- 845 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAVİ SİYAH SÜKUTLARA GÖMDÜM KALBİMİ
MAVİ SİYAH SÜKUTLARA GÖMDÜM KALBİMİ
Zaman gönül soframda bir avuç yoksunluktan başka bir şey değildi.
Dil bilmez karanlıklarda parlayan bir yıldız kadar uzak bir senfoniydi aşk.
Dokunsam tutacakmışçasına yakın bir o kadar uzak nokta...
Aşkı özlediğimde gökyüzüne bakarım ben bir yıldız kayar,aya uzanır yüreğim,küskün bekleyişlerin hüzzam şarkıları saplanır göğsüme.
Tatsızım kederliyim yorgunum...
Sükutumdan çağlayan sözcükler akıtıyorum içime,pazara düşmemiş,henüz hiç söylenmemiş olan.Yaralıyım,kalbimi mavi siyah ezgilere gömdüm,geceler tüm karabasanlarıyla üstüme yığıldılar acımasızca...
Kaç kez sıcaklarda üşüyüp soğuklarda yandım,cesaretim kalmadı aşkı ruhuma sarıp sarmalamaya,bitmez tükenmez bakışların ardında olmaktan yoruldum...
Tüm iklimlerinden geçtim yalnızlığın,sükutla işlenmiş bir etamin gibi nakış nakış,her renginde her deseninde ayrı ayrı kederlerin izleri...
İncinmiş yılların kırıntılarıyla geldim,evet bir tebessümü çok gördüm belki herkese
Çünkü ben yüzde değil gözde gördüm ağlayan bakışları gülmeye çalışan...
Çünkü hiç kimse gerçek değildi çünkü kimse gerçeği sevmiyordu,kimse gerçeği istemiyordu.
Tebessümlerin ardındaki nefretleri gördüm ben,kanla beslenen intikam uyuyordu gözbebeklerinde çıldırasıya öfke dolu sevgisiz katı acımasızdı...
Merdumgirizliğin pençesinde birer intehar çiçeğiydi herkes.Herkes mutsuz herkes umutsuz denecek kadar küçük umutlarla küçük gözlerle görüyordu herkesi...
Kimse gerçeği svmiyordu,neydi gerçek?...Sevgi bile gerçekliğini yitirmişken hangi gerçekten bahsetsek birer bukalemun oluyor herkes...BeN şimdi yalnız bir tarihin kırıntılarıyla geldim,sonuna kadar açık bir yürekle yaşadım hayatı...
Şimdi yalnızca nefret dolu bakışlara ayna tutarcasına mutsuzum ne sevene inanırım ne sevdiğime,tarihin kanatlarında kederim ben gagasında acı taşıyan mavi siyah bir zaman.
Tarihin kanatlarında acıyım ben.Şimdi söyle bana neden dökemiyorum yüreğimdeki ezgileri gözlerindeki yalnızlığına,neden koyamıyorum yorgun belleğimi ağarmış saçlarına,neden uzatamıyorum başımı aşkın dizlerine...
Allah ım neden bu kaçış uzaklarca yakınlarında,dökmeli miyim yüreğimi gözlerine,konuşmalı mıyım,söylemeli miyim aşkı ne çok özlediğimi yoksa çekip gitmeli miyim içimin viran olmuş gecekondularından...
Şimdi öyle uzak ki yakınlar,öyle uzak öyle yabancısın ki bana,ben yinede seviyorum gidişlerimi bir kentten diğerine çünkü aşk yanı başımda oluyor dokunmadan öpmeden bir o kadar uzak.Kent güzelleşiyor bahar geliyor odalarıma,üşümüyor acıkmıyorum...
Ben bunları niçin söylüyorum niçin her kelimesini yineliyorum uzaklığının.Öyle uzak öyle yabancısın ki dokunsan ürpereceksin,gittikçe ıraklaşıyorum aşktan,işlemiyorum kimseyi içime,girmiyorum kimsenin gözlerinin mahsenine,sevmiyorum,özlemiyorum bakmıyorum yollarına...
Ben aşkı yüreğime gömdüm bitti aşk,artık alamam kimseyi gözlerimin mahsenine tutamam ellerinden bakamam gözlerine...
Mavi siyah bir kederle bitti aşk çağlarca bir nefretle belki de, damarlarımda buz gibi bir diazem dolaşırken bitti aşk,söndü içimdeki ateş...
İçim acıyor,o kadar ulaşıldıkça ulaşılmazsın ki Allah ım,seninle kanıyor içim,şimdi yaşamadan yaşlanan bir kederim ben kim bilebilir ki aşktan yalnızlığa olan yazgıyı,kelimelerin anlamını yitirdiği mavi siyah ezgileri,kim bilebilir aşkın öteki yüzünü,kelimelerin gün yüzüne çıkmamış kederini...
Sabahların günahkar eşiklerinde aşkı hüsrana uğratan bir keder miydi herkes,uykusuzluklarda uyuyan bir düş biraz geç kalınmış biraz erken alışmış...
Şimdi yalnız bir opera çığlığında mavi siyah bir sükutum,gecelerin dil bilmez kuytuluklarında,uykusuz yorgun bir keder,geceyse simsiyah bir kadındı...
Neydi gerçek,neden gecelerin kuytuluklarında çırpınıyordu aşk,nedendi bu dil bilmez özlem,neydi aşkı aşk yapan,neden aşk deyince akla gelen insan neden...?
GÖNÜL YANMAZ İSE AŞK İLE HAKKA VARILMAZ İNSANDAKİ O GİZLİ AŞKA
GüLnAz YoRuLmAz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.