını değiştirmiyor. Bu ayrılıkta söylenmemiş sözler çoktur bazen, yarım kalmış,cevabı hep merak edilmeye mahkum olmuş sorular.Bitirilmemiş işlerimiz varsa eğer gidenle, koyulaşır bu ayrılık. Hiçbir siyahın tarifi yetmez bu koyuluğu anlatmaya. Sonra gelsin keşkeler. Giden gitmiştir , keşkelerle dost olan tarafa , pişmanlıkla dolu keşkeler yumağını miras bırakarak. Onun yokluğunu varlığa çevirebilmek akıl ve kalple değil, ruhla mümkün olur. Akıl yanıltabilir,kalp bir o yana bir bu yana atıp durduğundan oyalar,vakit kaybettirir.Ruhumuzla, tüm benliğimizle yaptığımız anışlar, kalbin de aklın da ötesindedir.İnsan denilen muhteşem varlık,sadece bedenden ve bilinçten ibaret değildir.Onu görkemli kılan ruhunun güzelliğidir.
Mevlâna’nın sözü belki de yazımın konusunu işaret etmiyordu ama benim bu satırları yazmama vesile oldu. Nasıl ki gören gözümüz değil, beynimizse,sevenin de ruhumuz olması dileğiyle.
YORUMLAR
beden den ziyade ruh.
beden sadece bir libas.
ruhu doyurmak,onu tatmin etmek, midemizin ihtiyacını giderdigmiz gibi ruhun ihtiyacını gidermek nasıl olur, ruhun bizden istedikleri.mevlana diyor ki;ben ne kalbimle nede aklımla severim, ruhumla severim.ruhun istedigi de bu mudur sevgi yüklemek midir.rıza-i ilahi akıtmak mıdır,içinde zaten bu varsa dostların, sana ait olan gidenler kalanlar herşey güzelligiyle ruha yüklenir.
efsunkar tarafından 5/23/2008 12:58:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Gözlerinin içi gülen
Ya da ağlamayı bilen biri gibi sev beni.
Küçük bir çocuğun gözyaşında,
Veya bir martının kanat çırpışında,
İstersen bir deniz dalgasında,
Veya bir vapurun ıslığında,
Bir ağacın meyve vermesinde,
Ya da bir gülün dikeninde,
Ellerimi tutmaya çekinen,
Ya da gözlerimde hayatı bulacak gibi
Ama sadece ruhunla sev beni......diyesim geldi
Kutladım yazarı ve realist yazısını.
Olgun Ekinci tarafından 2/21/2008 11:00:39 AM zamanında düzenlenmiştir.