Benden Bana Mektuplar
Uyarı Mektubu -1-
Sevdikçe çoğalıyorsun, çoğaldıkça da yalnızlığa demirliyorsun.
Sonra korkuların başlıyor, ötelediğin hayal tutuklularını gördükçe.
Kocaman sevgi hanendeki bu kalabalıklara en güzel ikramlarda bulunuyorsun, yüreğine ve konukseverliğine güvenen bu insanlar yaslayıp sırtlarını sevgi duvarına en olmaz istekleri sıralıyorlar artarda, sundukça da azalıyorsun.
Bunca kalabalık arasında bu yalnızlık niye? Bazen bir çok kişi arasındayken bile sadece kalbinin ritmini yada nefesinin sesi değil midir duyumsadığın? Bir başınalığını hatırlatır hatta kendine dokunma ihtiyacı duyacak kadar yalnızsındır çoğu kez.
Zaman almış başını gidiyor ve sadece sürükleniyorsun ardından. Bu devinim sırasında bir sigara içimliği verdiğin molada ise yaşama uyumsuzluk mesafeleri gittikçe açılıyor ve depresyon prangaları dolanmış ayaklarınla yetişmeye çabalıyorsun durmaksızın.
Nereye kadar?
Yollar nereye yürüdüğünü bilmeyenlerle dolu, engebelere takılan bir sürü yorgun insan, yılgın sürünen adımlar, birilerinin rüzgarında sürüklenenler ve başka yolun olmadığına inananlar.
Dayanılması zor bir sessizlik var içinde, ipi salınmış eski ahşap bir sandal gibi sürükleniyorsun sanki..Ya sen yakışmıyorsun bu denize , ya da denize bu dinginlik.
Uyarı Mektubu-2-
Monotonluğun döndüğü bir topaç çevrimindeki çizgide yaşam.Arada tekrarlar yeniden, hiç bir iz bırakmadan geride.
Her defasında yeni bir döngü beklentisinde çocuk yanın... Ah yanılgılarındı büyüyen sadece..
Satır, satır, dize, dize, ezberdi alışkanlıklar; bıkmadan usanmadan okuduğun, uyum yasalarına bağlıydın, gayrı resmi olduğunu bildiğin halde, körü körüne.
Oysa bir şanstı dünyaya gelişin milyonlarca kardeşin arasından seçilmiştin, ne yaptın?
Bilebildin mi kıymetini? kullanabildin mi bu şansını?Askerdin hep kumandan yüreğinle, dişiliğini üretkenlikte, zekanı rutin işlerde heba ettin.Gülmek kadar doğaldı sende ağlamalar, doğrularını öldürtün her defasında yanlışlara.
En iyi becerdiğin en olmazların bile olurunu hayal edebilmeydi.. Her gün doğumunda yediveren umutları doğuruyordun ve aralıksız emziriyordun gün batımına dek, Ay yoksunu geceler katlederken ak sütünle beslediğin bebeleri, uykuya hasret gözlerinden akarken yaş yerine kan, yine de durmaksızın ürettin.Hüzünleri gömdün geceye, sevinçleri doğurdun her yeni güne...
Öyle zengindi ki sevgi hazinen, günbatımı kızıllığı yakıyorken denizi, gamzelerinde birikiyordu ötelerdeki güzellikler.Zamanın ağır döngüsünde sabrın çengeline asıyordun acılarını sadece burukluğunu içiyordun yakamoz seyrindeki ışıltılarda..
Ah sen..... aşk kadınıydın hep!
aşkın çılgın kanatlarındaydı yürek çırpıntıların.Peki aşık olduğun adam? bu denli canlı, yılmadan çırpan kanatların güveninde kırmadı mı kanadını? Tek kürekli sandaldın boğuşan hayat denizinde, yine de devrilmeyen.
Döksen de pul, pul acılarını denize, yine de yılmadan dönüp duruyordun aynı yerde.
Sevişmelerde ışıldıyordu oksitlenmiş düşlerin, kızıyordun dirayetsizliğine , günlük kaygılaraydı satışın duygularını, fatura sana kesiliyordu her seferinde.
Sustun, sustun en konuşulması gereken yerde..!!!
Figen Yarar
YORUMLAR
yaşamın kıyısı sevgili figen ..kutlarım