OKUL YOLU !
OKUL YOLU !
Okullar açılıyor. Eğitim ve öğretim yılı başarılı, sağlıklı ve huzurlu geçsin. Bu yıl 4’ler öğretime damgasını vuracak ve de yıl boyunca konuşulacak. Yaşa başa ve eğitimin fiziki ortamına , programına ve koşullarına bakılmadan alınan ani kararlar ne getirecek ve neler götürecek bunu zaman gösterecek.
Okullar açılırken , okulun , öğretmenin ve eğitimin çocuklar için önemini anlatan şarkılar söylenirdi. Eğitim için motivasyonun, araç ve gereçlerin, fiziki ve sosyal ortamın, öğretmenlerin, ailenin ve çocuğun bütün yönleriyle ele alınmasına dikkat edilirdi. Daha ilk günden huzursuz başlayan bir eğitimin sağlıklı sürdürülebilmesinde güçlükler çıkacağı kuşkusuzdur.
Toplu taşımalı eğitimden , okula aç giden çocuklardan ,nehirlerde sallar ve tahta köprülerden geçerek, dağlar, tepeler aşarak okullarına giden çocuklardan nasıl sağlıklı bir eğitim almalarını bekleyebiliriz ?
Eğitim ve sağlık anayasalarda devlete verilmiş temel ve vaz geçilmez, ertelenemez, ihmal edilmez görevler olarak belirlenmiş. Her yıl yaşananlara bakılınca bu alandaki ihmaller ve yanlışlıklar karşısında insanın kanı duruyor.
Özürlülerin eğitimi de başlı başına önemli ve öncelikli bir konudur.
Eğitim program ve planları ile ders kitapları yanında öğretmenlerin sosyal ve ekonomik sorunları da ayrıca üzerinde çok konuşulacak sorunlarla iç içe bulunmakta.
Bütün yönleriyle okullar açılmadan ele alınması ve hazırlıkların yapılması gerekirken, maalesef yılların verdiği yanlış bir anlayışla hep okullar açılınca bu konular gündeme gelir.
Okul yoları bile açıldıktan sonra yapılmaya başlanır, her yan toz duman içinde kalır. Tıpkı eğitim ve öğretimin diğer konuları gibi.
Yıllar önce okullarda münazaralar yapılırdı ve iki sorulu bir konu seçilirdi ; “ Bir ülkenin ve milletin kalkınması için yol mu, okul mu önemlidir ?
Toplum yaşamında kazançlar ve kayıplar yıllar sonra kendisini gösterir. Keşkeler, ahlar ve vahlar ! fayda etmez. Olan olmuştur. Eğitimde yapılan hataları en güzel anlatan bir halk sözü vardır:
“ATALARIMIZ KORUK ÜZÜM YEDİLER EVLATLARININ DİŞLERİ KAMAŞTI !...”
Dilerim bu söz zamanla haklı çıkmaz. Aklım ve bilimin ışığında alınan kararlar ve çağdaş tekniği esas alan uygulamalar eğitim ve öğretim hizmetlerinde tek çıkar yoldur. Bunu temel almayanlar hüsrana uğrarlar ve de kaybeden bireyler ve toplum olur.
Bir ulusun kaderini ve geleceğini şekillendiren ve yönlendiren eğitim hayatı ,bilimsel çalışmaların ve çağdaş veriler ışığında ulusal yapıların değerlendirilmesiyle şekillenip uygulamaya konulmalıdır. Bu alanda yapılacak uygulamalar ayak üstü, günlük ve anlık değil, yılların süzgecinden geçirilerek gelen uygulamalardan alınan derslere ve sonuçlara göre akademik eğitim kurumlarının ve yöneticilerin birlikte oluşturacakları bir çalışma ile sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılabilir.
Ulusal birliğimizin ve varlığımızın temel yapısını oluşturan eğitim konuları bütün yönleri ve esasları ile bireysel kararlarla oluşturulamaz. Eğitim bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde çok sayıda katılımcı yer alır. Aile, anne, baba, akademik kurumlar, bilim adamları, siyasi ve idari yöneticiler ve çocuk eşit ölçülerde bu katılımcılar arasında yer almalıdır. Bunlardan biri tek başına “yaptım oldu-bitti” anlayışı uygularsa , sancılar kaçınılmaz olur. Toplumsal sancılar ve acıların sonuçları ne getirir zamanla çıkar. Toplumsal kayıplara ve zararlara neden olanlar tarih önünde sorumludurlar. Toplumun vicdanı zaman geçse de bunun yargısını yapar.
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” diyen büyük önder ve baş öğretmen ATATÜRK ile “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen bilgeyi de saygı ile hatırlayıp selamlayarak okul yollarındaki çocuklarımıza üstün başarılar diliyorum…
YAHYA AKSOY
YORUMLAR
Ulusal birliğimizin ve varlığımızın temel yapısını oluşturan eğitim konuları bütün yönleri ve esasları ile bireysel kararlarla oluşturulamaz. Eğitim bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde çok sayıda katılımcı yer alır. Aile, anne, baba, akademik kurumlar, bilim adamları, siyasi ve idari yöneticiler ve çocuk eşit ölçülerde bu katılımcılar arasında yer almalıdır. Bunlardan biri tek başına “yaptım oldu-bitti” anlayışı uygularsa , sancılar kaçınılmaz olur. Toplumsal sancılar ve acıların sonuçları ne getirir zamanla çıkar. Toplumsal kayıplara ve zararlara neden olanlar tarih önünde sorumludurlar. Toplumun vicdanı zaman geçse de bunun yargısını yapar.
GÜNAYDIN ÇOK SAYGIN ÜSTADIM;
YORUM DİYE LAF KALABALIĞI YAPMANIN BİR ANLAMI YOK..SİZ ZATEN HER ŞEYE USTACA VE DE ÖZET OLARAK DEĞENMİŞİNİZ..YUKARIYA ALDIĞIM BÖLÜM BELKİDE BENİM YAZACAKLARIMIN ÖZETİ MANASINDAYDI..HARİKA BİR BİGİ PAYLAŞIMIYDI...
YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN..KUTLUYORU EMEĞİNİZİ..
SELAM VE SAYGILAR SUNUYORUM.