- 603 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞÜKÜRLER OLSUN İSTİSMAR ETMEYİ ÖĞRENDİK
İstismar deyince ne aklınıza gelir?
İstismar deyince benim aklıma gelen şey,
Kapılar ardında başka, önünde başka konuşmaktır.
Gizli yerlerde başka, açık yerde başka konuşmaktır.
Özel arkadaşlarla başka, yabancılarla başka konuşmaktır.
İnandığın başka, söylediğin başkadır.
Yani kısacası, inancın = fikrin = düşüncen = hayallerin = ideallerin = sözün = eylemin başkalığıdır.
Çıkarlara göre her şeyin eğilip büküldüğü…
İçi seni, dışı beni yakar hesabı davranıştır.
İSTİSMAR yaşayan insanlığın en büyük keşiflerinden biridir.
Belki de en büyük keşiftir.
Özellikle bireysel, liberal, kapitalist anlayış, insan özgürlüğünü kutsayıp, BAŞARI İÇİN HER ŞEY MÜBAHTIR dediğinde, İSTİSMAR doruklara tırmanmıştır.
Batıdaki kültür devrimi, insanı öne çıkarıp kutsallaştırdığından beri,
İnsan Tanrı’yı ikinci plana atarak,
Dünyanın Tanrı’lığına soyunduğundan,
Nasıl Tanrı yaptıklarından sorgusuz sualsiz ise,
Çıkarına uygun davranan,
Kitabına uyduran insan da sorgusuzdur, sualsizdir.
Dünyanın tamamını bilmem.
Ülkemdeki istismar konularını ele aldığımda…
Akıl, akılcılık…
Din, dincilik…
Laik, laikçilik…
Cumhuriyet, cumhuriyetçilik…
Demokrasi, demokrasicilik…
Millet, milliyetçilik…
Atatürk, Atatürkçülük…
Saydıklarım istismar kapısının baş aktörleri olarak İSTİSMARCILARIN hayatlarında rol almaktadırlar.
Birde siyasetçilerin İSTİSMAR aktörleri var…
İktidarlar için…
Geçmişten enkaz devraldık…
Çağdaş bir ülke yaratacağız…
Tüyü bitmedik yetimin hakkını kimseye yedirmeyiz…
Geçmişin yaralarını en kısa zamanda saracağız…
Muhalefet için…
Bu iktidar ülkeyi batıracak…
Sorunlar tavana vurdu…
Ülke batıyor…
İşsizlik ayyuka çıktı…
İnsanlar bir dilim ekmeğe muhtaç…
Neyse bunlar siyasetçiler arasında dönen dolaplar.
Her ne kadar dolaplar bizi ilgilendiriyorsa da, dolapçılara gücümüz yetmediği için çaresiziz.
İsyan etsek de, onların yaptıklarından söz etsek de, sanki bütün girişimler onlara yarıyor.
Sağ olsun medyaya…
İşine geldiğinde iktidar atına oynuyor…
İşine geldiğinde muhalefet atına oynuyor…
İSTİSMAR nerede ise, ÇIKAR nerede ise medya orada…
Sen inandın mı?
Yazarlarının, çizerlerinin köşelerinde, televizyonlarında boş gösterip biz haktan yana dediklerine…
Sen bilirsin ister inan ister inanma, onlar işini yüzdürüyor…
Ceza yasalarını merak ediyorsan bir incele. Hangi istismarlar yasaklanmış?
Göreceksin ne kadar istismarı yasaklanmış şey varsa hepsi istismar edilmektedir. Yasalar delinmiştir. Yasaları koruyacaklar ortada yoktur.
Neden mi?
Düşün, kaşın, nedenini bulamazsın…
Ülkemiz genel yargılarında…
Dinsiz, din düşmanı, hayatını dine göre kurmayan biri, dinden söz ettiğinde bir alkış tufanı yükselir.
Dindar, muhafazakâr, hayatını dine göre yaşayan biri, dinden söz ettiğinde istismar sayılır.
Solcu, komünist olmayan Mustafa Kemal Atatürk’ü, solcular, komünistler ağızlarına doladığında, alkışlar yükselir.
Mustafa Kemal Atatürk’ü muhafazakârlar, dindarlar ağızlarına doladığında istismarcılar denir.
Dikta heveslileri, kendinden başkalarını kabul etmeyenler, tek parti döneminin her şeyi yasaklayan anlayışını savunurken, demokrasi havarisidirler.
Batılı bütün kavramlara sahip çıkan Müslümanlar, kendi temel kavramlarına önem vermezken, laik, cumhuriyetçi, demokrat ve Kemalist olmanın gururunu taşımaktadırlar.
Batılı kavramlara sahip çıkan, laikliğin çağdaş anlayış olduğuna, artık dünya yaşamlarını dine göre kurmayacaklarına inananlar, hoca çocuğu olmanın, anneannesinin, babaannesinin Kur’an okumasından, namaz kılmasından söz ederek, dine saygı duyduklarını ifade etmeye çalışırlar.
Ve neredeyse her biri, bir zamanlar karşı çıktığı dinin kurallarına uygun olarak, gerici yobaz kabul ettiği hocaların imametinde cenaze namazı kılınmasına karşı çıkmazlar.
Sanki hayatını dinsizce yaşarken, ölünce cenaze namazı kılınınca Müslüman sayılacaklarına inanırlar.
Ne diyelim kafalar karışıyor işte…
Bütün bu olanlara karşın ben derim ki…
“Şükürler olsun istismar etmeyi öğrendik”
Acaba böyle desem yanlış olur mu?
Veya can alıcı soruyu soralım…
Acaba hiçbir şeyi istismar etmeyecek, delikanlıca, inancı ne ise söyleyecek var mı?
Ateistse ateistçe…
Dinsizse dinsizce…
Müslüman’sa Müslüman’ca…
Acaba herkes kendi inancına, kendi hayat anlayışına göre, diğer düşünceleri İSTİSMAR etmeden KENDİSİ OLABİLİR Mİ?
Kanımca bu kadar İSTİSMAR EĞİTİMİNDEN sonra zor görünüyor.
İSTİSMAR çağın en büyük ORTAKLIĞI (ŞİRKİ) dır.
Öyle adi ortaklık, limitet, komandit, anonim falan değil…
Küresel, HİPER HOLDİNG…
SERMAYESİ ÇIKAR…
YÖNETİM ANLAYIŞI ÇIKARLARA DÖNEN YÜZ…
ORTAKLARI KİMLİKSİZ İNSAN…
HER AN HER ŞEY OLABİLİR…
DİNSİZ – MÜSLÜMAN – LAİK – MUHAFAZAKÂR – ÇAĞDAŞ – TOTOLİDER – DEMOKRAT…
Var mı ötesi?
DEMOKRASİLERDE ÇARELER TÜKENİR Mİ?
HİÇ, HER ŞEYİN MÜBAH OLDUĞU YERDE DEMOKRASİ OLMAZ MI?
BAK DÜNYAYA…
EN BÜYÜK DEMOKRASİ HAVARİSİ AMERİKA!..
ÇIKARI İÇİN HER ŞEYİ MÜBAH KILARAK DÜNYAYA EFENDİLİK EDİYOR…
Onu izleyen dünya niçin geri kalsın ki?
Ha ülkemizdeki, sağcılara, solculara, komünistlere, radikal İslamcılara bakmayın…
Hemen her birinin idealinde Amerika’da, eğitim görmek, yaşamak yatıyor…
Hatta çoğunun çocukları orada yaşıyor.
Amerika kapitalistmiş peh…
Amerika İslam düşmanıymış peh…
Amerika tek parti anlayışına karşıymış peh…
Önemli mi bunlar…
Sen çıkardan haber ver…
Gerisi lafı güzaf…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.