Çaya Dair Kırk Yazı (10)
Çay en çok hangi zamana yakışır diye bir soru sorulsa, teretdütsüz eylül derim çay seven biri olarak. Ağaçların veda şarkısı daha bir içli, daha bir etkileyici olur, yazın vedaını ima eder çayın buğusu eylülde.
Eylülü tarif et denilse, öyle mevsimlere değgin cilt cilt ansiklopedi devirmem. Eylül, yaz ile kış arasındaki hüzün renkli geçiş köprüsünün ete kemiğe bürünmüş hali./ Takvim yapraklarına yazılan misalidir. Cümlelerini kurarım. Devamında ağaçların ağır ağır suskunluğa bürünmesi, buruk bir merhabanın ardınca gelen elveda eylül…
Eylül,ömrümüzün sükut rengindeki bölümüne atıf şiirlerde. Eylül, zamanın şiir kokulu, dokunaklı kesiti. Merhum şairimiz Yahya Kemal, Eylül Sonu Şiirinde:
“ Günler kısaldı Kanlıca’nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa.
Yazlar yavaşça bitmese günler kısalmasa.”derken ne güzel tercüman oluyor duygulara. Bu dizelerde hüzün, tıpkı çayın üstündeki buğu gibi tütmekte. Ben de eylül ile çayın birbirine yakışan ikili, iki sırdaş ; iki dost olduğu intibaını pekiştirmekte. Eylülün rengiyle çayın rengi kucaklaşınca bardakta, çay saati daha bir nahifleşiyor. İnsan hazzı, hüznü ve sohbeti aynı ipek bohçaya sarıp bir yolculuğa çıkıyor.
Başka bir şairin ifade ettiği misal, “Ağaçlar sonbahara hazırlanırken.” Bir naz bulutu merhaba diyor bardaktan hüzünle karışık. Semaver biraz dertleniyor, demlik sükun hâlinde. Bu minvalde eylül, hüznün bestesini yapıyor sessiz sakin. Muhacir kuşların telaşına tezat titrek bir merhaba dost dudaklarda elvedaya gebe.
Çayın buğusu, hüznün buğusu ile karışıyor sanki. Dudakların suskunluğu çayın billur şiiri ile çözülüyor. Işıltısı göz alan bardaklar, albenili hazallar gibi hazan mevsiminide süzülüyor. Mevsim çay mevsimi, aylardan eylül. Bir gül düşüyor elinden hayallere gül misalin, her şey her yer gülleşiyor…
Ankara, 04.09.2012 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.