Çocuk-3 (Son ders)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Büyümeye engel olamamakla beraber aslında farkında bile değildi. Yoksa ona engel olabilmek için elinden geleni yapacağından bir şüphesi yoktu. Nerden bilirdi ki çocuk, çocukluğun ona verdiği hafifliği. Nasıl farkedebilirdi kaldırdığı hiç bir ağırlık için kuvvet gerekmediğini. Çocuk liseye başlamıştı bile...
Günler haftalar, aylar geçiyor ve korkarım ki çocuk büyüyordu. Nasıl mı farketti? O zaman ki aklıyla aşık olduğunu düşünerek tabi. Vuruldum bir çift göze diyordu, ne saflık! Hergün hem okulu idare ediyor, hem de içindeki şahlanmış atın dizginlerini ele almaya çalışıyordu. Gel gelelim bu yük bir çocuğun rahatça kaldırabildiği bir yüke hiç benzemiyordu. Sanki o bir çift göz, ruhunun üzerine binmiş, nefes almasını bile engelliyordu. Nasıl bir haldi , nasıl bir duyguydu bu? ...
Her sabah artık o bir çift göze bir an önce kavuşmak için kalkıyor, zaten artık formalite icabı gitmek zorunda kaldığı okulu, ders zilini şimdi dört gözle bekliyordu. Birgün öğretmen olmak istediğini unutmuştu çocuk. Hoş öğretmenlerini zaten hergün görüyordu ya şimdilik bu yeterdi. Tamam öğrencilik zordu ama ne gerek vardı şimdi uzak hayaller kurmaya? Hem mümkün müydü artık böyle bir güzelliğe o küçük kalbini kaptırmışken. Her öğrenci teneffüs zilini beklerdi de bizim çocuk bir başka bekliyordu artık. Sanki o kırk dakika bir kafese kapatılmıştı. Kafesin kapısı açılacak ve o meşhur bülbül misali vatanına kavuşacaktı, beş dakikacık olsa bile. Garantisi yoktu ama o gözleri görebileceğinin, ihtimali bile güzeldi çocuk için. Hele bir de iki çift göz, bir saniye bile olsa aynı yolda karşılaşırlarsa! Ne ulu bir amaçtı bu ve öğretmenlik hayaline de benzemiyordu. Gerçekti çünkü, hava, su, ekmek gibi gerçek! Güzelin ne düşündüğünü de hissedebiliyordu çocuk. İkisi de birşeylerden, belki birbirlerinden korkuyorlardı. Ama tek gerçek gözleriydi sanki. Aşkını itirafı kolay değildir, her yetişkin bilir bunu. Çocuk ta biliyordu! Sanki kalbi bir korku perdesi çekmişti önüne, geçemiyordu ilerisine çocuk. Lise yıllarını büyüdüğünü zannederek böyle geçirdi çocuk...
Şimdi geriye baktığında, en büyümüş, en olgun zamanının o zamanlar olduğunu şimdi anlıyor çocuk. O iki gözü hala arıyor çocuk. Belki şimdi yine susacak gözlerin sahibinin karşısında ama en azından çocukluğun ne demek olduğunu biliyor çocuk. Gerçekten aşk var ise; yalnızca o zaman yaşadığını biliyor . Bu yüzden her büyümüş insan gördüğünde biraz daha yalnızlaşıyor, artık çok korkuyor çocuk. Çünkü o kara gözleri bir daha hiç göremedi. Büyüdükçe küçüldüğünü ders bittiğinde öğrendi çocuk.
SON
YORUMLAR
Çocuk hiç büyümüyor ki!
O gözler, bakış açısı, dertleri ... Renk değiştiriyor...Koyulaşıyor..
Bir sene aradan sonra çocuk üçü yazman güzel oldu.
Hep çocuk sevincini yaşamak umuduyla diyeyim..
:)