KANKİLER

• 9 Eylül 2012 Pazar 18:47:02

KANKİLER


Kafe’nin içi, birkaç masa hariç, dolu sayılırdı. Burası çoğunlukla lise ve yüksek-
Okul öğrencilerinin uğrak yeri temiz güzel bir yerdi. Özgür saatine bakıp kankisi
Aytekine sordu.
…… Kanki , nerde kaldı bu kızlar, arasak’mı acaba? Aytekin neyin var kardeşim-
geldiğimizden beri çok durgunsun. Bir derdin varsa söyle halledelim.
…… Derdimin çaresi yok kardeşim, bu dert benimle mezara kadar gidecek.
…… Allah, Allah! merak sardı içimi, korkmağa başladım. Çaresi yok ne demek-
Çok kötü bir hastalığa’mı yakalandın, yoksa ailede’mi bir problem var?
…… Yok be kanki, benim en büyük derdim kafamda, kanımda, her yerimde. İçime-
cin’mi kaçtı, şeytan mı var bilmiyorum.
…… Kanki söylesene Allah aşkına, meraktan çatlatma insanı?
…… Söyleyemem özgür, söylenecek gibi değil. Kapatalım bu konuyu.
…… Seni anlayamıyorum aytekin, bir haftadan beri sen çok değiştin. Aşk olsun-
kankinden’mi saklıyorsun? teessüf ederim sana.
…… Özgür yeter artık, kapatalım bu konuyu dedim, anlatmak istemiyorum.
…… Kanki yemin ederim, şimdi daha çok meraklandım, bak söylemezsen ölümü-
gör. İşte bak ağzımdan büyük yemin çıktı.
…… Oğlum sen zaten gavursun, senin dua’n kabul olmaz.
…… Niye ben hiristiyanım diye benim allahım yokmu? Seni yaratanla, beni –
yaratan aynı değimli?
…… Ya, tamam kanki, şaka söyledim. Bak anlatacağım ama kimseye söylemi-
yeceksin tamam mı?
…… Tamam söylemem, çabuk anlat meraktan çatlayacağım.
Aytekin etraftaki masaları gözden geçirdi, her kes kendi halinde sohbet edip –
vakit geçiriyordu. Derin bir nefes alıp, kısık bir sesle anlatmağa başladı.
……. Çok kötü durumdayım özgür, bir süreden beri , sık, sık kendi kendime –
hayaller kuruyorum. Aklıma olmayacak saçma sapan şeyler geliyor. Bu da-
Beni çok rahatsız ediyor.
……. Mesela ne gibi hayaller kanki, anlayamadım.
……. Şöyle söyleyeyim. Dün akşam yatarken aklıma , bizim şu sarışın güzel –
İngilizce hocası geldi. Hayalimde onunla seviştim.
……. Hadi bee! Anlatsana kanki neler yaptınız?
……. Hemen cıvıma özgür , ayıp oğlum o bizim öğretmenimiz. ( Aytekin özgüre-
senin ablanla da hayalimde seviştim) diyecek cesareti kendinde bulamadı.
…… Eee kanki hepsi bu mu?
…… Elbette hepsi bu değil. Durduğum yerde aklıma bir sürü şeytanlık geliyor.
Hayal kurup fantezi üretiyorum. Geçen hafta babam’la iş yerinin yakınındaki
camiye cuma namazına gittik. Namaza başladım, eğildim tam doğrulacağım.
Semi allahu limen hamide derken, aklıma ünlü bir artist geldi. Kafamdan uzak-
laştırmağa çalıştım.dua okumağa çalışıyorum, ne yapsam, ne etsem aklımdan-
bir türlü gitmiyor. Şeytan sana lanet olsun bırak artık beni, aklımdan çık-
git diyorum, aklımdan bir an olsun çıkmıyor. Namazı zorla vesvese’yle –
kıldım. Kendi kendime lanet ettim, insanlığımdan utandım. Geçen hafta-
bunun, için doktora gittim. Doktor beni dinledi, birkaç, bir şey söyledi-
onbeş gün sonra kontrole gel dedi.
…… Üzülme kanki, bende her zaman hayal kurarım. Dünyadaki insanların hepsi’de-
hayal kurar.
…… Yok kanki, ben çok rahatsız oluyorum, vicdan azabı çekiyorum. Durduğum-
yerde, karşı komşumuz, annem yaşındaki kadın geliyor aklıma,fantezi –
yapmağa başlarken, hemen tövbe estağfurullah, tövbe tövbe deyip, dua-
okumağa başlıyorum. Bismillahirahmanirrahim derken,aklıma rahim-
takılıyor.
……. Pes vallahi kanki? Gerçekten senin durumun çok vahim. Allah aşkına –
doğru söyle kanki,bizim Nazlı’yla, Ayşe’yle de fantezi yaptınmı?
……. Evet ne yalan söyleyeyim, malesef evet. Özgür sen bu Pazar kiliseye-
gidersen papaza, durumumu anlat bakalım,ne diyecek.
……. Anlatayım ama, bence sen önce sizin hocanıza bir sor bakalım?
Bu sırada, kafe’den içeri iki güzel kız girdi. Sağa, sola bakıp etrafı-
süzerlerken, Aytekin’le, Özgürü görünce, yanlarına geldiler. Özgür hemen
ayağa kaktı.

……. Önce hoş geldiniz kızlar. Sonra neden geciktiniz? Ağaç olduk burada.
Kızlar sandalyelerine oturdu, soruya nazlı cevap verdi.
……. Hep Ayşenin yüzünden. Ayşe bize geç geldi yarım saat evde ayşe’yi bekledim.
Ayşe bir tuhaflık bir soğukluk olduğunu hemen anlamıştı.
……. Ne o kankiler, aranız bozuk galiba sizin. Yoksa karadenizde gemileriniz ‘mi-
battı? İsterseniz biz başka bir gün gelelim. Kalk nazlı biz gidelim.
Ayşe ayağa kalktı, özgür hemen ayşenin kolunu tuttu. Ayşe lütfen otur.
Kankimin bir problemi varda ,siz gelmeden onu konuşuyorduk.
Lafa nazlı girdi.
……. Problem çözmek ,bizim işimiz tatlım, mesele nedir anlatında çare bulalım.
Aytekin, özgüre yan gözle bakarak, söylememesi için, kaş göz işareti yaptı.
Ayşe hemen fark etti.
……. Ne o aytekin, kaş göz hareketleri, bizle ilgili bir şey varsa, çekinmenize gerek –
yok.
Özgür aytekine baktı. Kusuruma bakma kanki, Biz yıllardır çok iyi arkadaşız.
Her zaman , birbirimizin kötü günlerinde destek olduk. Ben nazlı’yla, ayşe’nin
bu durumu bilmelerinin hakları olduğunu düşünüyorum.
…… Hayır özgür, ben sana güvendim sırrımı söyledim, lütfen konuyu kapat.
Nazlı sinirlenmişti.
…… Bak aytekin, bunca yıllık dostluğumuz, arkadaşlığımız var. Ben ailem’e bile-
açamadığım sırlarımı seninle paylaştım. Eğer bize güvenin yoksa söyle.
…… Ne alakası var şimdi nazlı , söylemek istemiyorum.
…… Söylemek zorundasın Aytekin, bak ölümü gör söylemezsen. Kalk ayşe –
gidiyoruz, bu dostluk burada bitmiştir.
Özgür ayşe’nin kolundan tuttu.
…… Durun be kızlar? Keşke söylemez olaydım. Kanki’mi hemen yargıladınız.
Ona biraz düşünme payı verin. Oturun bakayım, önce sipariş verelim.
Özgür garsonu çağırıp, dört kahve söyledi. Aytekin başı önde, elinde araba-
sının anahtarlığını şuursuzca, sağa sola çevirip duruyordu. Daha fazla-
dayanamadı, masadan kalkıp giderken, özgür arkasından seslendi.
…… Kanki nereye gidiyorsun?
…… Lavaboya gidiyorum.
…… İyi o zaman. Sen gelene kadar, ben konuyu kısaca anlatırım.
Aytekin çaresiz. Gözlerle özgüre baktı, ne yaparsan yap, bana ne der gibi-
omuzunu silkerek, yürüyüp gitti.
Beş dakika kadar sonra, aytekin, lavabodan arkadaşlarının bulunduğu masaya –
dönerken, arkadaşları onun geldiğini görünce, konuşmayı bırakıp sustular.
Aytekin kendisi yokken gelen soğumak üzere olan kahvesinden bir yudumiçti.
Masa’da sessizlik hakimdi. Sessizliği nazlı bozdu.
…… Aytekin hiç canını sıkma, senin durumunda milyonlarca insan var. Hep birlikte-
sana destek olup derdine çözüm bulacağız. Seni eskisi gibi,neşe’li, canlı, espi-
rili, hayat dolu olarak görmek istiyoruz. Bende zaman, zaman ünlü artistlerle-
ünlü mankenleri hayal edip,kendimi teselli ediyorum.
Özgür lafa girdi.
…… He vallahi! Yalnız senmisin hayal kuran kanki, Bende bazen kendimi deniz –
kenarında, bir yalının penceresinden, denize olta atıp balık tutarken hayal-
ederim. Bir yatta dünya turuna çıkmış, havai’de güzellerle kadeh tokuştururken-
hayal ederim.
…… Konuşma lan, Allah’ın gavuru. Senin hayallerinden bana ne.
…… Ayıp ediyorsun kanka, bana görede sen gavursun. Sırrını söyledim diye’mi –
bana kızıyorsun.
…… Sus be kanki, söyledinde ne değişti sanki, özür dilerim, sinirimden ne yapa-
cağımı bilemiyorum. Beni anlamıyorsunuz, benim hayallerim, sıra dışı.ben
düşünmem gerekmeyen şeyleri aklıma getiriyorum, bu yüzden vicdan azabı-
çekiyorum.
Özgür yanında oturan ayşe’ye baktı . Kızım sen’de bir şeyler söylesene .
…… Ne söyleyeyim özgür. Aytekin biraz abartıyor gibi geldi bana. Ben olsam-
annem yaşındaki karşı komşumuzu düşüneceğime, julia robert’i düşünürüm.
Aytekin aniden ayağa kalktı, kafe’nin çıkış kapısına doğru hızlı adımlarla-
yürüyüp kafe’den dışarı çıktı. Özgür’de sinirlenmişti, ayşe’ye kızdı.
……. Kızım sana bir laf söyledik, çocuğu iyice delirttin.
Özgür ayağa kalkıp aytekinin arkasından koştu. Nazlı ile ayşe, masada yalnız –
kalmışlardı.Birbirlerine öylece bakıyorlardı. Nazlı’da ayağa kalktı.
…… Hadi ayşe bizde gidelim, bakalım, bu işin sonu nereye varacak.

Özgür, aytekini bir sokak ilerde yakalamış, geri dönmesi için ikna etmeğe-
Uğraşıyordu ama , aytekin ayşenin lafına çok bozulmuştu.
…… Lütfen beni rahat bırak kanka, artık dostluk falan bitti. Bundan sonra ben –
yokum kardeşim, buraya kadarmış.
…… Saçmalama oğlum, sen manyakmısın. Ayşenin bir lafıyla yıllardır süren-
dostluğumuzu bitiriyorsun. Bak benim gavur inadımı hortlatma gider-
ayşenin ağzının payını veririm. Hadi kanki hatırım için, geri dönelim.
Aytekin israrla yümeğe devam ediyordu.
…… Kanki inat etme, araban’da kafenin önünde kaldı, hadi dönelim.
Aytekin’in gözüne ,karşı kaldırımdaki cami ilişti. Özgürün elinden kurtulup-
yolu hızla geçerek, karşı kaldırımdakı caminin bahçesine daldı. Caminin-
abtest almak için yapılan , çeşmelerinin yanında, birkaç kişi, abdest alıyordu-
Onların yanından geçip, caminin kapısına yaklaşırken, camiye girmekte olan-
bir adam gördü. 50- 55 yaşlarında,orta boylu, kır saçlı adama seslendi.
…… Afedersiniz cami’nin hocasını arıyorumda, nerede bulabilirim.
Adam durup aytekini şöyle bir baştan aşağıya doğru süzdü. Hoş geldin, genç-
adam. Hocayı neden arıyorsun?
…… Kafamı rahatsız eden birkaç soru soracağım.
Adam kolundaki saat’e baktı.
…… Hoca benim kardeşim, yalnız beş dakika sonra ikindi namazı için,ezan okuya-
cağım. İkindi namazından sonra sorsan olmazmı?
…… Olmaz hocam, şimdi hemen sormazsam bir daha sormağa cesaret edemem.
…… Peki sor bakalım, ama çabuk ol, ezanı kaçırmayayım.
Aytekin başını çevirip avlunun çıkış kapısına baktı. Özgür, Nazlı, Ayşe kapıda –
durmuş kendisine bakıyorlardı. Aytekin başını hoca’ya çevirdi.
…… Hocam, bir aydır, şeytan aklıma girip, beni kötü düşüncelere sevk ediyor. Nasıl-
anlatsam bilmiyorum.
…… Çekinme kardeşim, inşallah çaresini buluruz.
…… Hocam devamlı kendi kendime hayaller kuruyorum. Ama bu hayaller,beni –
çok rahatsız ediyor, vicdan azabı çekiyorum, kendi kendime kızıyorum.
Aklımdan atmak, kovmak istiyorum ama bir türlü aklımdan çıkmıyor.
…… Anlat kardeşim anlat, ama biraz çabuk ol.
…… Hocam, okuldaki öğretmenim geliyor aklıma. Hayalimde onunla sevişip-
fanteziler kuruyorum. Aklıma kız arkadaşlarım geliyor, onlarlada aynı şey-
oluyor. G eçen Cuma şehir içinde babamın ofisine yakın bir camiye, namaz-
kılmağa gittim. Namaza başladım, tam doğrulacağım, semi allahu limen-
hamide dedim, aklıma ünlü bir artist geldi şeytan sana lanet olsun, bırak-
beni defol git diyorum, gitmiyor. Dua’yı şaşırdım,eğilecekmiyim, doğru-
lacakmıyım bocalayarak, vesvese içinde namazı bitirdim. Bizim sokakta-
karşı komşumuz var hocam. Kadın annem yaşında.
……. Tamam kardeşim ben senin derdini, üzüntünü anladım.Dünyadaki düşüne –
bilen bütün insanlar, hayal kurarlar. Ama önemli olan insanın aklını kötü-
düşüncelerden korumasıdır. Ben üfürükçü değilim ki, sana okuyup üfleye-
yim.Ya da muska yazıp vereyim. Şöyle düşün: Bir televizyon kanalını açtın.
Kötü çirkin şeyler var. Kapatıp başka kanala geçeceksin. Aklını başka yere-
yönlendirmeğe çalış’ki kötü düşünceler aklından çıkıp gitsin.
…… Denedim hocam, birkaç saat sonra yine aklıma bir sürü saçma sapan düşün-
celer geliyor.
…… Bak genç kardeşim; Şu cami duvarının yanındaki iki katlı, sarı boyalı evi-
görüyormusun?
…… Evet hocam, görüyorum.
…… Ben, 3 sene önce, ezan okumağa giderken, ikinci katın balkonunda mini-
etekli bir kız gördüm. Eğilip doğruluyor, çamaşır asıyordu. O kız geçen-
sene evlenip gitti. Ben hala 3 senedir namaz kılarken, ezan okurken –
arada bir aklıma geliyor. Bende bunun kesin çözümünü bulamadım.
Hoca, elini Aytekinin sol göğsüne, kalbininüstüne koydu.
…… Bak genç kardeşim. Yüce yaratan, kur’anı kerimde şöyle buyuruyor.
Ben size şah damarınızdan daha yakınım. Bu demektir’ki biz daima-
Allahın huzurundayız. Allah, bizleri daima görür ve ne yaptığımızı-
neler düşündüğümüzü bilir. Senin şu kalbin aklına gelen kötü düşün-
celerden dolayı, vicdan azabı çekip üzülüyor, kahroluyorsa, kötü –
düşüncelerden, kurtulmak istiyorsa, yüce Allah, sana mutlaka yardım-
edecektir. Vakit geldi genç adam,1 dakika sonra ezan okuyacağım.
…… Allah razı olsun hocam. Çok teşekkür ederim. Yalnız biz bu konuşmağa-
( Kelin merhemi olsa, önce kendi başına sürer) diyebilirmiyiz?
…… Tövbe estağfurullah tövbe, evet öyle, diyerek ,hoca hızlı adımlarla, camiye
girdi. Aytekin gayet sakin bir şekilde, kapının önünde bekleyen arkadaş-
larının yanına geldi. Özgür merak içinde sordu.
…… Kanki , kimdi o konuştuğun adam?
…… Hadi kafeye gidelim , orada anlatırım size.
Nazlı israrla sordu.
…… Aytekin lutfen çabuk anlat, meraktan çatlayacağım, hoca ne dedi?
…… Ne diyecek kızım. ( tövbe, tövbe, evet öyle) dedi.
Tam yürümeğe başlamışlardı, hocanın sesi hoparlörden duyuldu.
Aytekin gülümsedi. Eminim hoca ezan okurken, benim söylediklerimi –
Düşünüyordur diye içinden geçirdi.