- 6466 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
SOĞUKTA NEDEN HASTALANIRIZ?
Bu konu doktorların konusudur ve ben bir doktor değilim. O nedenle bu yazı serisini kaynak olarak kullanılmaması rica olunur. Ben yalnızca bilimsel kitaplardan edindiğim bilgileri mantığımla birleştirerek bu yazıyı oluşturdum. Doktor arkadaşlardan gelecek eleştiri ve düzeltici öneriler için şimdiden teşekkürü bir borç bilirim.
ISI ve İNSAN VÜCUDU
İnsanlar, diğer sıcakkanlı canlılarda olduğu gibi (memeliler ve kuşlar) vücut sıcaklığını sabit tutar. Bu sıcaklık insanlar için 36,5–37 derece civarındadır. Vücudumuz bu sıcaklığı sabit tutabilmek için bazı kontrol yöntemleri kullanmaktadır. Ortam sıcaklığı artarsa vücudun sıcaklığının da artmasını önlemek için deriye yakın damarlar genişler ve ısı kaybı artar, deri rengi kırmızıya çalar. Aynı şekilde terleme ve terin buharlaşması da bir miktar ısıyı götürerek serinlememizi sağlar. Vücut sıcaklığımız 1–2 derece artarsa yatağa düşeriz. Birçok hastalıkta da bu olur. Güneş çarpması gibi durumlarda ise vücudun ısı düzenini koruma mekanizması bozulur, terleme durur ve vücut ısısı hızla yükselir. Sonuç koma ve zamanında müdahale edilemezse ölümdür.
Soğuk havalarda ise deriye yakın damarlar büzüştürülerek ısı kaybının önlenmesine çalışılır. Böylece deri rengi beyaza çalar. Vücut sıcaklığı düşerse titreme ile artırmaya çalışılır. Farkında olmadan vücudumuzu toplar, büzüşürüz. Böylece vücudun yüzeyi azalarak ısı kaybı önlenmeye çalışılır. Birkaç derecelik sıcaklık düşüşü bilinç yitimi ve komaya (donma) götürür.
Isının vücudumuz için önemini kısaca açıkladıktan sonra neden soğukta nezle, grip ve zatürree gibi hastalıklar olduğumuz konusuna dönüyorum.
HASTALIKLARI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
* Üşüdüğümüzde kapacağımız hastalıklar bellidir. Nezle, grip, zatürree, anjin, farenjit v.s. Özellikle bu hastalıkların olmasının nedeni bence bu hastalıkların etkenlerinin (virüsler, bakteriler) soğukta daha aktif hale gelmesinden kaynaklanmaktadır.
* Daha önce de yazdığım gibi soğukta vücudumuzun ısı kaybının önlenmesi amacıyla yüzeye yakın damarlar daralır. Oysaki vücudun bağışıklık cisimleri (antikorlar, lökositler) büyük ölçüde kan dolaşımında bulunmaktadır. Yüzeydeki damarların daralmasıyla mikroplara karşı direncimiz de zayıflamış olur.
* Vücudun bazı kısımları soğuğa karşı çok hassastır. Örneğin boğaz mukozası, soğukta tahriş olur. Bu ise orada hazır bekleyen bakterilerin kolayca enfeksiyon yapmasına neden olur. Akciğer iç zarı için de aynısı söylenebilir.
SOĞUĞUN ETKİLERİ NE ZAMAN ARTAR?
İki faktör vardır ki sıcaklık termometrenin gösterdiğine göre fazla düşük olmasa da bizlerin ortamı daha soğuk hissetmemize ve hasta olmamıza neden olur. Birincisi havanın nemli oluşu, ikincisi ise hava hareketidir (rüzgâr, cereyan).
Bunların etkisini şu şekilde açıklayabiliriz; Vücudumuz sürekli ısı üreterek vücut sıcaklığımızı sabit tutar. Bu sıcaklık vücudun hemen yanındaki havayı ısıtır. Isınan bu hava üşümemizi bir miktar da olsa engeller.
Oysa hava hareketi varsa bu ısınan hava dağılır, yerine daha soğuk hava gelir. Giyinmekle çamaşırların iç kısmındaki bu ılık havanın bizi terk etmesini engellemiş oluruz. Özellikle yünlü giysiler hava hareketlerine çok iyi bir engel oluşturur.
Havanın nemli oluşu ise ısınmayı geciktirir. Çünkü suyun ısınma ısısı diğer maddelere göre yüksek olduğundan ısınması da oldukça zordur.
Islaklığın neden bulunduğu ortamı soğuttuğu sorusuna gelince; Su buharlaşırken bulunduğu ortamdaki ısı enerjisini de alır götürür. 1 gram su buharlaşırken 540 kalori enerji götürür. Bu etki kuru havalarda daha da etkili olur. Sudan daha kolay buharlaşan kolonya gibi sıvılarda bu etki daha kuvvetli olur.
YIKANDIKTAN SONRA NEDEN DAHA KOLAY HASTALANIRIZ?
Bunu da şöyle açıklayabiliriz;
Derimiz mikropların geçişine bir engel teşkil eder. Bu engel öncelikle mekanik yapısı gereğidir. Mekanik yapısı dışında bazı kimyasal salgılarla da derinin koruyucu etkisi arttırılır. Yıkandığımızda deri yüzeyindeki bu kimyasal salgıları da temizleriz.
Diğer bir etken, deri üzerindeki salgılarla beslenen bazı bakterilerdir. Bu bakteriler bulundukları alana gelen her etkene (hastalık yapan bakteriler) saldırırlar. Böylece vücudun korunmasında etkili olurlar. Oysa yıkandığımızda bu bakteri tabakası da yok olur.
Son olarak iyi kurulanmamışsak vücudumuzdaki ıslaklık yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi buharlaşırken ısıyı da alır götürür.
Umarım yazdığım bu yazı bir miktar ilginizi çekmiştir.
Sevgiler ve sağlıklı günler diliyorum...
Kadir Tozlu
YORUMLAR
Öncelike kaleminize sağlık
Değerli ve önemli bir konu üzerinde durmuş olmanız, tamda kışa girerken bence oldukça yararlı oldu. Araştırma yaparak yazıyı bizlerle paylaşmış olmanız büyük bir özveri. Saygılar sunuyorum.
superbaba
Değerli yorumunuz için teşekkürler...
YAZINIZI OKURKEN BURNUM KAŞINDI BOĞAZIM GICIKLANDI VE HAPŞIRDIM GRİP OLACAĞIM HERALDE GÜZEL HASTALIKLARDAN KORUNMAK LAZIM
SAYGILAR
superbaba
Yorum için teşekkürler.
superbaba
Biraz değişiklik olsun, kalıplardan çıkalım istiyorum...
Klasikleşmiş aşk şiirlerinin dışına çıkalım istiyorum ama böyle ilgisizlik bende hayal kırıklığı yaratıyor...
Astronomi konusuna girecektim ama ilhamım kayboldu:(
Değerli yorumunuz ve verdiğiniz destek için teşekkürler.
sonuç?
Doğalgaz faturalarına bu kış zam da gelirse haminnelerden kalma kuzineleri kuracaz galiba salonun en ortalarına...
İşini iyi biliyormuş Ülfet ninem,
fırınında börek dökümünde çay, ocağında da ısınma işini halledip üçlü çözümler üretiyormuş MAKSEM'deki ocağında...
NE VARSA ESKİLERDE VAR GALİBA :))
Şaka bir yana bilimsel bir yazıydı okudum..teşekkürler. Kadir bey.
superbaba
Siz de uğramasaydınız sayfam yetim kalacaktı...
Nerede o kuzinalı günler...
Eve kuzina kurmak istesek dumanını nereden vereceğiz dışarıya.
Şimdiki evlere baca yapmıyorlar ki doğalgaza iyice muhtaç olsunlar...
Bilimsel yazı mı?
Sahi, onun için uğrayan olmadı sayfama...
Millet aşk şiiri istiyor ama ben onu fazla beceremiyorum:(
Şu an yazılmış tüm yorumları (!) etkili yorum ilan ediyorum...
Yorum için teşekkürler...