- 1422 Okunma
- 27 Yorum
- 1 Beğeni
İŞTE GELDİM GİDİYORUM 1
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İŞTE GELDİM GİDİYORUM 1
Bölüm 1
-Çok sıkıldım. Zaman dolsa da artık gitsem; biraz hareketlense hayatım.
-Aaaa! Hiç söylemedin. Yolculuk mu var?
-Aklıma gelmedi ki hiç… Evet, dünyaya gidiyorum. Zaten pek uzun olmayacak galiba. Bakalım ne kadar kalacağım?
-Haberleşir miyiz?
-Sanmam. Duyduğuma göre orada her şey karışık. Zaman bulamam bence. Hem bulsam da sana ulaşabilmek zor olur dünyanın şartlarında.
-Ben hiç gitmedim. Belki ben de gelirim bir ara.
-İşte! Güneş aydınlatmaya gidiyor dünyayı. Bana tembih etmişlerdi. “Güneşin ışıtmasına az kala ulaş” demişlerdi. Görüşürüz. Geldiğinde beni bul.
-Bulacağım. Görüşürüz.
……………………………………………………
Evrenin bir noktasından arkadaşına veda ederek yola koyuldu. “Git” demişti kendisini yaratan; o da yollara düşmüştü işte. Bulunduğu yerde zaman kavramı farklıydı. Kendini dünyaya göre ayarlaması için uyarmışlardı. Oysa dünyadaki tüm yaşamı, bulunduğu yerdeki çok kısa bir süreyi kapsayacaktı. Öyle demişlerdi.
Bir konuda daha uyarmışlardı. Dünyaya ulaştığında minicik bir bebek olacak, bir anneye, babaya sahip olacaktı. Onlar besleyecek, eğitecek, büyüteceklerdi. En kötüsü de; geri dönene kadar asıl yerindeki tüm yaşantısını unutacak olmasıydı. Her şey dünyadaki şartlarda gelişecekti.
………………………………………………………………
Gözü kamaştı birden. Çok karanlık yollardan birden aydınlığa gelmişti. Açamıyordu gözlerini. İşin kötüsü de unutmuştu geldiği yerleri. Düşünüyor; ama anlatamıyordu hiçbir şeyi. Acıkırsa, terlerse, susamışsa ancak, ağlayarak anlatıyordu dertlerini.
Zaman geçmiyordu bir türlü. Yürüyemiyordu bile. Sadece kucaklarda ya da yatakta yatmaktaydı. Yavaş yavaş büyüdüğünün farkındaydı ama…
Önce emekledi, sonra yürümeye başladı. Anne ve babası da çok seviyordu kendisini. Henüz nedenini bilemiyordu; ama o da çok seviyordu ailesini.
Artık günler değil sadece, yıllar da geçmeye başlamıştı. Dünya çok zor bir yerdi ve artık alışmış, bir dünyalı olmuştu iyice.
Okula başladı. Okumak, yazmak ne güzel şeylerdi. Dert anlatmanın, yüreğindekileri aktarmanın bir başka yoluydu elinde kalem oluşu. Ya o müzikler? Hem bilgi öğretiyor, hem ruhunu okşuyordu onun. Öğretmen renkli kalemler veriyor, o da kalemlerle düşlediklerini yapıyordu bir beyaz kâğıda.
Mutlu olduğunu hissediyordu. “Yaşamak ne güzel şey.” dedi içinden. “Dünya çok güzel… Anne, baba, dede, nine, kardeşler ne iyi. Herkes beni seviyor, herkes birbirini seviyor.”
Ölümü bilmiyordu henüz. Yaradan, geldiği yerleri unutturduğu için hep böyle mutlu yaşanacağını düşünüyordu.
Gittikçe büyüyor, boyu da uzuyordu. Yüzünde babasında olduğu gibi sakallar belirdiğini hissetti. Kendini çok büyük gördü birden; bir baba gibi, kocaman amcalar gibiydi sanki… Zevkle gülümsedi; “Güçlüyüm artık!” der gibiydi.
Babası gazete istemişti kendisinden. “Okul dönüşü gazete al.” demişti. Gazete satan yere yöneldi.
O an gazetenin yararları aklına geldi. Az gerilere gitti hayatında.
Henüz çok küçüktü ve okula bile gitmiyordu. Dedesi, babası her akşam endişeyle, ellerinde gazete, yanlarında radyo; haberleri okurlar ve dinlerlerdi. Kosigin ve Kenedy’nin sözlü sataşmaları yer alırdı gazetelerde. Kendisi okuma bilmezdi; ama dedesinin ve babasının korku dolu anlatımlarını duyardı hep. Savaşın kötülüğünü anlamıştı; ama niçin kötü olduğunu henüz bilemiyordu.
Artık gazetecinin yanındaydı. Parayı uzattığı an caddenin karşısındaki dükkandan keserle vurur gibi “Dan, dan, dan!” gibi sesler gelmişti. Seslere bir insanın feryadı karışmıştı. Sonra başka feryatlar karışmıştı o feryada…
Yerde kocaman bir adam kanlar içinde yatıyor, oğlu “Babaaaaaaa!” diye haykırarak ağlıyor, karısıysa ağıtlar diziyordu…
Ölüm bu idi demek…
(Birinci bölümün sonu)
NOT: Öykümün bu bölümünü güne getiren değerli Seçki Kurulu’na teşekkür ederim...
YORUMLAR
Turgay COŞKUN
Teşekkür ediyorum değerli yorumunuza... Onur verdiniz...
Saygılar...
ben yanlışlık yaptım önce 6ntıncı seriye cevap yazdım zihnimin beni yanıltması
çünkü yazılanları okuyorum lakin bir müddettir kimseye yorum yapamıyordum
geçerli nedenlerimden neyse ben en iyisi sil baştan hikayenizi sağlam kafayla okuyayım
sonrasında yorumlıyayım
selamlar
Turgay COŞKUN
Gerçekten de pek görünmüyorsun yazılarımda... Oysa yorumlarınızi bekliyordum.
Teşekkürler değerli yoruma...
Sağlıcakla...
hem geçmiş doğum gününüzü kutlar hemde başladığınız öyküde kolaylıklar dilerim saygılarımla...
sevdiklerinizle sağlıkllı huzur mutlu dolu günler dilerim..
.(başak burcu yükselen burcum benimde)
Turgay COŞKUN
Güzel dilekleriniz için var olun..
Saygılar.. :)
Gülayşe DELEN
ne güzel anlatmışsınız..
gerçekten insan yaşamadan hiçbir şeyi tam olarak anlayamaz ama ölüm..o bambaşka..onu görene kadar,o denli uzak gelir ki bize..sanki hiç onu görmeyeceğiz,hiç onunla tanışmayacağız sanırız..ve gördüğümüzde işte tam da böyle deriz:demek ölüm böyle bir şeydi!
Turgay COŞKUN
Teşekkürler güzel yorumunuza...
Saygı ve selamlarımla...
.İçten duygular..sıcacık..bir içim suu misali..yüreğinize sağlık..İşte şairimin duyguları işte kalemin güzelliği..sevgi saygılar..
Turgay COŞKUN
Saygılar...
.
Ömür dediğin nedir ki. Daha dün bizde çocuktuk..Kız kardeşimle sabah yarış yapıyorduk annem önce benim saçımı tarasın diye.. 20'li yaşlar benim için çok büyük yaşlardı. Şimdi 30'a yaklaşırken sorgulamalara düştüm gidiyorum. Hep daha dün, daha dün diyorum. Ne çabuk geçti.
Küçük çocuklara daha bir dikkat eder oldum ve beli bükük yaşlılara.. Doğduğunda bir anne'ye şefkatli kucağa muhtaçken yaşlılığında yine sıcak bir ilgiye muhtaç insanlar. İşte hayat bu.
Yaşlı bir büyükleri dinlemeyi seviyorum. Ve hayat hikayesini bir çırpıda anlatıyor. İşte bu kadar kısa hayat. Yaşanılan şu anı bilir herkes. Dün gitti yarın meçhul sadece an var..
Öyleyse insanlarda ki bu telaşe neden. Bir koşuşturma, bir yorgunluk.. Hep daha fazla, daha fazla kazanayım derken ömür gidiyor. Kanaat yok, herkes kazandığım yetmiyor derken, isteklerim bitmiyor aslında demeyi unutuyor.
Değer mi bu kısacık ömrü hayatta kendini bu kadar yıpratmaya. Rasulullah ne diyor "Dünya hayatı yoldan geçerken dinlenmek için konaklayan yolcunun molası kadar kısadır" Biz o molaya neler sığdırmaya çalışıyoruz.
Ve dünyalıklar için yatırım yaparken unutulan şey Muhammed Bozdağ'ın dediği gibi "Bedeninizi besleyecek bir meslek edinme uğruna yıllarca okudunuz..Yüreğinize de aynı yatırımı yaptınız mı?"
Ölüm bu idi demek belkide yanlıştır. Aslında hayatın başlangıcı bu idi . Ruh cesetten ayrılıp ait olduğu yere gidiyor sadece.
Aklıma sorular düştü Turgay hocam. Geldik gidiyoruz ama ne götürüyoruz bu dünyadan.
Boşu boşuna buraya gelmedik, gönderilmedik.
Bu yazı üzerine günlerce düşünülür yazılır, devamını bekliyorum..
Muhteşemdi Turgay hocam.. Kaleminiz daim olsun..
Turgay COŞKUN
Ben öyküye başlarken de insanın meçhulden gelip, meçhule gidişini vurgulamaya çabaladım. Ve sizin de yazdığınız gibi dünyanın aslında çok kısa bir zaman dilimi olduğunu belirttim. Bunu yazarken de aynı hadis-i şerif idi dayanağım.
Devamını yazdım. Ama maalesef yazılar fazla okuyan bulamıyor. :)
Beğeninize ve yazmaya, okumaya, araştırmaya olan arzunuza binlerce teşekkürler...
Selamlar...
saygıdeğer hocam
öncelikle doğum gününüzü kutlarım
sevdiklerinizle sağlık, huzur ve mutluluk içinde bir ömür sürün İnşallah
doğum gününüze denk gelen bu anlamlı paylaşım içinde yürekten teşekkürler
yazınız hak ettiği yere gelmiş çok sevindim
tekrar tebrikler, saygılar hürmetler
Turgay COŞKUN
Öyküyle ilgili güzel sözlerin ve beğenin beni mutlu etti...
Teşekkürler...
Selamlar...
Hayat ölümün az öncesi
ölüm ise iki kas arasi anlik bir aldanti sonrasi.
Tebrikler güclü kaleme
saygi ile.
Turgay COŞKUN
Selamlar, saygılar...
Turgay Bey, yazınızı dün okudum fakat yorum bırakamadım. Geç kalınmış bir badana işimiz var. Bir de üstüne grip yakalayınca perişan etti beni. Güzeldi ve hakettiği yerde yazınız. Tebriklerimle...
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Hayat
Ölümü anlamak için küçülmek
Ya da büyüdüğünü adam akıllı hissetmek
Ya korkular?
...
Tebriğim ve hürmetle
Turgay COŞKUN
Saygılar...
Güne gelen anlamlı hayat yolculuğu dizinize,tebrikler.Beğenerek okudum,
inşallah kaçırmadan takip ederim, saygılarımla.
Turgay COŞKUN
Saygılar, selamlar...
Turgay COŞKUN
Saygılar...
Turgay COŞKUN
Saygılar, selamlar...
Turgay COŞKUN
Saygılar, selamlar...
Yazı güzel bir fikirle başlamış. Dünyaya gelen bu çocuğun, hayatın gerçekleriyle tanışmasını okuyacağız sanırım. Kelimelerle oynamayı tercih etmiyorsunuz gibi geldi.
Saygılar...
Turgay COŞKUN
İlaveler yapmazsam şimdilik temel konu bu.
kelimelerle oynamayı öykünün ya da şiirin konusuna ve durumuna göre severim.
Bu arada hemen belirtmek istiyorum... İsminiz hep beynimde ve edebi hayatta çok şey başaracağınıza inanıyorum. Çünkü sürekli bir değişiklikler arayışındasınız ve bu, kaleminizi daha bir okunur yapıyor.
Selamlar...
Guzel giris ve farkli yaklasimiyla hos bir yazi olmus . Insallah bir sonrakini kacirmam diyorum .
Kutluyorum gunun yazisini , kalemini ve seckiyi.
Saygimla..
Turgay COŞKUN
Saygılar sunuyorum... Selamlar...
Her zaman ki gibi özenli, emek dolu bir çalışma... ve çok bizden, hayatımızın içinden bir konu...Bir solukta okudum yazınızı ve merakla devamını bekleyeceğim...Bakalım usta kaleminiz bizi nerelere taşıyacak ve hayatın içinde daha neler bekliyor bizi? Güne gelen anlamlı yazınızı ve değerli kaleminizi içtenliğimle kutluyorum, daha nicelerine dost kalem...tebriklerimle, sevgi, saygı, selamlar...
Turgay COŞKUN
Her zamanki gibi yazı ve şiirlerimin takipçisisiniz. Beni onure etmekte inanın siz gibi güçlü bir kalem.
Nice çalışmalara diyorum...
Selamlar :)
Sev_tap
İnsanoğlu; doğar, büyür ölür ve bütün bu süreçlerden geçerken de birçok şeyi görür. Öğrenir.
Bakalım biz de bu yazıda neler görüp öğreneceğiz.
Tebrikler turgay, selamlar...
Turgay COŞKUN
Ama en büyük yolculuk sonrasında... Bu kadar kısa bir süreçte neden rahat ve kalite yaşamayız da, öldürmeyi seçeriz ki insanlık olarak?
Pardon... Bunları öykümde sorgulayacaktım :)
Selamlar.. :)
Kaç gündür aklımdan geçiriyordum Başak burcu olduğunuza göre ya Ağustos sonları yada Eylül
itibariyle doğum gününüz olmalıdır diye şimdi yazınızın başlığına gözüm takılınca
hayda bu da neyin nesi ne demek bu şimdi diye merakla okudum (korkuttunuz beni sizin gibi güçlü
birinden böyle başlıklı yazı beklemediğimden tabi ki vakti gelen mutlak gidecektirde ne oldu nasıl
bir olumsuzluk nedenki böyle yazmış dedim üstelik yazınızın ilk satırıda aldatıyor insanı neyseki
sonrasında dünyaya geliş varoluş konusu Anne rahminden bir an önce vakit doldurup dünyayı tanıma çabası sonrasında ki gelişmeler (evet büyüyen delikanlı olan genç arada babasına gazete alıp getiriyordu hatta ben sormuştum size gazetenin ismini:))tabi bu hikaye nasıl sonlanacak sizemi ait oda meçhul bize sadece şu an gözlerinin önünde öyle bir cinayeti gören gencin ruh halini düşünemiyorum bağıran ağıt yakan bir kadın babaa diye bağıran çocuğun feryadında ölümün ne olduğunu kavrıyan delikanlı (bakalım hikaye nasıl sonlanacak)
Turgay COŞKUN
Güzel ve içten yorumunuza çok teşekkür ediyorum...
Bence de bakalım hikaye nasıl devam edecek.. :)
Çok teşekkürler..
Selamlar...
Rabbi "kün" dediği anda , minicik bir cenin iken kulağımıza üflenen ruh ile bir yolculuk başlıyor dünya denen bu mekana.
Aslında yazının başında hiç de bu noktaya geleceğimi düşünmemiş, kendi çocukluğumun seyrinde yol alıyordum. Uzun zamandır düşünüyorum ben de ölüm nasıl bir şey diye. Bazen ölümün ne olduğunu biliyormuş hissine kapılıyorum. Ama sanırım yanılıyorum. Sevdikleriniz kaybetmek söz konusu olduğunda insanın hissettiği duygunun adı çaresizlik. Ölüm de bir yolculuk. Hepimizin çıkacağı ve çıkmadan ne olduğunu anlayamayacağımız bir yolculuk...
Ölüm Güzel Şey
Ölüm güzel şey,budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?...
Öleceğiz müjdeler olsun,müjdeler olsun !
Ölümüde öldüren Rabbe secdeler olsun!
Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
O demdeki,perdeler kalkar,perdeler iner,
Azraile hoşgeldin,diyebilmekte hüner...
O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın?
Toprağın altındaki saklambaçta varmısın?
Ölüm ölene bayram,bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel,bayramda tahta ata binmek var.!...
Ufka bakarlar;ölüm uzaktamı uzakta...
Ve tabut bekler,suya inmek için kızakta.....
Sultan olmak dilersen,tacı,sorgucu,unut !
Zafer araban senin,gıcırtılı bir tabut!
Necip Fazıl Kısakürek
Neden bilmem, belki de çok sevdiğim için bu şiiri bir kez daha paylaştım.
Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil diyor ozan Yunus Emre
Devamı bekliyorum.
Saygılarımla.
Turgay COŞKUN
Necip Fazıl Üstad'ın mısraları güzel destek olmuş konuya...
Teşekkür ediyorum beğenine... Devamı; Allah bir mani vermezse gelecek. Yolculuk başladı çünkü... :)
Selamlar...
Turgay COŞKUN
Selamlar..
Turgay COŞKUN
Saygılar...
Güzel bır kurgu, okuması keyifli, sonu tahmin etmesi zor bır yazı idi.Keyifle okudum, dünyaya ait boşluğu ve hiçliği bır daha anımsattı öylesine...
Kutlarım cani gönülden
Saygılarımla
Turgay COŞKUN
Öykü sanırım sürprizlerle devam edecek...
Teşekkür ediyorum...
Saygılar, selamlar...
İpekyildiz
Saygılarımla
Yüce Rabbimin mucisesi ufacık cenin etten kandan oluşuyor ,dünyamıza hayatımıza giriyor ,tebessümleri mutluluğumuz ,endişeleri ,üzüntümüz oluyor daha kötüsü o çiçeklerimizin savaşan bir dünyaya gelmesi mutsuz olmaları Allah hepimizi savaşın yokluğun sevgisizliğin ,ihtirasın kötülüğünden korusun Turgay bey devamini bekliyoruz Saygılarımla
Turgay COŞKUN
Devamı inşallah, Allah mani vermezse gelecek...
Teşekkürler...
Selamlar...
Turgay COŞKUN
Teşekkür ediyorum yoruma...