- 895 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BALİCİLER
BALİCİLER
Çukura kaçmış gözleri uykusuzluktan şişmişti. Önünde duran çantaya bitmek bilmeyen bir hevesle bakıyordu. Bugünkü hasat iyi geçmişti.
Çantaların hepsine elini daldırmış, her üç cüzdandan da yüzer lira indirmişti cebe. Sonra çantaları buluşma noktasına getirmişti.
Harabe haline dönmüş binanın merdivenlerinden sesler duyuldu. Üç genç beraber girdi odaya. Hepsi ikişer çanta attı ortaya. Oturdular, bütün çantaları döktüler ortaya. Paraları ve para edecek şeyleri ayırıp diğerlerini çantalara tekrar doldurdular. Çantaları ortaya atıp ateşe verdiler. Cüzdanları açtılar toplamda 1200 lira olan paraları bölüştüler. Biri yanındaki torbadan dört küçük poşet çıkarıp dağıttı. Sonra bir kap baliyi azar azar poşetlere payladı. Ve dört genç poşetleri burunlarına götürüp derin bir nefes çekti.
Çekişler arttıkça ateşten yayılan kötü kokular ve küçük patlamalar gençler tarafından görülmez oldu. Yavaş yavaş gevşiyordular.
Beş altı saat sonra gençlerden biri dumanlara uyandı. Diğerlerini de uyandırdı. İçeriyi havalandırıp kokuyu kovduktan sonra kartondan bir daha ateş yaktılar. Nasırlı eller ateşe tutuldu. Gençler bir süre sohbet etti. Saat gece yarısını üç geçiyordu. Ateşi canlandırıp poşetleri yeniden burunlarına götürdüler.
On dakika sonra pencereden giren rüzgâr ateşi dağıtıp ta diğer kartonlarla birleştirirken gençler uyuşmakla meşguldü. Sonunda koca alevler gençleri ütünde uyuştukları naylon şilteyi tamamen sarıp gençleri çevrelemişti. Gençlerden biri arkadaşlarının iniltilerine uyandı. Arkadaşlarının kızaran cesetlerini gördü. Çevresindeki ateşlere bakıp kurtulamayacağını anladı. Poşetten bir nefes daha çekti…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.